Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

-Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da...
- Anneciğim, ben bu amcayı çok sevdim, ona baba diyebilir miyim?
- Neden ağlıyorsun anneciğim?
- Hayır yavrum ağlamıyorum, gözüme toz kaçtı.
- Aman Tanrım! Göremiyorum, göremiyorum!..
- Görüyorum! Görüyorum!
- Hayır durun! Kemal suçsuzdur. Aradığınız suçlu benim!..
Yaşı, yolun yarısının üzerinde olanlar, bir zamanların Yeşilçam aşk filmlerindeki bu klasik sözleri anımsayacaklardır.
Bu tür filmler, dolayısıyla bu tür diyaloglar artık mazide kaldı. Peki, günümüz koşullarında benzer bir yerli film çevrilseydi, yukarıdaki sesler, sözler, diyaloglar ne hal alırdı, hiç düşündünüz mü?.. "Düşünür Gazeteci" Fahrettin Fidan düşündü ve buldu. Buyrun o halde:
- Iııı...Eeee...Mmmm...Sarışın...ve...mmmm...Güzel...Olduğunuz kadar...ıııı...Cahil...Mmmm... Küstahsınız da hanımefendi!..
- Senin annen bir felaketti yavrum!
- Neden ağlıyorsun Hacım?
- Hayır ağlamıyorum Bacım, gözüme tank kaçtı!
- Onunla koalisyon yaparsan seni bütün avantalardan mahrum, bütün ihalelerden men ederim, ömrün boyunca bedbaht olursun Mesut!
- Ben hırsız ve arsız bir genç kızım, hayatımı çalarak kazanırım. Rica ederim avantalarımla oynamayın.
- Bizim gibi insanlar avanta için yaşarlar, üç kağıtçılık için ölürler...Ama sen bunları anlamazsın Onur!
- Tanrım! Bu tanklar! Bu tanklar!
- Hani nerde? Göremiyorum! Göremiyorum!
- Görüyorumdur! Görüyorumdur! Üstümüze üstümüze geliyorlardır.
- Buna asker tokadı derler Necmettin! Al! Al! Al!
- Hükümete sahip olabilirsiniz ama orduya n'asla!
- Üstlendiğin misyon çok mühim ya Necmuüddin! Bu misyonu layıkıyle yerine getireceğinden kuşkum mafiş.

Yazar Adnan Ersan, yıllardan bugünlere süzülüp gelen atasözlerimizi almış, biraz deforme etmiş, "Güldüren Saçmalar" adlı kitapta toplamış. Bakalım beğenecek misiniz?
.Her aslanın midesinde bir yiğit yatar.
.Acı patlıcanı hırsız çalmaz.
.Tatlı söz yılana vız gelir.
.Mühür kimdeyse ıstampa ondadır.
.Zorla güzellik, güzellik salonunda olur.
.Su testisi elden düşünce kırılır.
.Adam olacak çocuk lazımlığından bellidir.
.Kızını dövmeyen damadını döver.
.Sakla samanı, karaborsada satarsın.
.Gülme komşuna, dayak yersin.
.Ateş düştüğü yeri yakar, sonra yangın çıkar.
.Eceli gelen yiğit cadde ortasından yürür.
.Az veren candan, çok veren enayiliğinden.
.Para gelecek yerden senet esirgenmez.
.Besle kargayı büyüsün.
.Ak akçe kumar içindir.
.Bakarsan bağ olur, bakmazsan bakma.
.Kurt kocayınca hayvanat bahçesinden emekli olur.

Aydın'da meşhur bir Kofti Efe varmış...Efeliğinden çok, palavracılığı ile nam salan Kofti Efe'miz, birgün kızanlarını etrafına toplamış, yine her zamanki gibi ufaktan ufaktan atıyormuş:
"O zamanlar siz daha kısa pantolonla geziyodunuz...Bense tek bi başıma dağları haraca kesiyom...İşte bi gün, bi başıma dolaşırkene, bi de ne göreyim? Karşıma aniden ızbandut gibi bi adam çıkıvemesin mi?...Niyeti hiç de eyi değil, gözlerinden okunuyo...Yamacıma gelivedi, çıkar ülen üsdünde başında ne vaase, diye höykürdü...Bi an durdum, sonra ani bi Osmanlı tokadı çakıvedim...Adam iki seksen yerde...
Meğersem adam bi başına değilmiş...Kayanın ardından bu defa iki kişi fırlayıvemesin mi? İlk adam, bunların yanında Karamürsel sepeti kalır...O gader iri adamlar... Üstüme üstüme gelmeye başladılaa...Onların da niyetleri eyi değil, belli... Ama bizi de yabane atmayın hani... Ani bi harket...Bi Osmanlı tokadı birine, bi Osmanlı tokadı ötekine...İki seksen yeedelee..
Ne bitmez meretmiş bunlaa yav...Bu defa dört kişi fırlamasın mı aynı kayanın ardından...Her biri en az iki metre...
Kızanlar, bakmışlar ki, efelerinde palavranın endazesi yok, gene atacak...Alaycı bir sesle hep birden;
-Eeee efe, demişler, sen ne yaptın?
Kızanların seslerindeki alaycı tonu kapan Kofti Efe;
- Eee, ne yapçen va mı demiş, tabanları yağlayıvedik işte."
Not: İşbu Kofti Efe' nin, meydanı boş bulunca laiklere "yüzde 3'lük faşist laikler, oturun oturduğunuz yerde" diye zılgıt çeken, MGK'de sıkıyı görünce laik bildiriye paşa paşa imza atan bir başka Kofti Efe ile hiçbir ilgisi yoktur.

- Teveccühünüze mebzul şükran, ya Şeyh İbn - ül Hacı Cavcav.
- İşte bana yazmış olduğun ideoloji dolu mektuplar! Meğer hepsi yalanmış...Al bunları Bülent, al, al, al!
- N'ayır Devrim, olaylar senin sandığın gibi değil.
- Hiç, hiçbir umut da mı yok?..
- Hayır Deniz, hayır, hiçbir umut yok. Sen bir sosyal demokratsın, bense demokratik sol... Ayrı dünyaların insanlarıyız biz.
- THE END -