Fransız Bilimler Akademisi "Yerbilimleri Büyük Ödülü"nün sahibi... ABD Ulusal Bilimler Akademisi'nin üyesi... Neuchatel Üniversitesi Fen Fakültesi "Şeref Bilim Payesi" sahibi Prof. Celal Şengör, Türkiye'nin en ünlü birkaç bilim adamından biridir. Hürriyet Bilim ekinde Ayda Kayar Prof. Şengör'e, hükümetin TÜBİTAK yasasını değiştirmesi konusundaki düşüncesini soruyor. Prof. Şengör'ün yanıtı:
"TÜBİTAK'a mühadale edilmesi Türkiye için anlatılması çok güç olan bir felakettir. Hükümetin, TÜBİTAK projesi mayıstan beri milli güvenliğimizi tehdit ediyor. Hiçbir araştırma yürümüyor. Türkiye'yi tehdit eden en büyük tehlike İstanbul depremidir. Ama TÜBİTAK'taki bütün araştırmalar durdu. Uluslararası anlaşma şartlarını yerine getiremiyoruz. Hükümet TÜBİTAK'ı ele geçirmek için bilim adamlarına, tanıdığım en dürüst adam Prof. Namık Pak'a iftira ediyor. Bilim adamının saygınlığına hücum ediyor. Deprem gibi, askeri projeler gibi bir çok proje var. Bütün bunlar kimin eline geçecek?"
***
Bilim adamı Şengör'ün sorusu endişe dolu... TÜBİTAK'ı ele geçirmek isteyenlerin ise böyle endişesi yok. Olsaydı TÜBİTAK'la böylesine oynarlar mıydı?
Şarap üzerine...
Bilgenin dostu, cahilin düşmanıdır.
Felsefecinin tavsiyesi gibi
acı ve yararlıdır.
Düşünce adamlarına serbest,
aptallara yasaktır.
Cahili şeytana, bilgeyi Tanrı'ya yöneltir.
"Saddam bu haliyle popstar yarışmasına katılsa kesin birinci seçilir."
Hürriyetim'in küçük anketinde soruluyor:
- G.Saray'ın başarısızlığında en büyük sorumluluk sizce kime ait?
Yanıtlar:
- Yönetime (Yüzde 20.3) Fatih Terim'e (yüzde 50.9) futbolculara yüzde (19.4), taraftarlara (yüzde 2.3), İlgilenmiyorum (yüzde 7).
İlgilenmeyenlerin ankete katılması ayrıca ilginç...
Aç adam Tanrı'ya tok olandan daha yakındır.
Milli Piyango biletinin sahteleri basıldı, piyasada dolaşıyor. Aldığınız milli piyango bileti sahte mi, gerçek mi, nasıl anlayacaksınız? Trilyoner olma hayalini nasıl sürdüreceksiniz? Şöyle:
1) Sol alt bölümde bulunan kontrol numarası iki parmak arasında gezdirildiğinde rakamların kabarık olduğunu hissediyorsanız,
2) Işığa tuttuğunuzda bilet kâğıdının dokusu içinde beyaz renkli yuvarlak içinde MP amblemli FLİGRAN varsa,
3) Ultraviyole ışıkta mavi ve açık yeşil renkli parlayan ve kesik çizgiler şeklinde dağılımı bulunan elyaflar görünüyorsa,
4) Biletin arka yüzünde kalın çerçeve çizgisinin dışında ince çerçeve çizgisi de varsa,
5) Biletin arka yüzündeki ikramiye planı ve diğer yazıların hepsi... Ön yüzündeki ikramiye numarası bölümünün üstündeki çekiliş tarihi ve onun üstündeki MP amblemi ile ikramiye numarası bölümünün hemen altındaki Yönetim Kurulu Başkanı ve üyelerinin imzası net ise,
6) Tam biletlerin ön yüzü açık mavi, yarım biletlerin ön yüzü bayrak kırmızısı ve çeyrek biletlerin ön yüzü açık nefti yeşil, renkler donuk ve mat değilse...
Trilyoner olma hayalleri kurmaya devam edebilirsiniz. Aksi halde... Ya sağlam bir yerden yeni bir bilet alınız ya da elinizdeki biletle birlikte hayallerinizi şimdiden çöpe atınız.
Bir Iraklı yönetici, "Saddam'ı 1 Temmuz'da idam ederiz" demiş! Sonra da yargılarsınız...
Saç, sakal bıraktığına bakılırsa Saddam herhalde Noel Baba olmaya hazırlanıyordu.
Maliye müfettişleri 15 Mart 2003 tarihinde İmarbank'ın karşılıksız tahvil sattığını BDDK'ya bildiriyor. BDDK uyarıya gözlerini kapatıyor. Bankaya el konulan 3 Temmuz tarihine kadar 540 trilyonluk bono satılıyor. Eğer BDDK, müfettişlerin yaptığı uyarıyı dikkate alsa 850 trilyonluk karşılıksız bono satışının üçte ikisi gerçekleşmeyecek, halk soyulmayacak...
Devlet karşılıksız bono satın alanların parasını ödemiyor. Öte yandan bu soygunun devletteki sorumlularını cezalandırmadığı gibi Uzanlar'ı da yakalamıyor. Neden? Soyması ve susturması en kolay kesim çaresiz halk da ondan. Faturayı halka ödetmek parayı götürenlere ödetmekten daha kolay geliyor iktidarlara...
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, okullarda türban gibi simgelerin yasaklanması yönünde ağırlığını koydu.
Fransa'da laiklik bizdeki kadar tehlikede değil. Ancak Fransa türbana karşı önlem alma ihtiyacı hissediyor. Neden? Çünkü türban meselesi türbandan ibaret bir mesele değildir. Arkasından hangi taleplerin geleceği bellidir...
Fransa'yı izlerken bizim Anayasa Mahkemesi'nin, Yargıtay'ın, Cumhurbaşkanı'nın bugüne dek gösterdiği duyarlılığın ne kadar yerinde olduğunu da anlıyoruz..