Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşçi Partisi bütün yurtta yeni bir kampanya başlattı:
" Cumhuriyet Devrimi kanunları uygulansın..."
Halen yürürlükte ve geçerli olan ancak uygulanmayan kanunlar nasıl bir "Cumhuriyeti düzeni" öngörüyor... Hangi değerleri savunuyor. İşçi Partisi'nin yayınladığı bildiride bunların bir dökümü yapılmış... Bakınız neler:
1. Cumhuriyet Devrimi'ne göre, din ile dünya işlerinin ayrılması anlamına gelen laiklik ilkesi uygulanmalıdır.
2. Devlet hiçbir dinin, mezhebin taraftarı, koruyucusu veya yardımcısı olamaz. Devlet din ve mezheplerin dışında ve onlar karşısında tarafsız olmalıdır.
3. Herkes vicdan, kanaat, dini inanç veya inanmama özgürlüğüne sahip ve dini inançların bilimsel köklerini açıklamada özgür olmalıdır. Kimse dini ayin ve törenlere katılmaya, dini emirleri yerine getirmeye veya inanç ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz.
4. Ruhban sınıfı kabul edilemez, maaşlı din adamlığı kaldırılmalıdır.
5. Tevhidi Tedrisat Kanunu'na uygun olarak, demokratik, laik ve bilimsel esaslara dayanan tek bir eğitim ve öğretim sistemi uygulanmalıdır. Ders kitapları bilim dışı, şeriatçı safsata ve yaklaşımdan arındırılmalıdır.
6. Din dersi zorunluluğu kaldırılmalıdır. Dinler hakkındaki bilgi, felsefe, tarih ve sosyoloji derslerinde verilmelidir.
7. Dini amaçlarla kurulmuş bütün vakıf, dernek, tarikat, dergah, tekke ve diğer kurumlar kapatılmalı, başlarında bulunanların şeyh, derviş vb. sıfatları kaldırılmalı, bu kurumların düzenlediği eğitim faaliyetlerine son verilmelidir. Açtıkları okullar, yurtlar, dershaneler kamulaştırılmalı ve laik eğitim kurumlarına dönüştürülmelidir. Aynı şekilde mason locaları kapatılmalıdır.
8. İmam ve hatip yetiştirme amacından çoktan sapmış olan imam hatip okulları teknik okullara, meslek liselerine ve konservatuarlara dönüştürülmelidir.
9. Laik eğitim sistemini paramparça eden Kur'an kursları kaldırılmalıdır.
10. Çeşitli dini kesimlerin ve mezheplerin işareti olarak giyilen sarık, cübbe, kara çarşaf gibi yasaya aykırı kılıklara göz yumulmamalı ve yasa hükümleri uygulanmalıdır.
Bu satırları okuyunca Cumhuriyet'in ne kadar uzağına düştüğümüz anlaşılmıyor mu?

MUSA Ağacık, TÜSİAD'a verdiği "ültimatom mektubuyla" dikkatleri üzerine çeken işadamı Rahmi Koç'a sordu:
- TÜSİAD'a ültimatom verdiğiniz doğru mu?
-
Yok canım bir mektup verdim. Ültimatom haddime mi düşmüş?
- Mektubu, generallerin açıklamasından önce mi sonra mı yaptınız?
-
Hayır, daha önce yaptım.
- Yani generallerden kopya çekmediniz, değil mi?
-
Rica ederim. (Kahkahalar)
- "Temiz Toplum" arayışlarına sizin düşünceniz nedir?
-
İleri ülkelerde bizimkinin onda biri olsaydı 5 tane bakan istifa ederdi, hükümet gitmişti. Burda olmuyor. Yavaş yavaş o bilince de ulaşacağız.
- Taksim camiine ilişkin düşünceniz?
-
Biliyorsunuz biz Fener'de bir üniversite yapacaktık.
- Evet?
-
İmar İskan Bakanlığı müsade etti. Kurul (Anıtlar) müsade etti. Belediye mahkemeye giderek bunu durdurdu. Şimdi biz de durmuş vaziyetteyiz. Dolayısıyla bir prosedür var. Cami yaptırmada o prosedürden geçmesi lazım. Yukardan gelen bir talimatla olmaz bu iş.
- Hukuka saygılı olmalı değil mi?
-
Hukuka saygılı olmak lazım. Fakat 73 senelik Profesör Semavi Eyice'yi kapının önüne koyuverdiler. Niye? Cami için imza vermedi diye.
