Milli Eğitim'de sessiz sedasız ama önemli bir değişiklik oldu... Okul müdürleri şimdiye dek yazılı sınavla atanıyordu. 11 Ocak 2004 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan "Yönetici Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği" ile bu yöntem ortadan kaldırıldı, yerine mülakat esası getirildi. Mülakatı illerde kurulacak komisyonlar yapacak. Mülakatlarda sübjektif ölçülere göre karar verildiğini anımsatan CHP Denizli milletvekili Mustafa Gazalcı, amacın Cumhuriyetçi öğretmenleri eleyip iktidar görüşündekileri yükseltmek olduğunu söylüyor, bunu "kadroculuğun gözü dönmüş bir örneği" olarak niteliyor.
Mahkemelerin varlığı bir ülkede adaletin olduğu anlamına gelmez. Sadece adaletin var olabilmesi için bir şans yaratır.
İzmir'in ünlü Göztepe Kulübü yöneticileri verdikleri kararla hem spor hem siyaset tarihine geçtiler. Nasıl mı? Topluca AKP'ye kayıt yaptırarak. Maddi zorluk içindeki kulübün 17 yöneticisinden 13'ü AKP'ye geçti... Kulüp Başkanı İskender Tuğsuz ayrıca Konak'tan Belediye Başkanlığı'na adaylığını koydu. Basketbol Şubesi Sorumlusu Atilla Kısmet, Voleybol Şubesi Sorumlusu Emrah Minas, Hentbol Şubesi Sorumlusu Kaan Şenkova, AKP'ye iltica edenler arasında. Bu köklü kulübün taraftarı ne diyor bu işe derseniz? Milliyet Ege bugün telefonla taraftar tepkilerini alacak. Şimdiye dek izlenen tepki çok olumsuz. Taraftar kulübün AKP'ye yamanmasını hiç onurlu bulmuyor.
Türk insanı çalışkandır, Türk insanı zekidir; her iki özelliği bir arada gösterebilmesi için mutlaka yurtdışına çıkması mı gereklidir?
Avusturya hapishanelerinde 275 Romen mahkûm yatıyor. Bu mahkûmların Avusturya'ya yıllık maliyeti 13,5 milyon euro'ya geliyor. Romanya'da ise bir hapishanenin yıllık finansmanı 3 - 5 milyon euro imiş. Avusturya bu durumu göz önüne alarak Romanya'ya "Alın bu mahkûmları kendi hapishanenizde yatırın, masraflarını biz ödeyelim" şeklinde bir öneri götürmüş.
Haberi gönderen Fulya Canşen arkadaşımız:
- Aynı teklifi Almanya Türkiye'ye yapabilir, diyor...
Bize uyar... Hem döviz gelir hem mahkûmlar sevinir. Üstelik burada tünel olanakları falan da var!
Yapı Kredi Yayınları, Yaşar Kemal'in 40 kitabını geçen hafta sonu aynı gün yayımladı, böylece bir rekora imza attı. Aynı zamanda Galatasaray'da bir Yaşar Kemal sergisi açıldı... İstanbul'da Yaşar Kemal rüzgârı esiyor...
Adana'nın Hemite köyünde doğmuş, Adana'da yetişmiş bu dünya çapındaki yazarımızın adı Adana'da bir sokağa bile verilmiş değil... Adana'da Turgut Özal Bulvarı veya İbrahim Tatlıses caddesi vardır, Yaşar Kemal caddesi yoktur... Adanalılar bunun bir eksiklik olduğunu düşünürler mi?
Petkim stratejik bir kuruluştur diye, 1988 yılında Bakanlar Kurulu kararı ile grev yasağı getirilmişti. Bugün alıcıların kim olduğu belli olmadan satılıyor. Bu nasıl stratejik kuruluş? Bu nasıl iş?
Vicdan ile cüzdan arasındaki dar alanda zıt "doğru" lar aralarında paslaşıyor. Yargının rüşvet söylentileriyle yıpratılmak istendiği doğru... İktidarın yargıdan hoşlanmadığı... Doğru... Yargıda rüşvetin varlığı... O da doğru...
Yargının dürüst olmak zorunda olduğu.. Doğru... Müzmin enflasyon ve ekonomik krizlerin memuru geçinemez duruma düşürdüğü, yargı mensuplarının adeta rüşvet almaya mahkûm edildikleri... O da doğru...
Adalet geriledi, rüşvet teknikleri ilerledi... Bir dostumuz telefonla Bodrum'da arıyor:
- Ankara'da gözaltına alınıp serbest bırakılan ünlü sanıklardan biri Bodrum Türkbükü'nde 50 bin dolara bir arsa satın almıştı. Bu arsa kısa süre önce yine Ankara'daki skandalda adı geçen bir firma tarafından 200 bin dolara satın alındı...
- Eee?
- Böylece zarif ve yasal biçimde 150 bin dolar rüşvet ödenmiş oldu...
Muhtemeldir ki paranın bir bölümü de yargıya sızdırıldı...
***
Bir yargı reformu yıllardır ısrarla yapılmıyor. Yolsuzluk ekonomisinden geçinenler yargının dağılmasından mutlu görünüyor... Türkiye'nin çürütülmesi için içten - dıştan yoğun kampanya sürüyor. Bunlar vakıa. Ama mazeret değil. Yargı kendi içindeki çürükleri temizleyecek. Buna mecbur. Hatta mahkûm... Kuşkuların üzerini örtmek yargıyı biraz daha ve toptan çürütecek çünkü...