Melih AŞIK
Ulaştırma Bakanı
Yaşar Topçu, İller Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği'ne neden Anadolu Kulübü'nün eski garsonu ve kasiyeri olan
Ali Cebeci'yi atadı?.. Rivayet muhtelif...
Ve işte arkadaşlarımızın
"araştırmacı gazetecilik" yaparak buldukları muhtemel sebepler:
1 - Tanıdıkları arasında, aldığı emir ve siparişleri
Ali Cebeci kadar süratle yerine getiren bir başkası bulunmadığı için...
2 - Akrabaları arasında o makama layık birini göremediği için...
3 - Banka personeli öğle yemeği servisinden memnun olmadığı ve bu sorun yıllardır çözülemediği için...
Bunlar işin şakası tabii... Dramatik olan bu hükümetin bakanlarının eşlerini, dostlarını devlet hizmetine torpilleyerek vatandaşlar arasında ayrım yapması... Daha da kötüsü, devlet hizmetinin ehliyetli ellerde bulunup bulunmamasını umursamamaları... Meteoroloji teşkilatına
"imam" atayan bir sakar zihniyetin ardından bu alanda örnek bir iktidar beklerken... daha sakat bir zihniyet geldi, iktidara oturdu...
Meslektaşımız
Güngör Mengi'nin dün kaydettiği gibi:
"Bu iktidar hangi misyonla geldi, neler yüzünden tükeniyor?.."
Umarız soruyu torpilci bakanlar da şu günlerde bir kez olsun sorarlar kendi kendilerine...
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in Bakanlar Kurulu üyelerine geçtiğimiz hafta Çankaya Köşkü'nde verdiği yemek... Siyasetin hemen hiç konuşulmadığı, tamamen dinlenmeye ve eğlenmeye dönük yemekte, Turizm Bakanı
İbrahim Gürdal birara mikrofona geçti ve mini bir Türk Sanat Müziği konseri verdi. Konser bitiminde bir Bakan, yanıbaşındaki Devlet Bakanı
Metin Gürdere'ye dönüp sordu...
- İbrahim Bey'in şarkıcılığına ne diyorsun?..
Gürdere'nin yanıtı kısa oldu:
- Bakanlığından daha iyi!..
Eminönü'ndeki ünlü
"Nimet Abla" gişesi, talih kuşunun peşindeki yurttaşlarımız arasında
"en şanslı piyango bayii" olarak bilinir. Acaba gerçekten de öyle midir?..
Bir başka ünlü bayi; Bakırköy'deki
"Sezen Abla" Gişesi, bize gönderdiği mektupta
"öyle olmadığını" Mete Tunçay'ın
"Türkiye'de Piyango Tarihi ve Milli Piyango İdaresi" adlı kitabına dayanarak ifade ediyor.
Sözü geçen kitabın bir yerinde
Yener Süsoy'un
"Nimet Abla"nın eşi
İsmail Özden'le yaptığı, Milliyet'te yayınlanmış eski bir röportaj yer alıyor. Oradan okuyoruz... Soruyor
Süsoy:
- Bugüne kadar sizin sattığınız biletlere çıkan ikramiyelerin toplamı ne kadar?
- Ne bileyim ben. Çok milyonlar çıktı. Büyük ikramiyenin 100 bin olduğu zamanlar tesadüfen, iki ayda bir mutlaka bizim sattığımız biletlere çıkardı. 100 bin değilse, 50 bin çıkardı. Ama biz yine 100 binin satıcısını bulup reklamımızı yapardık...
- Onu nasıl yapıyordunuz?..
- Mesela bir seyyar satıcıya çıkmış veya başka bayie. Ona parasını öder, alırdık bileti, bizim gişeden çıktı diye reklamını yapardık...
Sözün kısası...
Nimet Abla kendi talihini kendi yaratmış...
Rekabet Kurulu çalışırsa piyasada rekabet düzeni sağlanacak, pek çok malın fiyatı düşecek... Ama Kurul çalışamıyor. Kurul Başkanı Prof.
Aydın Ayaydın faaliyete geçebilmek için
"uzman" almak zorunda olduklarını, bunun
"5 dakika içinde" çıkacak bir yasa ile mümkün olacağını, ama ANASOL hükümetinin bu yolu izlemek yerine Rekabet Kurulu başkan ve üyelerini nasıl görevden alırız hesabı yaptığını iddia ediyor.
Ayaydın'ın sözünü ettiği yasa değişikliği teklifini hazırlayan DSP milletvekili
Tahir Köse acaba bu konuda ne diyor?
- Sayın Köse ne diyorsunuz iddiaya?..
- Rekabet Kurulu Yasası'nın çıkmasında en fazla emeği geçmiş kişilerden biriyim. Ama uygulamada gördük ki, Kurul üyelikleri, işbaşına gelen iktidar tarafından arpalık gibi algılandı. Hükümetin atadığı başkan ve üyeler ya eski milletvekili ya da milletvekili adayı. Ya da eş dost kontenjanından... 11 üye arasında konunun uzmanı sayılabilecek insan sayısı en fazla 3 - 4... Bu kişilerin adil görev yapabileceğine kim inanır.
- Ya hazırladığınız değişiklik teklifi?..
- Teklifimiz, mevcut yasada Kurul üyelikleri için hükümete, YÖK'e, Danıştay'a vs. tanınan kontenjanlarda hiçbir değişiklik öngörmüyor. Öngördüğü tek şey, atananların mutlaka
"uzman" olması gereği. Buna uymayanların üyeliklerinin düşmesi...
- Ayaydın, Kurul'un bir türlü faaliyete geçememesini, bir anlamda sizin önerdiğiniz yasa değişikliği teklifine bağlıyor?..
- Hiç ilgisi yok. Kurul, bugüne kadar her biri çok teknik çalışmalar gerektiren bir sürü yönetmelik, tüzük hazırladı. Bunu nasıl yaptı? Dışarıdan bulduğu uzmanları çalıştırarak yaptı. Bu yönetmelikleri hazırlayan uzmanların bugün piyasa incelemesinde çalıştırılmasında hiçbir engel yoktur. Ayrıca, bu işi Kurul üyelerinin kendileri bile yapabilirler.
- Peki, niye yapmıyorlar bunu?
- İşte meselenin özü bu. İş yapmaya korktukları için bahane üstüne bahane üretiyorlar.
Sebep şu veya bu.. Hükümet bu Kurul'u çalıştırmak zorunda. Tabii piyasayı bir parça olsun uygarlaştırmaya, fakir halkı nefeslendirmeye niyetleri varsa...
Rekabet Kurulu çalışırsa piyasada rekabet düzeni sağlanacak, pek çok malın fiyatı düşecek... Ama Kurul çalışamıyor. Kurul Başkanı Prof.
Aydın Ayaydın faaliyete geçebilmek için
"uzman" almak zorunda olduklarını, bunun
"5 dakika içinde" çıkacak bir yasa ile mümkün olacağını, ama ANASOL hükümetinin bu yolu izlemek yerine Rekabet Kurulu başkan ve üyelerini nasıl görevden alırız hesabı yaptığını iddia ediyor.
Ayaydın'ın sözünü ettiği yasa değişikliği teklifini hazırlayan DSP milletvekili
Tahir Köse acaba bu konuda ne diyor?
- Sayın Köse ne diyorsunuz iddiaya?..
- Rekabet Kurulu Yasası'nın çıkmasında en fazla emeği geçmiş kişilerden biriyim. Ama uygulamada gördük ki, Kurul üyelikleri, işbaşına gelen iktidar tarafından arpalık gibi algılandı. Hükümetin atadığı başkan ve üyeler ya eski milletvekili ya da milletvekili adayı. Ya da eş dost kontenjanından... 11 üye arasında konunun uzmanı sayılabilecek insan sayısı en fazla 3 - 4... Bu kişilerin adil görev yapabileceğine kim inanır.
- Ya hazırladığınız değişiklik teklifi?..
- Teklifimiz, mevcut yasada Kurul üyelikleri için hükümete, YÖK'e, Danıştay'a vs. tanınan kontenjanlarda hiçbir değişiklik öngörmüyor. Öngördüğü tek şey, atananların mutlaka
"uzman" olması gereği. Buna uymayanların üyeliklerinin düşmesi...
- Ayaydın, Kurul'un bir türlü faaliyete geçememesini, bir anlamda sizin önerdiğiniz yasa değişikliği teklifine bağlıyor?..
- Hiç ilgisi yok. Kurul, bugüne kadar her biri çok teknik çalışmalar gerektiren bir sürü yönetmelik, tüzük hazırladı. Bunu nasıl yaptı? Dışarıdan bulduğu uzmanları çalıştırarak yaptı. Bu yönetmelikleri hazırlayan uzmanların bugün piyasa incelemesinde çalıştırılmasında hiçbir engel yoktur. Ayrıca, bu işi Kurul üyelerinin kendileri bile yapabilirler.
- Peki, niye yapmıyorlar bunu?
- İşte meselenin özü bu. İş yapmaya korktukları için bahane üstüne bahane üretiyorlar.
Sebep şu veya bu.. Hükümet bu Kurul'u çalıştırmak zorunda. Tabii piyasayı bir parça olsun uygarlaştırmaya, fakir halkı nefeslendirmeye niyetleri varsa...
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr