Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Melih AŞIK

ABD, ülkeye "kaçak" girişlerin önünü kesmek amacıyla her yıl"Yeşil Kart piyangosu" düzenliyor. Yapılan çekiliş sonucunda dünyanın dört yanından her yıl 55 bin kişi, bu rüya ve hayal ülkesinde oturma ve çalışma izni kazanıyor. ABD'nin bu piyangoda "Türkiye" çıkışlı göçmenler için ayırdığı kontenjan, 3 bin 600 kişi.. Başvurular dün başladı. Dileyenler ABD konsolosluklarına gidip form dolduruyor.. veya.. 50 dolar karşılığında uzman aracılara havale ediyorlar işi... O aracılardan biri olan New York Barosu avukatlarından Nusret Haker'e arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu sordu:
- Türkiye'den sizin aracılığınızla kaç kişi başvurdu?.
- 50 kişi civarında...
- ABD "vergi" konusunda çok sıkı yaptırımlar getiriyor. Böyle olmasına rağmen Türkiye'de "mali" suçlar işlemiş Selim Edes, Engin Civan ve Halil Bezmen gibi kişilere "Yeşil Kart" vermesinin mantığı nedir?..
- Bu şahıslarca yapıldığı iddia edilen uygunsuzluklar, kendi dışında gerçekleştiği için ABD'yi ilgilendirmiyor. Ama Amerika içinde böyle birşey olursa Amerikan devletinin tepkisi çok şiddetli olur. Buraya benzemez. ABD'de insanların en korktuğu kurum, ne CİA, ne FBİ'dır; Maliye'dir.
- "Yeşil kart piyangosu" gerek duymadan, başka "piyango"larla ABD'ye giden Edes, Civan ve Bezmen, hangi yöntemle "Yeşil Kart" edinmiş olabilirler?..
- "İş"
sebebiyle de Yeşil Kart edinebilir insanlar. Fakat ben, Selim Edes'in "Yeşil Kart piyangosu" sonucunda oturma izni elde ettiğini işittim. Daha önceki piyangoya müracaat etmiş ve kazanmış...
- "Türkiye'ye olan borcumu toplayıp ödedikten sonra döneceğim" diyordu?..
- Loto çıktıktan sonra fikrini değiştirmiş de olabilir. Bunu zaman gösterecek...

UNESCO'nun 1997'yi "Hasan Ali Yücel Yılı" ilan etmesine rağmen milletçe bunun pek farkında olmadığımızı yazmış; genel vefasızlığa dikkat çekmiştik...
Darphane Müdürü Raif Bekova dün telefonda:
- Biliyor musun, dedi, Hasan Ali Yücel üstelik Vefa Kulübünün başkanlığını da yapmış ...
Bekova bir süre Vefa Kulübü başkanlığında bulunmuştu. O dönem eski başkanlar arasında Hasan Ali Yücel'in fotoğrafını görmüş. Rahmetli, onca işin arasına bir de kulüp başkanlığını sıkıştırmış meğer...
Raif Bekova, eğer yıl sonuna kadar yetişirse Hasan Ali Yücel'in anısına madalyon basacaklarını ekledi...
Tabii ki vefasızlığı herkes paylaşmıyordu...
İş Bankası Halkla İlişkiler Müdürü Canan Atınç arayarak, Hasan Ali Yücel'in İş Bankası'nın ilk Kültür Müşaviri olduğunu, onun anısına "Hasan Ali Yücel ve Türk Kültür Reformu" adlı bir kitap yayımladıklarını anımsattı.
Birleşmiş Milletler Türk Derneği Başkan Vekili - eski parlamenter Rahmi Kumaş da, Hasan Ali Bey'i unutmayanlardan... Rahmetlinin ölüm yıldönümünde Cumhuriyet gazetesine bir yazı yazmış. Dernek olarak Giresun'da bir anma gecesi düzenlemişler. Aralık ayında İzmir'de benzer bir anma gecesi düzenleyecekler... Bir de "Hasan Ali Yücel'e Armağan" kitabı hazırlamışlar.
Rahmi Kumaş, Milli Eğitim Bakanlığı ile Yücel'in kurucusu olduğu A.Ü Tıp ve Fen fakültelerinin gösterdiği ilgisizliği üzülerek izlediğini aktardı...

