Melih AŞIK
Abesle iştigal cumhuriyeti yine hareketli bir hafta yaşadı... Başkanlık sistemi kırkıncı defa tartışmaya açıldı... Çünkü görev süresi 2000 yılında biten
Süleyman Bey'e o tarihten sonra oturacak bir koltuk bulunması ülkenin en büyük sorunu... O karambolde, belediye seçimlerinde olduğu gibi, koltuğa RP'nin adayı (ve inşallah
Erbakan) oturur da padişahlığını ilan ederse ne olur? O Baba'nın sorunu değil...
***
Ekonominin purolu sihirbazı
Güneş Taner, Uzakdoğu'da purosundan derin nefesler çekip iri iri üfleyerek ekonomideki büyük projelerini açıkladı.
Taner, ülkenin yüzde 70'inin kendi işinin sahibi olduğunu, dolayısıyla enflasyondan şikayetçi olmadığını keşfetmişti. Tespit önemliydi. Ancak Güneş'in manevi babası ve yakın geçmişin enflasyon kralı
Turgut Özal'ın oyu neden yüzde 70'lere tırmanmamış da yüzde 21'e düşmüştü?.. Havadaki sohbette bu soru havada kaldı.
***
Kenan Paşa Milliyet'te yayınlanan yeni kitabında gazetecileri yalancı tanık göstererek 12 Eylül'ü ve kendini övdü... Paşa 17 yıldır 12 Eylül'ü anlatıyor. Tam anlaşılmıyor. Aslında düğüm şu ince noktada...
Acaba...
Türkiye anarşinin kucağına düştü de 12 Eylül generalleri imdada yetişip ülkeyi uçurumdan mı kurtardılar?
Yoksa anayasayı değiştirmek ve ekonomiyi sömürüye açmak isteyen ABD, CİA eliyle anarşiyi tırmandırıp ülkede darbe şartları yarattı da, işin geri kalanını
Kenan Evren ve arkadaşlarına mı havale etti?..
Bu ikilem çözülse Susurluk skandalı da yarı yarıya çözülür... Paşa da her yıldönümünde 12 Eylül'ü tekrar anlatmak ve kendisini savunmak zorunda kalmaz.
***
Bu hafta Kurye
Dilek için tahliye karar verildi. Normaldi. Çünkü Rahmetli Tonton, herşeyi özelleştirirken eroin ticaretini devletleştirmiş, ancak yargının bundan haberi olmamıştı. Yargı, sanık ve tanık ifadelerinden bunun bir devlet görevi olduğunu öğreniyor, artık kararlarını ona göre veriyordu. Baki selam...
Destekleme ve İstikrar Fonundan Fiskobirlik'e ayrılan 30 trilyon liranın fındık üreticisine yüzde 50 faizle dağıtılacağını buna karşılık Tarım Satış Kooperatiflerine yüzde 70 faiz uygulandığını yazmıştık...
Devlet Bakanı ve Giresun Milletvekili
Burhan Kara arayarak dedi ki:
- Fındık üreticisi çift vergi ödeyen tek üreticidir. Destekleme Fonuna eskiden ihraç edilen beher kilo fındık için 1 dolar ödeyen fıntık üreticisi hala 10 sent vergi ödüyor. Destekleme Fonu'nda biriken paranın yüzde 90'ı Fındık Üreticisine aittir. O yüzden fındıkçıya düşük faiz uygulamak çok normaldir.
Gazete ve televizyonlar ölümünde onu
"Bizimkiler dizisindeki Dede", "Emekli Yargıç Hüsnü Bey" diye tanıttılar. Çünkü kamuoyu
Orhan Çağman'ı en son o rolde tanımış ve sevmişti.
Yarım yüzyıllık sahne serüveni boyunca sinema, tiyatro ve televizyonda yüzü aşkın rolde oynadı. Fakat en ustaca oynadığı, en saygın rolü hangisiydi bilir misiniz?..
Akşamları yarım bardak rakının arkasında duran heybetli, neşeli, candan, mütevazı adamı, yani kendisini oynadığı rol...
Orhan Çağman rolü...
Sevecen, mert, arkadaş bir adam olmanın ötesinde ülke siyasetini de yakından izleyen, mantıklı gözlemleri ve eleştirileri olan bir aydındı
Orhan Çağman... Ölümünün kalplerde bıraktığı boşluk, sahnelerde bıraktığı boşluktan çok büyüktür. Onu
"Orhan Çağman" rolünde tanıyamamış olmak şanssızlıktır...
ABD Maliye Bakanı
Sun Thaner, Türk lirasına eşit Yeni Amerikan Doları'nın önümüzdeki Nisan ayında piyasaya çıkacağını açıkladı. Bu uygulamayla Nisan ayından itibaren enflasyonun düşüşe geçeceğini ve Dolar'ın Türk lirası karşısındaki değer kaybının sona ereceğini söyleyen
Thaner, şöyle devam etti:
"Bu uygulamayla, Türk lirasının değeri arttıkça Yeni Dolar'ın değeri de buna bağlı olarak artacak. Memur maaşlarını da bu yeni parayla ödeyeceğimiz için artık hiç kimse enflasyondan şikayet etmeyecek. Artık nurlu ufuklar bizi bekliyor."
***
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in hiçbir hastalığının bulunmadığı, sağlığının yerinde olduğu bildirildi. Çankaya Köşkü'nden dün yapılan yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı
Demirel'in 6 saattir ortalıkta görünmemesinden kaynaklanan
"Rahatsızlık geçiriyor" söylentilerinin gerçeği yansıtmadığı ifade edilerek şöyle denildi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı son derece yerindedir. 6 saattir ortalıkta görünmemesinin nedeni, ortalıkta görünmesini gerektirecek hiçbir olay ve gelişme olmamasıdır. Bilindiği gibi Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı makamı icra makamı değildir. Dolayısıyla da icra makamında bulunmayan bir kişinin, icra makamındaymış gibi her gün ekranlarda boy göstermesi, sürekli demeçler vermesi, törenlere katılması, açılışlar yapması kabul edilir bir davranış olmasa gerektir. İşbu nedenlerle Sayın Cumhurbaşkanımızı uzun süredir ortalıkta göremeyen vatandaşlarımızın paniğe ve telaşa kapılmasına mahal yoktur."
***
Başbakan
Mesut Yılmaz, dün görevinden istifa etti; ancak ısrarlar üzerine daha sonra istifasını geri aldı. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Şükrü Sina Gürel, dünkü basın toplantısında olayın Başbakan
Yılmaz'ın gereksiz ve aşırı duyarlılığından kaynaklandığını belirterek şunları söyledi:
"Kamuoyunun malumları olduğu üzere, Sayın Başbakanımız, akrabalarının ve yakınlarının, kendi konumundan istifade ederek devlet kadrolarına girmesi konusunda son derece duyarlıdır. Bunun sonucu olarak da devlette memur olarak işe başlayanların listesini her gün bizzat kontrol eder. Dünkü mutat kontrolünde Şemdinli Konservatuvarı'na hizmetli olarak Yılmaz soyadlı bir kişinin alındığını görünce, "Bu skandal beni götürür, o beni götürmeden ben kendimi götüreyim"
demiş ve basmış istifayı. Kendisini geri dönmeye ikna edinceye kadar canımız çıktı.
Rejim yapmak insan belleğine zararlıymış..
Türk insanının neden "zayıf bellekli" olduğu nihayet anlaşıldı!..
Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr