"SSK gözlüğü yazılır. Tansiyona, şekere bakılır. Kurban kesilir..." Gebze'de bir eczanenin camından...
"Vindovslu aletle rot balansı yapıyoruz..." Aksaray'da bir lastikçinin vitrininden :
"Kartuş ve kolonya doldurulur." Eskişehir'de bir dükkânın camından...
"Burada adam olana, edebiyle konuşana hizmet verilir..." Eminönü'nde bir bakkalın camından...
"Bir fön neyi değiştirmez ki!..." İzmir'de bir kuaförün afişi...
"Penguen yemi bulunur" Kocaeli Hereke'de bir bakkalın camından:
"Reşat, lütfen buraya park yapma!..." Kadıköy'de bir duvardan...
"The Anatolian child does not eat these feet" Doğan görünümlü bir Şahin'in arka camından.
"Geçmiş olsun, buraya kadar frensiz geldik!..." Bir dolmuş şoförü...
Yaşlı teyze: Evladım sağda mübarek bir yerde indirir misin? Minibüs şoförü : Az ilerde cami var, seni orada bırakayım teyze... (İnternetten)
Bir geleceği olan adamları ve bir geçmişi olan kadınları severim.
Irak'a asker göndermeye "evet"diyecek milletvekilleri tanınmamak için başlarına çuval geçirirler artık.
Fıkra, Prof. Tarık Altınok'tan.
Gözünün önünü göremeyecek kadar zil zurna sarhoş kiliseden içeri girip doğru günah çıkarma mahalline yönelmiş.
Günah çıkarma mahalline birinin girdiğini anlayan rahip:
"Evet evladım" demiş, "Söyle, derdin ne? Ne istiyorsun?"
Yandan önce birtakım tıkırtılar peşinden ses gelmiş:
"Bu tarafta tuvalet kâğıdı bitmiş... Senin tarafında varsa, uzatıver."
Marmarisli gazeteci Sinan Kara, Mert Çiller'in korumalarını tehditten bir yıl hapis cezası almıştı. Tanıklar sonradan "Yalan söyledik, o suçsuz" dediler, ancak Muğla Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılamayı kabul etmedi. Adalet Bakanı Cemil Çiçek bu kararı yazılı emirle bozmazsa Sinan Kara beş ay boşuna hapsi yatacak... Sinan Kara daha önce kendi yayımladığı Datça Haber gazetesinin iki nüshasını zamanında Emniyet'e vermediği için üç ay hapis yattı. Sinan adeta Orta Çağ'da yaşıyor...
Milletvekili lojmanlarını satışa çıkaran, memur lojmanları için de aynı şeyi yapmaya hazırlanan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın jakuziden klimaya her türlü konfora sahip 280 metrekarelik süper lüks lojmanda oturduğu ortaya çıktı. Kemal Unakıtan'ın salı günü gündem dışı söz alarak, "O daire bana zilyetlik yoluyla kaldı. Binlerce insan böyle dairelerde otururken bir tek beni mi gördünüz" mealinde bir konuşma yapması bekleniyor.
***
Abdullah Gül Washington'da ABD'ye yaranma ve yamanma çalışmalarını sürdürdü. Powell'la konuşurken "Bırakın sizin yerinize bizim Mehmetçik ölsün, Coni'niz vatana sağ salim dönsün" şeklinde duygulu sözler sarf eden Abdullah Gül'ün yüzü, "Asker isteyebiliriz" sözlerini duyunca güldü. Amerikalı yetkililer gönderilecek askerin masrafını AKP hükümetine "aferin" diyerek ödeyeceklerini bildirdiler.
***
Lozan Antlaşması'nın 80'inci yılı bu hafta Cumhuriyetçi aydınlar tarafından kutlandı. Hazır yemeye alışmış kitleler memleketin de gökten zembille indiği düşüncesiyle Lozan'la pek ilgilenmedi.
***
Marmaris'i ziyaret eden ABD savaş gemisi USS Stout'ta görevli astsubay Kenneth Lee Fllowe, hayat kadınlarına yönelik operasyonda gözaltına alındı. Polise direnen ve yumruk atan astsubay kelepçelenerek karakola götürüldü. Önceki gün de Türkiye'ye pasaportsuz girmek isteyen bir Amerikan askeri Atatürk Havalimanı'ndan geri çevrilmişti. Bazı mütareke yazarlarının bu iki olay nedeniyle çok üzgün oldukları, Türkiye'ye protesto notası vermek üzere bir araya geldikleri öğrenildi. Aynı yazarların, "Biz de sık sık aptalca şeyler yapıyoruz" diyen ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'e de kınama telgrafı çekmeye hazırlandıkları söyleniyor.
Abdullah Gül, "ABD ile görüşmelerimiz karşılıklı anlayış içinde geçti" demiş!
- Zaten görüşmelerin torbasız bitmesinden anlaşılıyor...
ABD'ye Irak'ta tarım, sağlık, enerji, eğitim gibi konularda yardım önermişiz. Bizde sorun olan konularda başkasına nasıl yardım edeceksek...