Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP Meclis’te iki gündür, küçük çocukların tecavüze uğramasını meşrulaştıran kanun tasarısına karşı takdire değer bir mücadele veriyor. Hükümete zor anlar yaşatıyor.
Ne var ki aynı CHP demokrasinin tecavüze uğramasıyla ilgili olarak pek aynı duyarlığı göstermiyor.
“Başkanlık” diye gündeme sokulan rejimin üzerinde düşündükçe insanın hayreti artıyor. Başkan olan kişi her türlü kanun gücünde kararnameyi çıkarabiliyor, yargıya, devlete, üniversiteye her türlü atamayı keyfince yapabiliyor. Yasama ve yargı sıkı sıkıya yürütmeye yani Başkan’a bağlanıyor. CHP Milletvekili Muharrem İnce durumu muhalefet açısından şöyle değerlendiriyor:
- Sadece yasama, yürütme, yargı değil, muhalefet de yargı üzerinden “Partili Cumhurbaşkanı”na bağlanıyor. Bu sistemde Meclis’teki partilerin, milletvekillerinin ve genel başkanların yetkileri İçerenköy mahallesinin muhtarından daha fazla olmayacak. Meclis siyasette devre dışı kalacak. Tüm milletvekilleri “etkisiz yetkisiz memur” konumuna düşecek.
? ? ?
CHP 3 Aralık’ta Adana’da miting yapıyor, sloganı:
“Ülkeyi böldürmeyelim”
Ülke bölünür mü bölünmez mi bilemeyiz. Ancak daha kesin bir şey var.
Türk Tipi Başkanlık adı verilen ancak dünyadaki başkanlık sistemlerinin hiçbirine benzemeyen bu yapılanma öncelikle demokrasiyi ortadan kaldırıyor. Resmen aşiret sistemi getiriyor. CHP dersine iyi çalışmalı.

YILDIZ

Türkiye’nin 5 yıldızlı otel sayısında Akdeniz’in lideri olduğunu bilir miydiniz?
Yalnızca Antalya’daki 5 yıldızlı otel sayısının tüm İspanya’yı geride bıraktığını duymuş muydunuz?
Biz de bunu Uluslararası Resort Kongresi için Ekin Grubu’nun hazırladığın “Geleceğin Turizmi” başlıklı rapordan öğreniyoruz.
Türkiye’de 563 adet 5 yıldızlı otel mevcut.
Türkiye’yi 395 otelle İtalya, 368 otelle Yunanistan ve 298 otelle Fransa izliyor...
Türkiye’de 5 yıldızlı tesislerin yüzde 51’i Antalya’da, yüzde 13’ü İstanbul’da, yüzde 8’i Muğla ve yüzde 3’ü İzmir’de..

Turistik jestler

Antalya’ da önümüzdeki hafta sonu Uluslararası Resort Turizm Kongreleri’nin altıncısı yapılıyor. Bu kongre dolaysıyla İstanbul’da gazetecilerle bir sohbet toplantısı düzenlendi. Toplantıda Akdeniz Otelciler Birliği Başkanı Yusuf Hacısüleyman ile bir dizi turizmciyi ve turizmin başlıca finansörlerinden Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’i dinledik.
Türkiye’de turizmin merkezi olan Antalya, bu yıl geçen yıla oranla yüzde 40 dolayında turist kaybetti. 4.5 milyon turist kaybı var. Rusya’yla aramızın düzelmesi sonucu önümüzdeki yıl 2 milyon Rus turist bekleniyor. Böylece açık önemli ölçüde kapanacak. Sohbet sırasında otel sahipleri ülkenin siyasi imajının da turizmi etkilediğini anlattılar. Sorduk:
- Peki mesela Almanya veya bir başka ülke lideriyle yüksek sesle yapılan kavga o ülke turistlerinin gelişini etkiler mi?
Turizmci dostlar siyasi kavganın turistleri etkilemeyeceği kanısındaydı...
- Ancak, dediler, eğer bir ülke halkına yönelik olumsuz mesajlar söz konusu olursa işte o turizmi etkiler...
O zaman siyasilere bir görev düşüyor...
Bir başka ülkenin siyasetçisiyle tartışmaya girdiklerinde o ülke halkını kırmamaya dikkat edecekler. Diyelim bir Alman siyasetçiyle ağız dalaşına mı girildi. O zaman araya “Alman halkı dostumuzdur” gibi cümleler sıkıştırmak, Türk - Alman dostluğunu vurgulamak iyi olacak.
Bunlar zor olmayan ama sonuçları itibarıyla önemli jestler...

MUSA

Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart arkadaşımız diğer meslektaşlarımız gibi hiç haketmediği halde tutuklu olarak hapiste. Musa’nın karikatürleri her zaman hem FETÖ hem PKK’ya karşıydı. Sorgusunda da bunu örnekleriyle anlattı.
Ama dinleyen kim...
Musa kısa bir not göndermiş Silivri’den. Şöyle:
“Silivri’de Adalet Ana’yı gördüm, yan koğuşta yatıyor.
Avukatımla görüşmeye götürülürken karşılaştım Adalet Ana’yla, üzgündü...
İki yanında infaz koruma memurları...
Kendisine ‘Kimsin sen, nesin sen, terbiyesize bak... Her yanın adalet olsa ne yazar’ demişler.
Geçip giderken ‘Üzülme bunlar da geçer’ diyebildim!”

Başkanlık sisteminde yetkinin bir tek kişinin elinde toplanması çok tehlikeli olabilir...
Nasıl mı? Ya o makama Erdoğan’dan sonra kolay kandırılıp aldatılan biri gelirse…
? ? ?
18 yaşından küçük bir çocuğa sigara ya da alkol satılmasına izin vermeyen devlet, aynı çocuğun kendi rızasıyla evlenebileceğini düşünüyor.
Akif Kökçe

KOÇ

Koç Holding 2006 yılından bu yana 10 Kasım’larda yapılan iletişim çalışmaları ve mesajları görkemli bir cilt içinde toplamış. Tarihe düşülmüş notlar olarak bizlere göndermiş. Girişinde deniyor ki:
“Koç topluluğu olarak 10 Kasım’ı hiçbir zaman bir yas günü olarak yorumlamadık. Ulu önder Atatürk’ü anmanın ve anlamanın bir fırsatı olarak gördük. Bu ülkenin her alanda gelişimi, iyileşmesi ve yükselmesi için kurum olarak genlerimizde bulunan Atatürk düşünce ve değerleri ışığında çalışmaya, üretmeye devam ettik. Çünkü Atatürk’ü anlamak bu ülke için çalışmak ve üretmektir. ..”
Yarınlara da böyle çıkarız.. Çalışarak ve üreterek..