"İttihatçılar gerçi Almanyayla gizli bir anlaşma imzalamışlardı ama savaşa ne zaman gireceklerine kendileri karar vermek niyetindeydiler. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Hazinede para yoktu; Almanlar da vermeyi kabul ettikleri borcu İstanbul savaşa girdikten sonra göndereceklerini söylüyorlardı. Ayrıca o günlerdeki genel kanı, savaşın kısa süreceği, 1914 sonlarında, en geç 1915 baharında biteceği yolundaydı. O sıralarda İstanbulda bulunan Alman Askeri Yardım Heyeti de, İttifakın savaşı kazanması durumunda Osmanlı İmparatorluğunun da toprak kazanacağına ilişkin güvence vermişti; ne var ki, barış görüşmelerine katılabilmek için Babıâlinin savaşa da katılması gerekiyordu. Bu yaklaşım, İttihatçıların Enver Paşa önderliğindeki askeri kanadının hoşuna gitmişti. Bu grup Alman zırhlıları Goeben ve Breslauı Karadenizde Ruslara saldırmak için kullanarak ülkeyi savaşa sokmayı başardı. Ancak, müttefiklerinin savaşta Osmanlı Devletine eşit gözle bakmayacağı ve askeri stratejiyle diplomasi konularında kararların Berlinde alınacağı açıktı.""Dünya Savaşı Osmanlılar için felaketle sona erdi; ..." Cumhuriyet Ansiklopedisinde Feroz Ahmad imzalı "Cumhuriyete Doğru" başlıklı yazının bir paragrafını birlikte okuyalım: Yurtseverlik, insanın kendisi orada doğduğu için ülkesinin diğerlerinden üstün olduğuna inanmasıdır. "Haberx" sitesinde Ergun Göknel yazıyor:"...Birinci Dünya Savaşı devam ederken Rus Çarlık ordusuna karşı çarpışan Almanya İmparatorluk ordusunun yükünü hafifletmek için Türk askeri de Galiçyada çarpıştı. Ve şehitler verdi, kanı döküldü. Özetle Türk askeri Galiçyada Alman ordusu için "Kanonenfutter" yani "toplara yem" görevini üstlendi. Bugünkü durum o güne çok benziyor... Kanonenfutter... Çankırı Valisi Halil Ulusoyun Ankaradan bir ricası var: "Operet..."Efendim Atatürkün emriyle Çankırıya 1935 yılında bir Halkevi Tiyatrosu yaptırılmış, salon 1970lerden sonra kullanılmaz hale gelmiştir. Halil Ulusoy Çankırı Valisi olunca binayı restore ettirdi ve "Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi" olarak hizmete açtı. Salon inşa edilirken burada opera temsilleri verilmesi öngörülmüş, sahnenin dibine bir de orkestra çukuru eklenmiş. Sayın Çankırı Valisi o yüzden Devlet Tiyatrosunun bir operet göndermesini, salonu inşa eden uzak görüşlü neslin ruhunun şad edilmesini istiyor... Çankırıya operet... Konu çok önemli ve acil! O kadar ki Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu tatilini yarıda kesip koşa koşa Ankaraya geliyor... Kolları sıvıyor. Nedir bu acil konu? Cumhurbaşkanının referandum yetkilerini kısıtlamak, Anayasa Mahkemesinin seçim yöntemini değiştirip iktidarın organı haline getirmek! AKPnin önünde muhalefet engeli yok. Sadece iki hukuk engeli var; Cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi... Bu iki engeli de ortadan kaldırırsa her türlü hukuka aykırı yasayı çıkartabilecek. Siyasi diktatörlüğünü ilan edecek.Yüzde 25 oyla parlamentonun yüzde 65ini ele geçirmiş bulunan AKP iktidarı demokrasiden rahatsızdır. Bunu yukarıdaki örneklerde ortaya koyduğu gibi üniversite yasasında olsun, işçi ve memurlara yönelik davranışında olsun, her fırsatta göz önüne seriyor...***Acaba muhteremler seçimden önce ne demişler, ne söz vermişlerdi referandum konusunda? 116 sayfalık "Kalkınma ve Demokratikleşme Programı" nı elimize alıyor, 19. sayfasını okuyoruz:"Halkın merkezi ve yerel yönetimle ilgili karar alma süreçlerine daha aktif olarak doğrudan katılımını sağlayacak olan referandum kurumunun tesisi ve etkinleştirilmesi en önde gelen hedeflerimizdendir."Dün dündü, bugün bugün.. Gitti Süleyman Bey geldi Recep Bey... Ak demokratlar! Tayyip Erdoğan "Türk yerine Türkiyeli kavramının kabul edilmesi gerek" demiş. "Türkiyeliyim" demek "maalesef Türkiyede doğmuşum" anlamına gelmez mi? Recep Tayyip Erdoğanın, Anayasa değişikliği için taslak hazırlama görevi verdiği Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu buyurdu:- Yapacağımız değişiklikleri CHP desteklerse destekler, desteklemezse bizim Anayasayı değiştirecek çoğunluğumuz var. Bu sözlere AKPli Emin Şirin in yanıtı mı?- Daha ortada taslak bile yokken Burhan Kuzu benim irademe nasıl ipotek koyar? Şunu belirteyim: Ben taslağı görmeden hiç kimse benim adıma konuşamaz. m.asik@milliyet.com.tr Herkes kuzu değil!
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024