- RP'nin bu tutumu nereye götürür?
-
Bu iş böyle giderse o zaman diktatörlüğe gider. Yani politik bir cami olur.
- Darphane'de yapılması düşünülen "İstanbul Müzesi"ne ilişkin düşünceniz?
-
Her haliyle müze olacak bir bina. Alıp da başka birşey yaparlarsa yazık olur. Kim yaparsa yapsın ama bir "İstanbul Müzesi" olsun.
- Tarih Vakfı'nı destekliyorsunuz, öyle mi?
-
Çok kıymetli arkadaşlar çalışıyor vakıfta. Hem içerden hem dışardan bizlerin bulamadığı finansmanı bulabiliyorlar. Çalışkanlar ne yaptıklarını biliyorlar. Dolayısıyla bilene yaptırmaktan, yani en akla gelen karar bu işi en iyi bilene yaptırmakta. Onlar hem biliyorlar hem bu işe meraklılar.

Ankara'daki Amerikan Büyükelçiliği'nin bir mensubu "ülkemizde geçerli" trafik kurallarının bir dökümünü yapmış. Yürürlükteki yazısız kuralları yazılı hale getirmiş. Bu İngilizce metin Ankara'da diplomatik çevrede elde ele dolaşıyormuş. Okurumuz Nihat Elli'nin çevirerek bize gönderdiği metnin ilk bölümünü yayınlıyoruz...
1. Park yerinden çıkarken dikiz aynasına bakamayın ve işaret vermeyin.
2. Park yerinden çıkarken arkadaki araçların acı bir fren sesi ile durmalarını garanti altına alın.
3. Kırmızı yanmakta olan trafik ışığına yaklaştığınızda, sadece etrafta polis var ise durun. Eğer ikinci araç iseniz, birincinin önüne geçip bekleyin. Üçüncü araç iseniz her ikisinin önüne geçin. Eğer dördüncü araç iseniz hepsini sağdan geçip (gerekirse kaldırım olabilir) önlerinde durun. Eğer bir at arabası sürücüsü iseniz, hiç durmayın basıp geçin, en kötü ihtimalle sadece polis azarlar gider.
4. Dur işaretlerini önemsemeyin. Durur iseniz arkadan sert bir şekilde uyarılırsınız.
5. Aracı kullanırken şeridinizde kalmayın. Sürücü bir şeye çarpmamak için şerit çizgileri arasında gezinmelidir. Kedi ve köpekler rahatça çignenebilir, ama Türkler tavuk ve çocuğa karşı çok duyarlıdırlar.
7. Yaya geçitleri ihmal edilmelidir. Eğer bir yaya geçidi dolu ise, kornaya basın ve tüm yayaların kaçışması için hızınızı arttırın.
8. Tek yön sokakta ters yönden gelmek serbesttir. Karşıdan gelen aracın yana çekilmesi için uzunlarınızı yakın ve kornaya basın. Yoldan çekilmeyin yoksa şansınızı kaybedersiniz. Motoru kapatıp gazete okumak oldukça etkilidir.
9. Otoyollarda, caddelerde, sokaklarda ve kavşaklarda her zaman hız limitinin iki misli gidin.
10. Şerit değiştirirken dikiz aynasına bakmayın ve sinyal vermeyin. Tercihe göre sağa ve sola geçin, eğer korna veya kaza sesi duymaz iseniz, şeride doğru geçebilirsiniz.
11. İki aracın çarpışması durumunda sürücüler derhal araçtan çıkıp ellerini ve kollarını şiddetli bir şekilde sallayıp diğer sürücünün ailesi hakkında mümkün olduğunca yüksük sesle bağırmalıdır. Polisin gelmesi için 5 saat süre tanıyın.
12. Geçiş üstünlüğü her zaman büyük aracı olan sürücüye aittir. Aynı boyda iki aracın karşılaşması durmunda ise, geçiş üstünlüğü daha yüksek sesli kornası olan ve öne ilk atlayan sürcünündür.
13. Geceleri karşıdan gelen araca yaklaşırken uzunlarınızı en son ana kadar söndürmeyin. Bu bir tip cesaret oyunudur. Aracı geçmenizle veya geçmeye yakın uzunlarınızı yolu daha iyi görebilmek için yakın. Bu tip karşılaşmalarda sis farları da kullanılabilir.