Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Meclis Grubu'nu temsilen 5 parlamenter Ankara'da temaslar yapıyor. Heyette yer alan Almanya Milletvekili Ozan Ceyhun'la dün kısa bir sohbet yaptık... Dedi ki:
     - Güneydoğu'da yeniden silahların patlamaya başlaması AB ile ilişkilerin iyiye doğru gittiği ve affın gündeme geldiği bir dönemde büyük bir provokasyondur...
     Sonra şunları ekledi:
     - Ankara'da yaptığımız tüm temaslarda ayrıca Ferhat Tunç'un tutuklanması gündeme geldi. Avukatı Tunç'un PKK'yı öven sözler söylemediğini ifade ediyor. Söylemiş olsa bile tutuklamanın yarattığı olumsuzluk o sözlerin yaratacağı olumsuzluğun yüzlerce katı büyüktür. Ne olmuş biraz sağduyu!
     
     11 Eylül saldırısından sonra Amerika bir taahhütte bulundu; terörün her türlüsüyle mücadele edeceğini bütün dünyaya duyurdu. Türkiye bu sözlere inandı, ve terörle mücadeleye Afganistan'a asker göndererek destek verdi.
     Aynı Amerika bir süredir Kuzey Irak'ın tek hâkimi... Ve bu bölgede 5 bin civarında PKK'lı terörist bulunuyor. ABD orada tek bir PKK'li teröristi tutuklamadığı gibi onlarla pazarlıklar yapıyor ve af çıkarması için Türkiye'ye baskı uyguluyor. CHP Milletvekili Onur Öymen soruyor:
     - Acaba neden bizden birileri çıkıp Amerika'ya 11 Eylül sonrası taahhüdünü hatırlatmaz, bunu çok merak ediyorum...
     
     Bir şair olarak ben dua edenlerin inanç ve dileklerinden önce "yalnızlıklarını" gördüm.
     

     
     CHP neden muhalefet yapmıyor, Deniz Baykal neden partisini pasifleştiriyor, neden iktidara gelmek için yeterli çaba sarf etmiyor?
     Bu sorular yıllardır sorulur... Şöyle bir yanıt denemesine ne dersiniz?
     - Deniz Bey sosyal demokrat tabanı iktidara getirmeyi değil getirmemeyi misyon edinmiştir. Kendisi de parti liderliğinden memnun olup başbakanlığı istememektedir. O sorumluluğun altına girmek yerine liderlik hevesini parti başkanlığında tatmin etmektedir...
     Bu yanıta katılmayabilirsiniz. Peki aynı soruya sizin yanıtınız ne?
     
     Abdullah Gül, ABD'nin Süleymaniye'deki operasyonu haklı göstermek için ortaya koyduğu kanıtlar hakkında konuştu:
     - ABD'nin delilleri ikna edici değil...
     Aynı Abdullah Bey ABD'nin Irak'taki "kitle imha silahları" konusunda ortaya koyduğu delilleri ikna edici bulmuş, tezkereleri Meclis'ten geçirmek için çırpınmış, hava koridorunu açarak ABD'nin Irak'ı bombalamasına destek vermişti... Coniler şimdi:
     - Dün bizim uyduruk delillere inanıyordun da bugün niye inanmıyorsun, diye sormaz mı?
     
     TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Bülent Ecevit için Yüce Divan ihtimalini ortaya atınca ortalık hareketlendi. Nedense kimi CHP'liler de ilginç biçimde Karaoğlan'ın avukatlığına soyundular:
     - Efendim Bülent Bey çalmaz... Efendim Ecevit dürüsttür...
     Evet öyledir. Ne var ki Cumhuriyet tarihinin en büyük hortum ve soygunları da Bülent Ecevit'in başbakanlığı sırasında olmuş, "Yemez yedirir, çalmaz çaldırır" deyimi beyefendiye atfedilmiştir.
     Eski bir DSP milletvekili çeteleyi çıkartıyor:
     "Mesut Yılmaz'la Tansu Çiller, birbirlerini, Ecevit sayesinde akladılar. Türkbank, Beyaz Enerji, Mavi Akım vs. yolsuzlukları bu dönemde oldu. Bankalar bu dönemde hortumlandı... Hortumcular bu dönemde DGM'lerden kurtarıldı. Marifetleri şimdi daha net ortaya çıkan Cumhur Ersümer, Koray Aydın gibi bakanlar Bülent Bey'in talimatına uyan DSP'li vekillerin oylarıyla Yüce Divan'a gitmekten kurtarıldı. Bülent Bey, bütün bu olaylara sırf koltuktaki ömrünü uzatabilmek için resmen ve alenen göz yumdu. Hortumculuk ve yolsuzluklardan habersizmiş gibi görünmesi yanında bizzat yolsuzlukları koruyan bir tavır aldı. Beyaz Enerji operasyonunu yürüten Jandarma'ya ve savcılara inanılmaz hücumlarda bulundu. Halk bütün bunları gördü. DSP'nin oyunu boşuna yüzde 1'e indirmedi. Kimse ötekini enayi yerine koymaya çalışmasın. CHP'liler neyi savunduklarının farkındalar mı? Çıksın Genel Başkan Yüce Divan'a, orada anlatsın derdini..."
     
     Bırak güneş ısıtsın içini
     Bak baharlar açmış beyaz beyaz
     Öyle olmasa da sen öyle farz et
     Bakarsın umduğundan iyi geçer yaz.
     

     
     İnternette "www.İtiraf.com" sitesinde vatandaş anlatıyor...
     Geçen hafta bir iş için Trabzon'a gittim. Günlerden salıydı. Şehir merkezindeki bir kahvenin önünden geçerken içeridekiler hep bir ağızdan "Goooooooolll" diye bağırdı. Önemli bir maç vardı da ben mi kaçırdım, diye kahveye girip sordum. Meğer 4 yıl önceki 4 - 3' lük Lyon - Trabzonspor maçının kasedini seyrediyorlarmış...