Hatice Yıldırım Antalya SSK Hastanesi'nde başhemşire idi. Geçtiğimiz günlerde Çalışma Bakanı Necati Çelik tarafından bu görevinden alınarak Adana'da bir dispansere hemşire olarak sürüldü. Hatice hemşire kararın iptali için Antalya 2 No'lu İdare Mahkemesine başvurdu ve yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bakan Necati Çelik, yargının kararı yerine getirdi ve Hatice hemşireyi eski görevine iade etti. Aradan bir ya da iki gün geçmişti. Hatice hemşirenin eline Bakan Necati Çelik' in yeni bir kararı tutuşturuldu.
"Antalya SSK Hastanesi başhemşireliği görevinden alınmanıza..."
Dr. Ömer Çakmakçı SSK Genel Müdür Yardımcısı idi. Bakan Necati Çelik' in emriyle bu görevden alındı, yerine Mahfuz Güler atandı. Atamanın haksız olduğunu düşünen Çakmakçı, yürütmenin durdurulması istemiyle yargıya başvurdu. Danıştay 5. Dairesi, her iki atamaya ait 4'li kararnameleri iptal etti. Necati Çelik her iki kararı da uygulamadı, uygulamıyor.
Dr. Yaşar Çalışkan, SSK Ankara Sağlık İşleri Müdürü idi, o da Bakan Çelik tarafından geçenlerde görevinden alındı. Çalışkan, yürütmenin durdurulması istemiyle yargıya başvurdu, karar istemi doğrultusunda çıktı. Ancak, diğer sağlık personelinin başına gelen Yaşar Çalışkan' ın da başına geldi, Necati Çelik onunla ilgili kararın gereğini yerine getirmedi.
SSK İstanbul Sağlık İşleri Müdürü Dr. Fevzi Sağıroğlu, 'nun başına gelen de yukardaki örneklerden farksız oldu...
Bakan Necati Çelik yargı kararlarını işte böyle uyguluyor. Anımsayacaksınız RP'liler 59 subayın ordudan atılması karşısında yargı yolunun kapalı olmasını haftalarca protesto etmişlerdi. Yargı yolu açık olduğunda da kendilerinin yargıya ve hukuka gösterdikleri saygı işte bu kadar. Yargı ve hukuk kendi lehlerine işlediği zaman geçerli oluyor.
Mimarlar Odası Eski Başkanı Oktay Ekinci aynı zamanda İstanbul 3 no:lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu üyesiydi. Ekinci İstanbul'un imar vahşetinden korunması için çaba sorumluluk gösteren "İstanbullu" ların başında gelir. Görevi sırasında Beykoz ve Sarıyer'in SİT alanı ilan edilmesi için de büyük çaba harcamış, kent mafyasının şimşeklerini üzerine çekmişti. Ne var ki ANAP'ın son 3 aylık iktidarında Kültür Bakanı Agah Oktay Güner tarafından görevden alındı. Yalnız o değil, her üç koruma kurulunda kent yağmasına karşı çıkan bir dizi dürüst isim de aynı muameleye tabi tutuldu. Yıllardır görevde olan bu isimler "Yağmaya önayak oldukları için değil kenti korumaya yönelik çabalarından dolayı" görevden alındılar. Agah Oktay Güner bu sütunda yapılan çağrılara rağmen, bu karara haklı bir gerekçe gösteremedi. 3 ay sonra da görevini RP'li İsmail Kahraman'a bıraktı...
Oktay Ekinci bu haksız karar üzerine Danıştay'a gitti. Danıştay Oktay Ekinci'yi dün kendisine yapılan tebligatla göreve iade etti.
RP'li Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın, eğer hukuka saygısı varsa, bu kararı uygulaması gerekiyor. Kararın uygulanması bekleniyor.
Başörtü serbestisi, Taksim Camii, Çete hikayeleri arasında kamu malları haraç mezat satılıyor. Sıra şimdi elektrik santrallarında. En verimli 12 elektrik santralı 20 yıllığına satııyor. Profesör İzzettin Önder geçenlerde Cumhuriyet'te yazdı. Demokrasi Gazetesinde Aslan Başer Kafaoğlu aynı feryadı seslendiriyor.
12 santralın önümüzdeki 20 yılda sağlayacağı net gelir 15 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu santralların toplam satış değeri ise 1,6 milyar dolardır. Yani bu santrallar gelirlerinin yüzde 11'i karşılığında 20 yıllığına satılıyor. Satınalacak olanlar ilk iki yılın hasılatını devlete ödedikten sonra geri kalan 18 yılın gelirini olduğu gibi ceplerine atacaklar. Hem de fiyatları istedikleri gibi ayarlayarak ve yüklü elektrik faturalarıyla halkın boğazını sıkarak...
Nedir yıllardır özelleştirmeye karşı çıkan RP'nin amacı?
Günü kurtarmak... Yandaşlarına okkalı avantalar sağlamak...
Bir baskın seçimin parasal ortamını hazırlamak...
Yok mu bu yağmaya dur diyecek?
Aşağıdaki yasakları içeren resmi yazı, geçtiğimiz günlerde, Güneydoğu Anadolu'da bir ilçemizin Emniyet Müdürlüğü tarafından halka duyuruldu. Üzerinde yorum yapılması da yasak olabileceği düşüncesiyle yasakları yorumsuz aktarıyoruz.
1 - Düğünde kesinlikle silah atılmayacak.
2 - Sarı - Kırmızı - Yeşil gibi siyasi içerikli renkler biraraya getirilmeyecek ve asılmayacak.
3 - Düğünde icrai rezalet çıkmayacak.
4 - Düğünde TÜRK bayrağı asılacak.
5 - Düğün en geç saat; 23.30'da sona erecek.
6 - Düğünde içki içip rezalet çıkarılmayacak.
7 - Düğünde set ve anfi gibi çalgılar yüksek sesli kullanılmayacak.
8 - Düğünde her hangi bir olay vuku bulduğunde Emniyet Müdürlüğüne haber verilecek.
9 - Düğünde siyasi içerikli slogan atılmayacak.
10 - Düğünde Kürtçe şarkı ve türkü söylenmeyecek.
GÖRÜLMÜŞTÜR
16.08.1995
İlçe Emniyet Müdürü
İmza.