Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Menfur saldırıyı lanetliyor, hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyoruz...
Bilinmelidir ki ülkemize, demokrasimize, birlikte barış içerisinde yaşama irademize yönelen bu saldırılarının failleri hain amaçlarına asla ulaşamayacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti birlik bütünlük içinde var olmaya devam edecektir.”
Bu sözleri sanki matbu kâğıda yazmışlar her katliamdan sonra okuyorlar.
Ertesi gün de cenazeler memleketlerine yollanıyor. Sen sağ ben selamet...
Peki bu ülke her gün şehit mi verecek?
Şehit vere vere terör kendiliğinden mi bitecek? Ya da sivrisinek öldürerek bataklığı kurutmak ister gibi tek tek terörist öldürerek mi terörü bitireceksiniz? Bunun olmayacağını hâlâ anlamadınız mı?
Beş tonluk patlayıcı en kritik bölgede kamyonla bir yerden bir yere taşınabiliyor ve istihbaratınız uyuyorsa bundan sonra hangi terör saldırısını önleyebileceksiniz?
Musul, Rakka, El Bab, Menbic... Her hedefe saldırmaya hazırsınız da neden bir türlü Kandil’deki çete reislerine kolunuz uzanmıyor. Neden ABD’ye gel birlikte onları tasfiye edelim diyemiyorsunuz...
Esad takıntısı ve mezhebe dayalı politikaların çoktan sonuna gelindiği belli olmadı mı? Denklemi değiştirmeyi hâlâ düşünmüyor musunuz?
Yanlış hedeflere hücum ettiğimiz, düşmana dost, dosta düşman gözüyle baka baka kendimizi tuzaklara soktuğumuz hâlâ anlaşılmadı mı?
Ne zaman anlaşılacak?

CHP’nin çözümleri!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şemdinli’den gelen şehit haberi üzerine terörü lanetler, geride kalanlara başsağlığı dilerken iktidara yönelik olarak şöyle konuşuyor:
“...Bu acıların dinmesi, halkımızın huzura kavuşması için icra makamında olanların basiret ve sorumlulukla hareket etmesi gerekmektedir. Ancak üzülerek ifade etmeliyim ki basiret ve sorumluluk, kendileri tarafından yeterince kavranmış değildir”
Genel Başkan daha önce de şehit haberleri üzerine benzer demeçler verirken, ne iktidar tarafından yapılan hataları gündeme getiriyor, ne bir çözüm öneriyor, ne PKK’nın Kandil’deki elebaşları için birkaç söz söylüyor, ne terörün tırmanmasının dış politika yanlışları ile ilişkisini irdeliyor... Muhalefetin ülke yönetiminde belli sorumluluğu vardır ama CHP’nin terör konusunda maalesef bir önerisi yoktur. Seçimler sırasında çıkardıkları 22 sayfalık çözüm broşüründe Meclis’te 4 partinin bir araya gelerek komisyonlar oluşturmasını önermişlerdi. Peki dört parti bir araya gelmezse (ki gelmeyecektir) CHP’nin B planı nedir? Yoktur. Öyle anlaşılıyor ki CHP, PKK meselesinde AKP’den ziyade ABD’yi karşısına almak istemiyor, bu yüzden konuya hiç girmiyor. Dün baktık Sayın Kılıçdaroğlu Kartal’da belediyenin düzenlediği sempozyumda Müslümanların sorunlarına çözüm aramakla meşguldü.
Üstelik kimse onlardan bu konuda çözüm istemediği ve beklemediği halde...

FARK

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın tasarruf için kendisinden önceki cumhurbaşkanlarına verilen ödenekte kısıtlamaya gittiğini... Eski cumhurbaşkanlarının danışman, şoför, koruma ve yurtdışı seyahat masraflarının artık ödenmeyeceğini gazeteler yazdı.
Neyse ki bizim ekonomimiz iyi durumda! O nedenle böyle önlemler almamıza gerek yok. Örneğin Abdullah Gül, Cumhurbaşkan-
lığından ayrılırken kendisine 55 koruma, 45 personel ve 18 araç tahsis edildiğini gazetelerden okumuştuk. Ahmet Davutoğlu’na bile Başbakanlık’tan ayrılırken 34 araç ve 108 personel tahsis edildi.
Şükür ki bütçemiz bu konularda alabildiğine geniş ve dolayısıyla harcamalar bol kepçe...

Her gün onlarca asker şehit oluyor!
FETÖ terörüne karşı savaşan yandaşlar nedense
PKK, IŞİD terörüne karşı ortalıkta gözükmüyor!
***
Kapalıçarşı’daki 3600 dükkandan 600’ü kapanmış!
Bu gidişle bir adı da
“Kapısı Kapalı Çarşı” olacak...

Akif Kökçe

BIRAK

Uğur Koşar adlı kişinin “Allah De Ötesini Bırak” başlıklı kitabı, rekor satış rakamlarına ulaşmış. Kitap rekora koşarken eşi Gülsen Koşar mahkemeye koşmuş, kocasının kendisini aldatmaya başladığını öne sürerek boşanma davası açmış. Hürriyet’te anlatıyor:
“Kocam ilkokul mezunu bilgisayar tamircisiydi. İşten atıldıktan sonra yıllarca çalışmadı. Evi ben geçindirdim. İnternetten yaptığı araştırmalarla kitaplar yazdı ve birden yıldızı parladı. Kitap tutunca beni başka kadınlarla defalarca aldatma süreci başladı.”
Boşanma davası açan eşi biraz teselli edelim...
Hanımefendi “Allah de ötesini bırak” sloganıyla koca bir ülke aldatıldı... Sizin dava onun yanında hiçbir şey...