Â
  Â  Â
   Milli Eğitim Bakanlığı, yeni YÖK yasa tasarısını gizliden gizliye, üniversite içinde YÖK'ten şikâyetçi kesimlerin bile görüşüne başvurmadan hazırladı. Üniversiteye demokrasi getirecek tasarının üniversitenin görüşünün alınmadan hazırlanmasındaki komiklik bir yana... Tasarının ne kadar baştan savma hazırlandığına ilişkin bir ipucu sunalım... 67'nci maddenin S bendinde disiplin suçu işleyen "öğrencilere verilecek cezalar" yer alıyor.. Ne miymiş bu cezalar.. Sıkı durun:
   a) Uyarı b) Kınama c) Aylıktan kesme d) Kademe ilerlemesini durdurma...
   ***
   Bu arada Başbakanlık'tan gelen emirle üniversitelerde kimi atamalar durduruldu. Profesör ve doçent atamaları sürerken yardımcı doçent ve araştırma görevlisi atamalarının durdurulması, iktidarın kadrolaşma çabalarıyla birebir ilgili görülüyor. Belli ki araştırma görevlisi ve yardımcı doçent atamalarını iktidar yeni oluşturacağı YÖK ve üniversite yönetimlerine bırakıyor...
  Â
      Ankara, Kızılay Meydanı'ndaki bir üniversite hazırlık dershanesi büyük büyük tabelalara yazmış:
   "TERCİH YAPILIR"
   Akif Kökçe diyor ki:
   - Ne eğitim sistemi ama! Demek ki 11 yıl okumak üniversiteye girmeye yetmediği gibi tercih
   yapmaya bile yetmiyor...
  Â
  ÂDışiÅŸleri Bakanı Gül, "ABD ile derin müttefikiz" demiÅŸ. Bize iÅŸleri düştüğü zaman öyle...
  Â
  Â
      SBF'de zafer yine kızların. Bu yıl fakültenin altı bölümünden dördünde birincilik kız öğrencilerin oldu. Dilek Sert 100 üzerinden 96.05 puanla İşletme, İpek Özdemir 96.03 puanla İktisat, Esin Çerçioğlu 94.66 puanla Kamu Yönetimi, Ege Pınar Öcal da 91.99 puanla Çalışma Ekonomisi bölümünde birinciliği aldılar. Erkekler ise Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Maliye Bölümü'nü kurtarabildiler... Genel sıralamada da ilk iki sırayı Dilek Sert ile İpek Özdemir aldı. Kutlarız.
  Â
      Radikal İKİ'de yazan öğretim üyesi Doçent Ayşe Kadıoğlu yazısının bir yerinde diyor ki:
   - Ne komiktir ki, Türkiye'de gerek devletçi - Cumhuriyetçi, gerek cemaatçi - İslamcı, gerekse neo liberal - anarşist - bireyci rüzgârların dışında kalmaya çalışanlardan sık sık "liboş" diye söz ediliyor.
   Yanlış... "Liboş" diye kendilerini "liberal demokrat" göstererek AKP - ABD rüzgârını arkasına alıp Cumhuriyet unsurları ve laikliğe saldıran Amerikan gönüllülerine deniyor Hocam...
  Â
      "Süleymaniye'de Coni'lerin 11 Türk askerine yaptığı muameleyi hiçbir gerekçe mazur gösteremez ve Türk kamuoyu da bunu kolay kolay unutamaz. Türk - Amerikan ilişkileri asla eskisi gibi olmayacaktır... Türkiye, onuruna vurulan darbeyi affetmeyecektir... caktır... cuktur... "
   Daha geçen hafta gazetelerimiz böyle satırlarla doluydu.
   Tepkimiz doruktaydı. ABD'nin özür dilemesi bekleniyordu.
   Bir hafta geçmeden askerimizi Coni'lerin imdadına göndermeyi konuşuyoruz.
   Irak'ta batağa saplanan işgalcilerin hizmetine talibiz...
   Hem de büyük sevinçlerle...
   Tayyip Erdoğan, Batman'da konuşuyor:
   - Amerika Irak için Türkiye'den asker talep etti. Bu da Türkiye'de yönetimin şu anda gayet iyi durumda olduğunu gösteriyor...
   Türkiye'nin Başbakanı çuval olayını da fazla önemsemiyor:
   - Gazete ve televizyonların ufak bir konuyu abartmaları yüzünden neredeyse dostluk ilişkilerimiz bozulacaktı...
   Hindistan ve Fransa Irak'a ancak Birleşmiş Milletler Barış Gücü çerçevesinde asker gönderebileceklerini açıkladılar.
   Irak'ta işgal gücü olarak bulunan ABD'nin yardımına asker göndermenin ne hukuki temeli var, ne insani ve mantıki temeli...
   Amerika kayıpları artarsa bir anda oradan çıkar gider...
   Biz ortalarda Irak halkına karşı işgalcilerle işbirliği yapmış bir komşu olarak kalakalırız.
   Bırakın her şeyi bir yana..
   Çuval olayında uğradığımız hakaretin ardından böyle aşağılık bir hizmete talip olmamız her türlü hakarete layık olduğumuz anlamına gelmez mi?
   Ayrıca bu konuda kararı TBMM'nin vereceğini unutmayalım... Başbakan ve Dışişleri Bakanı ise kararı kendileri verecekmiş gibi davranıyorlar. İki kafadarın Türkiye'yi ikinci tezkerede olduğu gibi yine ofsayta düşürmeleri olasıdır.
  Â
  Â
   Amerika'ya yolcu edeceğimiz Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün geçen hafta sarf ettiği şu
   vecizenin çerçevelenip duvara asılmasını öneriyor
   bir okurumuz:
   "ABD bir süper güçtür, özür ancak eşit güçler arasında beklenebilir..!"
  Â
  Â
  Â
  Â