Melih AŞIK
Maliye Bakanı
Zekeriya Temizel zatüree oldu... Maliye Bakanı Temizel'in, 1998 bütçesini açıklarken şifayı kaptığı belirtildi. Açıklamayı yapan doktor,
"Sayın Bakan, bütçedeki açıklardan gelen çift taraflı cereyanda kalmış ve ciğerlerini üşütmüştür. Tedavisi bir hafta kadar sürecektir" dedi.
* Basında Rumca kaset promosyonu!.. Tabaktan sonra, gazeteler şimdi de Rumca kaset vermeye başladılar. Konuyla ilgili açıklama yapan bir gazete yönetcisi şöyle konuştu:
"Hergün gazeteyle okuyucularımıza binlerce tabak dağıtıyoruz. Evler tepeleme tabak doldu. Bu kadar tabağı dolduracak yemek okuyucularımızda ne gezer? Vereceğimiz Rumca kasetlerdeki sirtakiler eşliğinde, okuyucularımızın geleneksel Yunan dansları yaparak üstüste koydukları tabakları kırmaları sağlanacak. Böylece, kısmi bir stres atmanın gerçekleşeceğini beklemekteyiz. İşte, hizmet budur!"
* Trabzon'da ton balığına boykot!.. Çanakkale Dardanel'in Trabzonspor'u 2 - 0 yenmesinden sonra acil olarak toplanan Trabzon Belediyesi Yönetim Kurulu, ton balığını boykot kararı aldı. Bir belediye yetkilisi,
"Hamsinin gururuyla kimse oynayamaz. Kartal, kanarya, aslan, timsah neyse ama kendi türdeşimizin bizi yenmesi çok üzücü. Kahrolsun tonbalığı" dedi.
* Devlet, Eşber Yağmurdereli'nin gözlerini açtırıyor!.. Adalet Bakanlığı, Cezaevi'ne gönderilen
Eşber Yağmurdereli'nin gözlerini açtırtmak için Amerika'dan tıp uzmanları çağırdı. Konuyla ilgili açıklama yapan bir Adalet Bakanlığı yetkilisi,
"Adamı hapse atıyoruz ama, kör olduğu için, içerideki korkunç görüntülerden hiç etkilenmiyor. Amacımız, gözlerini açtırtarak hapishane koşullarını gösterip Yağmurdereli'nin gözünü korkutmaktır" dedi.
* Metro hattı, kanalizasyon borusu olarak çalışacak... Trilyonlar harcanarak yapılan İstanbul Metrosu'nu, daha açılmadan 2'inci kez su basınca, belediye metroyu kanalizasyon borusu olarak kullanma kararı aldı.
- Genç Radyo'dan (88.4)
Efe'nin önerisi
Öneri okurumuz
Ahmet Efe'den geliyor:
- Her gece saat 21'de ışıkları söndürdükten sonra pencereyi açalım ve dışarı doğru var gücümüzle "Eşbeeeer" diye bağıralım...
***
Eşber Yağmurdereli 3 gün boyunca o karakol senin bu hapishane benim dolaştırıldıktan sonra Çankara Cezaevine götürüldü. Meğer yakalama emri yokmuş. "Müddetname" denilen evrakıp da bulunmaması nedeniyle cezaevine konulamamış. Devlet bürokrasisi
"Hapse adam atmak" gibi en deneyli olduğu konuda bu aczi gösteriyorsa... Hesap edin gerilemenin ölçüsünü!
CHP Milletvekili
Fikri Sağlar Başbakan
Mesut Yılmaz'a soruyor:
- AB konusunda temaslarda bulunmak üzere Avrupa'ya gittiğinizde "Bizim için insan hakları ekonomiden önce gelmektedir" şeklinde bir demeç vermiştiniz. Avukat Eşber Yağmurdereli ve diğer düşünce suçlularına karşı Hükümetinizin sergilediği uygulamalar bu öncelikten mi kaynaklanmaktadır?
Bakalım
Mesut Yılmaz bu soruya ne yanıt verecek? Yoksa BBC'nin
"Türkiye'yi demokrasi dışı güçler yönetiyor" yollu yorumunu aynen kabul mu edecek?
Medya ve cihat uzmanı
Necmettin Erbakan partisinin belediye başkanlarına seslenirken:
- Cihat televizyon ister, demiş,
cihadı televizyonsuz yapmak mümkün değildir... O yüzden Kanal 7 için pamuk ellerinizi cebinize atın.
Necmettin Hoca'nın kameraya yakalanan bu cihat çağrısı dün akşam Kanal D'de "Söz Fato'da" programında yayınlandı. RP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesinde açılan davada kanıtların yeterli olmadığı söyleniyordu.
Necmettin Hoca'nın bu konuşmasıyla kanıt eksikliği sanırız tamamlanmış oldu! Hoca partisini kapattırmak için daha ne söylesin?
Çevre Bakanı
İmren Aykut, önceki gün yaptığımız sohbet sırasında bir anımsatma yapmıştı:
- Türkiye'de 2900 belediyenin hiçbirinde çöp imha tesisi yoktur, dedi, İstanbul'da bir Ümraniye faciası yaşandı. Mamak'ta mutfak lavabolarından metan gazı çıkıyor. Her an yeni bir faciayla karşı karşıya kalabiliriz. Ancak ne İstanbul, ne Ankara'da bu konuda bir çaba yok. İstanbul Belediyesi Kredi Yurtlar Kurumu gibi yandaş öğrencilere burs veriyor. Ama çöp imha tesisi gibi asli görevine giren alanlarda gereken yatırımı yapmıyor.
Yalnızca burs değil... Belediyelerin meğer RP yanlısı propagandayı finanse etmek gibi görevleri de varmış... Gerçi uzunca bir süredir Kanal 7'de İGDAŞ gibi rakipsiz belediye kuruluşlarının reklamları izleniyor, bu reklamların sırf Kanal 7'yi ayakta tutmak için hazırlattırıldığı açıkça görülüyordu. Ancak
Necmettin Erbakan'ın televizyonu
"Cihat" yolunda kullanma çağrısı ve Kanal 7'ye yüklenen misyon bilinmiyordu.
Konunun uzmanlarına göre bir televizyon kanalının ayakta durabilmesi için ayda yaklaşık 500 milyar liralık bir katkı gerekiyor. RP'li belediyeler halktan topladıkları paranın 500 milyarını
"cihat" a yönelik televizyon yayınlarına sarfediyor demek ki.. Halkın parasıyla halkı vurmaya çalışıyorlar.
RP'nin kurmayları partiyi kurtarmak için son haftalarda Batı demokrasilerden örnekler verip duruyorlar. Hangi Batı demokrasisinde televizyon demokrasiyi ortadan kaldırıp yerine şeriat modelini getirmek için kullanılıyor?
Necmettin Hoca ve RP'nin kurmayları bu soruya bir kılıf bulsunlar bakalım...
Öğretmen derste öğrencilere sormuş:
- Kuzeyim Karadeniz, Güneyim Akdeniz, Batım Ege.. Bilin bakalım ben kaç yaşındayım?
Sınıfta herkes suskun. Arkadan bir öğrenci parmak kaldırmış:
- 44 öğretmenim..
Bu defa şaşırma sırası öğretmene gelmiş:
- Nereden bildin?
- Hocam benim "yarı manyak" br ağabeyim var. Tam 22 yaşında. İkiyle çarptım sizin yaşınızı buldum.
(Bodrum'un Pusula gazetesinden)
Görmezi gören adalet götüreni daha ne kadar görmezden gelecek?..
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr