Nagehan Alçı

Nagehan Alçı

nagehan.alci@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Brüksel
Uzun bir aradan sonra yeniden Avrupa’nın başkentindeyim. Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ve beraberindeki heyet üç ana başlık için buradalar: Birinci ve en önemlisi Türkiye’de son derece olumlu bir şekilde devam eden çözüm sürecini Avrupa’ya anlatmak ve buranın nabzını tutmak. Bu sebeple Bakan önemli bir düşünce kuruluşu olan European Policy Center’da bu sabah bir konferans verdi. Neler mi söyledi? “Terörle mücadele ve barış süreci için tam desteğinizi görmek bizim için önemli. Analar ağlamasın, gözyaşlarının rengi olmaz. Türkiye’de Kürtler Kürt olduklarını söyleyemiyorlardı, oysa artık Kürtçe 24 saat yayının olduğu, üniversitede Kürtçe derslerin verilip, Kürtçe siyasi propagandanın yapılabildiği bir Türkiye var. Böyle bir Türkiye’de kan da durmalı diyoruz. Ama bu terörle mücadele etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu mücadele bir reaksiyondur. Aksiyon olmazsa reaksiyon da olmaz.” Bakan’ın çözüm süreci ile ilgili söyledikleri böyle ama sorular genellikle bu süreç değil Kıbrıs ve dini özgürlükler üzerine geliyor. Egemen Bağış’ın Ermeni ve Rum vakıflarına iade edilen 1,5 milyar euro’luk malları hatırlatması üzerine ilginç bir diyaloğa kulak misafiri oluyorum. Arka sıramda oturan komisyonda görevli bir İngiliz ve bir Hollandalı politikacı bakanın danışmanının kulağına eğilerek, ‘bu müthiş bir şey, böyle gelişmeleri daha yüksek sesle duyurmalısınız’ diyorlar. Oysa AB Bakanlığı gayet aktif çalışıyor, zannediyorum sorun olumlu noktaları duymak istemeyen kulaklarda...

Avrupa’dan mültecilere 10 milyon euro
Bir de önemli gelişmeyi duyuralım: Egemen Bağış’ın çabaları ve çalışmaları sayesinde AB, fonlarından 10 milyon euro’yu Türkiye’de kampların dışında yaşayan Suriyeli mültecilere aktarmaya karar vermiş.
Gelelim bakanı ve heyetini Brüksel’e getiren diğer iki sebebe: İkincisi Fransa’nın şubat ayında ‘Bölgesel politikalar ve yapısal araçları koordinasyonu’ başlıklı 22. Fasıl üzerinden kaldırdığı blokajın üzerine yapılacak görüşmeler. (Haziranda bu fasıl açılacak). Üçüncü ve çok daha önemli sebep ise hiçbir fasıl açılmayan 2,5 yıl ve 5 başkanlık döneminin ardından İrlanda dönem başkanlığında değil belki ama Litvanya’nın başkanlığında şeytanın bacağını kırıp ‘Sosyal Politikalar ve İstihdam’ başlığı altındaki 19. faslı açmak için temaslarda bulunmak. Bu sebeple Çalışma Bakanı Faruk Çelik de heyeti ile birlikte burada bugün.

Haberin Devamı

CHP ve MHP terör bittiğinde tabela indirecek

Haberin Devamı

Egemen Bağış’la yolda çeşitli vesilelerle de sohbet imkanı bulduk. Hem çözüm sürecine hem AB’nin Türkiye’ye karşı tavrına hem de Ergenekon davası sırasında ortaya çıkan görüntüler dahil birçok konuya yaklaşımını sorduk. Önceki gün gazetelere manşet olan Eşe Hanım çok etkilemiş bakanı. Diyor ki: “Şehit oğlunun maaşlarını biriktirip okul yaptıran Uşaklı Eşe ananın ellerinden öpüyorum... Bu ülkede barışın miladı analarımızdan geçiyor. Türklük anayasadan çıkarılacak, TC kaldırılacak, ülke bölünecek diye fitne yayanlara da Ese Ana çok güzel bir cevap...” Akil İnsanlar Heyeti’ne bakanlık olarak destek olacaklarını, onlara bazı paketler göndereceklerini söylüyor sonra da söz muhalefete geliyor. Muhalefetin tavrına tepkili Bakan: “Bahçeli ile Kılıçdaroğlu terörün çözüm surecinde iki kafadarı oynuyor. Belli ki terör bittiğinde tabelalarını indirmekten korkuyorlar ama korkunun ecele faydası yok.”
Konu dönüp dolaşıp Silivri’deki görüntülere geliyor. Orada da Bakan Bağış, CHP’ye karşı şu eleştirileri getiriyor: “Mahkemeyi kuşattılar adeta. Ama CHP’dir ne yapsa yeridir. Herkes fıtratının gereğini yapar. CHP oldum olası bu ülkeyi kaosa ve şiddete sürüklemekten, yargıyı kuşatma altına almaktan çekinmemiştir. Terör çözüldükçe, karanlık senaryolar açığa çıktıkça CHP’nin gerilmesi normaldir. Bir de oradaki genel manzara ile ilgili şunu söyleyeyim: Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye bağırıyorlar. Mustafa Kemal yaşasaydı bunların hepsini sopayla kovalardı.”