Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



ABD Büyükelçiliği'nden iki diplomatın geçenlerde Yüksek Seçim Kurulu'nu ziyaret etmeleri hem bir hayli ilginç karşılandı hem de merak uyandırdı.
- Bu ziyaretlerinin sebebi hikmeti acaba neydi?
Soruyu dün büyükelçiliğin bir yetkilisine sorduk. Gelen yanıt;
- Bildiğiniz gibi Yargıtay 3 Kasım'da yapılan seçimlerle ilgili 11 Eylül'de önemli karar verecek. Konu bu karardan sonra Yüksek Seçim Kurulu'nun gündemine girecek, belki de bir seçim kararı çıkabilecek. Diplomatlarımız bu konuda bilgi almak, sürecin nasıl işleyeceğini öğrenmek istediler.
- Anlaşılan o ki bu konu sizi çok ilgilendiriyor.
- Evet. Ziyaret de ilgilendirdiği için yapıldı zaten.
- Diplomatlarınız başka kuruluşlara da bu tür ziyaretler yapar mı?
- Tabii ki. Siyaset, savunma, iktisat müşavirlerimiz vardır, bu diplomatlarımız kendi alanlarıyla ilgili kurumlara gerektiğinde nezaket, gerektiğinde bilgilenmek amaçlı ziyaretler yaparlar.
Washington'da görevli diplomatlarımız da orada böyle ziyaretlerde bulunurlar mı? İstedikleri zaman istedikleri kamu kuruluşlarına gidip bilgi alabilirler mi? Dışişlerimiz bu konuda bir açıklama lütfeder mi?
Son sorumuz... YSK'nın seçimleri yenilememesi için ABD'nin kulis yaptığı ziyaretin de bu amaca yönelik olduğu yolundaki dedikodular doğru mu?

Tavlada "Şans mı esastır, zekâ mı?" tartışması sürüyor.
- Bir soru da benden: "Türkiye'de başbakan olmak için şans mı gerekir, zekâ mı?...


Psikolog, adama Rorschah testi yapıyor... Kelebeğe benzeyen kimi mürekkep lekeleri gösteriyor ve soruyor:
- Bu neye benziyor?
- Kadın...
- Ya bu neye benziyor?
- Kadın...
Psikolog dayanamamış:
- Yahu bunları görünce nasıl oluyor da kadın aklına geliyor?
- Hiç aklımdan çıkmıyor ki, demiş adam...
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in aklından da imam hatip okullarıyla türban hiç çıkmıyor... İcraat dönüp dolaşıp hep o iki noktaya takılıyor...

Deniz Baykal ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki samimiyet gazetecileri şaşırtacak düzeye erişti. Cumhurbaşkanı Sezer'le yan yana oturduklarında tek kelime etmemeye çalışan Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal'la buluştuğunda ortalık şenleniveriyor.
Geçenlerde bir milletvekili dostumuzla konuşurken söz bu samimiyetin nedenlerine geldi. Dostumuz dedi ki:
- Sanıyorum Deniz Baykal önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koymak istiyor. Recep Bey'le arayı sıcak ve samimi tutmaktaki çabası bu isteğe bağlanabilir. En azından benim tahminim bu...

Bu hükümetin demokrasiye olan aşkından zerrece şüphe edilemezdi. Birbiri peşinden çıkarılan uyum yasaları bunun en bariz göstergesiydi. AKP iktidarı demokraside Avrupa standartlarını yakalamak konusunda çok ciddi ve kararlıydı. Uyum yasaları çıkartılırken söylenen şarkılar bu minvaldeydi.
Ve dünkü gazetelerde haberler:
l İzmir Valiliği "1 Eylül Dünya Barış Günü" için miting izni vermedi. Yürümek isteyenleri durdurmak için polis havaya ateş açtı. Çok sayıda kişi yaralandı.
l İstanbul DGM önünde basın açıklaması yapmak isteyen gençleri çembere alan polis göz yaşartıcı gaz ve cop kullandı. Bazı göstericiler hastaneye kaldırıldı. 62 kişi gözaltına alındı...
Ankara'da hak arayan memur ve işçilere reva görülen muamele de malum.
Uyum yasalarının halkı ilgilendiren maddeleri kağıt üstünde kaldı.
AKP'yi ilgilendiren maddeleri ise bihakkın uygulandı.
Siyaset üzerindeki MGK etkisi kaldırıldı. AKP'nin önü açıldı.
Açılan yoldan AKP, Türkiye'yi demokrasiye mi taşıyacak?
Yoksa ABD'nin de arzuladığı gibi "Laik Cumhuriyet" adım adım "Ilımlı İslam Devleti"ne mi dönüştürülecek?
Mesele burada...
Uyum yasalarının tümüyle ve eksiksiz uygulanmasını talep etmezsek, demokrasiye değil, sadece iktidarın şeriatçı amaçlarına hizmet etmiş oluruz...


Avrupa ve Amerika'da yaygın olan seks turizmi Türkiye'ye de gelmiş.
Bazı konularda Batı'ya ayak uydurmamız ne kadar da kolay oluyor...
***
Tayyip Erdoğan Türkiye'nin Irak'a göndereceği askerlere "barış gücü" denilmesi
gerektiğini söylemiş.
Tayyip Bey Irak'ı bıraksa da önce kendi memurlarıyla barış sağlasa daha iyi etmez mi?


Profesör MEHMET BEYLİ'yi kaybettik. Prof. Beyli, İstanbul Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Fakültesi'nin dürüst, çağdaş değerlere inanmış, haksızlıklara baş kaldırmayı ilke edinmiş bir mensubuydu. Esprili, sıcak, dost insandı. Menhus hastalık onu da aldı götürdü. Her zaman saygıyla anacağız.