Yunanistan Başbakanı Çipras ve Partisi Syriza ucuz bir populizm ile borçlarının üzerine yatmak için referanduma gitti. Yıllardır hesapsızca alınan ve geri ödenmesi gittikçe zorlaşan borçları sildirmek uğruna çabaları karşılık görmeyince bunu bir bağımsızlık meselesi gibi göstermeye çalıştılar. Ezbere sloganlarla etkili de oldular. Borçların üzerine yatma oylamasına bir ‘demokrasi ve onur seçimi’ havası verildi ve sandıktan yüzde 61 oranında Çipras’ın istediği sonuç çıktı. Ancak şimdi anlaşılıyor: bu referandum kurnaz bir tiyatro. Yunanistan zaman kazanmak için oyun oynuyor.
Zira referandumun hemen ardından yeni bir paket sundu Çipras AB’ye. Bu paket, referandumu AB’den zaman kazanıp, halkın gözünde de imaj tazelemek için yaptığını gösteriyor. Pakete göre Yunanistan’a 53,5 milyar Euro’luk ek kurtarma paketi verilecek. Bunun karşılığında ise Yunanlar referandumda neye ‘hayır’ dedilerse onu yerine getirme sözü veriyorlar.
‘Hayır’ denen kemer sıkma paketinde KDV’nin yüzde 13’ten yüzde 23’e çıkması vardı. Yeni pakette KDV yüzde 23’te sabitleniyor.‘
‘Hayır’ denen kemer sıkma paketinde adalara vergi avantajının kaldırılması vardı. Yeni pakette adalardaki KDV oranında yüzde 30 tenzilat uygulaması 2016’nın sonuna kadar kaldırılıyor.
‘Hayır’ denen kemer sıkma paketinde emekli maaşlarından yüzde 6 kesinti vardı. Yeni pakette de bu aynen var.
Yeni pakette başka şeyler de var: Kurumlar vergisinin yüzde 26’dan yüzde 28’e çıkması, çiftçilerin imtiyazlarının kaldırılması, geliri 30 bin Euro’dan fazla olan vergi mükelleflerinden alınan dayanışma vergisinin oranının artırılması gibi maddeler uzayıp gidiyor. Tasarruf tedbirleri olarak öngörülen bu tedbirlerden 12 milyar Euro toplanması hedefleniyor. Bu ‘hayır’ denen paketteki hedefin 4 milyar Euro fazlası.
Peki 53,5 milyar Euro’luk kurtarma paketi hakikaten kurtaracak mı? Bu kez ne farklı olacak? Yunanistan’ın kurtulması için yapısal bir değişime gitmesi, kamu harcamalarının prensiplerini değiştirmesi, verimliliği artırması, gelen parayı para getirecek yatırımlara çevirmesi gerek. Halbuki ülkenin turizm dışında gelir getiren başka alanı yok ve bunun değişmesi için herhangi bir işaret de yok. Kısacası Yunanistan referandum ile şaşırtmaca yapıp AB’den daha fazla para getirme oyunu oynuyor. Bir süre sonra yine halkı bahane edip, sokaklardaki rahatsızlığı, sıkıntıyı vs gösterip bu borcun da ödenmemesi için gerekçeler üretirse şaşırmayın.
Aslında Yunanistan’ın tek başarısı AB’yi kendine bağımlı hale getirmek. Kreditörlerin alacağı arttıkça, parayı kurtarmak için daha fazla para veriyorlar. Yunanistan’ın bir şansı da ABD. Washington olaya siyasi bakıyor ve ülkenin AB’den kopmaması için baskı yapıyor. Kısacası küçük şımarık çocuğun haylazlıklarına göz yumuluyor ve yumulmaya da devam edilecek.