Hürriyet'in dünkü manşeti:
"Özal Bey'i kim koruyor?" idi...
Polis, gözleri görmez bir avukatı, hakkında yakalama emri olmadığı halde TV stüdyosunun kapısında gözaltına alırken, hakkında tutuklama kararı bulunan bankacı Özal Baysal, ifade verdiği mahkemeden elini kolunu sallayarak çıkıp gitmişti...
Kimdi Özal Baysal?
Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürü olduğu dönemde TYT Bank, İmpexbank ve Marmarabank'a teminatsız para yatıran, bu üç bankada 80 milyon dolar para batıran, bankasını zarara soktuğu gibi zimmetine para geçiren bir karanlık adam...
Özal Baysal, geçen yıl Ankara 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 12 yıl ağır hapis ve 1,5 trilyon para cezasına çarptırılmıştı. Yargıtay, eksik soruşturma gerekçesiyle kararı bozdu. Ancak Baysal hakkındaki tutuklama kararı kalkmadı.
Özal Baysal, buna rağmen elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor.
Ve Hürriyet soruyor:
"Özal Bey'i kim koruyor?"
Bunun yanıtından önce şu soruyu sormak gerekiyor:
"Özal Bey'i Kalkınma Bankası'nın Genel Müdürlüğüne kim getirdi?"
Yanıt: Süleyman Demirel...
Özal Baysal, Turgut Özal
döneminde Arsa Ofisi Genel Müdürü'ydü... Demirel, 1991'de Başbakan olduktan sonra Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'nde hiçbir başarısı görülmeyen Özal Baysal'ı tuttu, Türkiye Kalkınma Bankası Genel Müdürlüğü'ne getirdi. Özal Baysal'ın ne bankacılıktan haberi vardı, ne yöneticilikten. Bu görev için şart olan yabancı dili bile yoktu. O yüzden mesai saatleri içinde İngilizce dersleri alması Banka içinde gülüşmelere yol açıyordu.
İşte o günlerde, 23 Haziran 1992'de bu sütunda "Bir öfkeli istifa mektubu" başlıklı bir yazı yayınlandı. İstifa eden Banka'nın Yönetim Kurulu üyelerinden Okan Üçer idi. Okan Üçer, Özal Baysal'a gönderdiği istifa mektubunda şöyle diyordu:
"...Türkiye Kalkınma Bankası gibi fevkalade önemli işlevleri yerine getirmekle yükümlü kılınmış bir ihtisas bankasının tam bir uzman tarafından yönetilmesi gerekir. Sizin böyle bir formasyona sahip olmamanız, hatta mesleki terimlere bile yabancı bulunuşunuz, Banka'da önemli sıkıntılar yaratıyor. Ekip çalışmasına önem vermiyor, yabancı dil gibi çok daha önce edinilmesi gereken bilgileri görev saatleriniz içinde, şimdi öğrenmeye çalışıyorsunuz..."
Mektup uzayıp gidiyor. Ancak bir noktayı çok açık ve kesin ortaya koyuyor.
Özal Baysal, Türkiye Kalkınma Bankası'nın başına geçecek kalite ve yeteneklerine sahip bir isim değildir. Zamanın Başbakanı Demirel bunu bilmek durumundaydı. Atamayı yaparak Banka'nın ve halkın büyük zararlara girmesine yolaçmıştır.
Gelelim en baştaki soruya:
"Özal Bey'i kim koruyor?.."
Bu sorunun yanıtını en iyi kim bilebilir sizce?

Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr