RABAT-CEZAYİR
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve aralarında Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın da olduğu kalabalık bir kadro ile dün sabah Fas’ın başkenti Rabat’a vardık. Fas’ta ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yönünde birtakım önemli temaslar oldu, dün ise Cezayir’e doğru yola çıktık. Bu yazıyı Rabat-Cezayir semalarında, uçaktan yazıyorum. Fas-Cezayir ve Tunus’u kapsayacak gezi kalabalık bir işadamı heyetini de barındırıyor. 200’ün üzerinde iş dünyası temsilcisi Kuzey Afrika ile ticaret hacmini artırmak ve yeni anlaşmalar yapmak için burada.
‘Bize reva mı?’ duygusu hâkim
Ancak, ziyaretin zamanlaması çok kritik. Türkiye’de tek bir gündem var. Ve bu gündemin ana muhatabı olan Başbakan ve hükümetin üyelerinin tam ortasındayız. O nedenle biz, Başbakan’ın uçağında seyahat eden 9 gazetecinin aklı bu seyahatin içeriğinden ziyade Türkiye’deki gelişmeler ve onların hükümet kanadında nasıl yorumlandığında...
Ben bakanların, danışmanların ve bürokratların son derece temkinli ve yapıcı bir tavır içinde olduğu tespitini yapıyorum. Genel olarak “11 yıldır elimizden gelen her hizmeti yaptık ve yapıyoruz karşılığında böyle bir vandalizm bize reva mı?” olarak özetlenecek bir duygu hakim. Bir de masumane başlayan gösterilerin nasıl provoke edildiği ve kimler tarafından manipüle edildiği yönünde yapılan tespitler var.
Şunu kesinlikle söyleyebilirim: Bu konuda hükümetten kakafonik bir görüntü çıksın istenmiyor. Her açıklama, her tespit üzerinde düşünülmüş ve mutabakata varılmış tespitler. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın açıklamaları ucu Fas’a da uzanan tam bir müzakere süreci sonucunda ortaya çıktı. Oradaki olumlu, ılımlı ve yapıcı dil bugün hükümetin tavrını net bir şekilde ortaya koyuyor. Muhalefete el uzatan ve kutuplaşmayı önleyici çağrı da bir süredir bazı çevrelerin ‘sert ve ayrıştırıcı tavır’ olarak eleştirilen tavrın hakim olmadığına ve olmayacağına dair önemli bir mesaj.
Samimi eleştiri yapılıyor
Kısacası Başbakan ve hükümet üyeleri park için başlayan protestoları ve o protestolara katılanları daha sonra ortalığı şiddete sevk eden göstericilerden ayırıyor ve ilk günkü polis hoyratlığı ile ilgili samimi bir özeleştiri yapıyorlar. Bunu istisnasız konuştuğum her hükümet üyesi için söyleyebilirim. Acaba ilk gün çadırları yakan, ortalığı gaza boğan ve hakkında soruşturma açılan polisler bir provokasyonun parçası olabilirler mi? Konuştuğum, Başbakan’ın yakın çevresinden iki önemli isme göre bu, ihtimal dahilinde. Zaten olay ciddi bir şekilde soruşturuluyor.
Balkon konuşması sinyali
Ben bu aşamadan itibaren Başbakan’ın, Arınç’ın verdiği mesajlar paralelinde, onun da ötesine geçerek yeni bir ‘balkon konuşması’ yapması gerektiğini düşünüyorum. Bu yönde ipuçları da görüyorum. Herkesin başbakanı olduğunun altını çizen, kapsayıcı, kucaklayıcı bir konuşma... Şiddeti, terörü, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenleri ayırt eden ama protesto hakkı ve kendisine oy vermeyenlerin taleplerine açık olduğunu vurgulayan bir konuşma... Bu konuşma bu seyahatte gerçekleşebilir. Şimdilik aldığım hava Arınç’ın mesajlarının gölgelenmemesi yönünde ama Cezayir Meclisi’nde ve Tunus’ta yapacağı hitaplar ve biz gazetecilere vereceği mesajları var Başbakan’ın...
Dezenformasyon rahatsızlığı
Bu krizle ilgili iletişim eksikliğini, polisin hoyratlığını ve inatlaşma görüntüsünü kesinlikle yanlış buluyorum ama bunu söylemek cumadan beri yaşananların demokratik bir protesto olduğu anlamına gelmiyor. Öyle başlamış olsa da bu gün ortada feci bir provokasyon, kaos ve bir de bu ortamı gerdirmek için uğraşan spekülatörler var. Bu seyahatte nabzını tuttuğum tüm politikacı ve bürokratlar en çok bundan rahatsızlar: Kirli ve yanlı bilgi akışı, kasıtlı yayılan felaket senaryoları, ‘borsa çöktü’ gibi ortalığa salınan ve Türkiye’ye zarardan başka bir şey vermeyecek uydurma haberler... Durumdan vazife çıkarıp Türkiye’de savaştan nemalanma hesabı yapanların meydanı ele geçirmesi Ak Parti içinde haklı bir isyan ve öfke duygusu yaratıyor. Madalyonun öteki yüzünde bir de bu var...