Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, geçen iktidar döneminde yapılan bir düzenlemeye dayanarak üniversitelerin araştırma fonlarını bütçeye gelir kaydetti. Yasaya göre fonların bir yıl sonraya devredilmesi mümkündü. Geçen iktidar o yöne gitmişti. Unakıtan yetkisini bilimin aleyhinde kullandı, fonları üniversitenin elinden aldı.
Hem üniversitelerin bilimsel yetersizliğini eleştireceksiniz hem kendi döner sermayelerinden kesip oluşturdukları fonları gasp edeceksiniz...
Sizin üniversiteyi ve bilimi ileriye götürmek istediğinize kim inanır?
İÜ Rektör Yardımcısı Prof. Nur Serter:
- İstanbul Üniversitesi'nin 13 trilyon lirasına el konulduğu için halen sürmekte olan 185 projenin finansmanı artık mümkün değil, diyor...
Diğer üniversiteler aynı şekilde kan ağlıyor...
Celal Bayar Üniversitesi Rektör Yrd. Prof. Ülgen Zeki Ok konuşuyor:
- Halen devam etmekte olan veya kabul edilmiş 120 proje durdurulmuştur. Başvuru aşamasındaki yaklaşık 70 projenin de önü kesilmiştir...
YÖK Başkanı Prof. Teziç konuyla ilgili olarak Maliye Bakanı Unakıtan ile görüştü... Kimi çözümlerden söz ediliyor. Ama rektörler varılan mutabakatın çözümü sağlamadığı inancında... Üstelik bu yıl ayrılacak fonlarla geçen yılın projelerinin finansmanı da mümkün değil. İktidar üniversiteden "türban" ve YÖK'ün rövanşını bu şekilde alma hevesinde ise ülkenin işi çok zor...

At yarışlarını var eden, insanlar arasındaki düşünce farklarıdır.


LDP lideri Emin Şirin, AKP milletvekillerinin birer parmak indirip kaldırma makinesi olarak kullanıldığını söylüyor; ülkenin nasıl yönetildiğini ise Haberx sitesinde şöyle anlatıyor:
- Tayyip Bey, etrafı hiç dinlemeden üç beş danışmanıyla Türkiye'yi idare etmeye çalışıyor. Kim bunlar; İşte, Yalçın Akdoğan, Ömer Dinçer, Ömer Çelik, Cüneyd Zapsu, İhsan Arslan, Mir Dengir Fırat gibi arkadaşlarımız... Emin Şirin bu isimleri "Türkiye'yi idare edebilme kabiliyetinden yoksun" diye niteliyor, başkalarını dinlememekle suçluyor...

Başbakan Erdoğan, "Türban dini semboldür. İnsanlar kravatı da sembol olarak nitelendirebilir" demiş.
Peki, "dini sembol"ün kamusal alanda işi ne?

Amerika'da şu sırada çok satan bir kitap var: The Burning Tigris (Yanan Dicle)... Peter Balakian adlı Ermeni asıllı Amerikalının yazdığı kitapta Osmanlılar soykırımla suçlanırken, Amerika'nın 1915 ve sonrasında Ermenilere yönelik hareketlere petrol çıkarları yüzünden müdahale etmemesi de eleştiriliyor. İlginç olan kitabın New York Şehir Müzesi'nin sponsorluğu ile yayımlanması... Amerikalılar el altından kışkırtıyor bu işleri... Acaba Büyükelçiliğimiz bırakalım protestoyu, şöyle hafif bir sitemde olsun bulunuyor mu bu konularda?

ABD, İncirlik üzerinden Irak'a silahlı asker sevk ediyor, dönüş sevkıyatı aynı hat üzerinden yapılıyor?
Hükümet kaynakları izni 23 Haziran tarihli Bakanlar Kurulu kararnamesine dayandırıyor...
Oysa zamanında o kararnamenin "insani amaçlara" dayalı geçişlere izin verdiği söylenmişti.
Utku Çakırözer'in bugün birinci sayfamızda yer alan haberinden anlaşılacağı gibi meğer gizli kararname ile silahlı birlik sevkıyatına da izin verilmiş.
Bunu kararnamenin çıkışından 6 ay sonra öğreniyoruz...
Olayın dramatik yanına GÖZCÜ gazetesi değiniyor. Manşeti şöyle:
"ABD kendi keyfine göre Irak kapılarını Türk askerine kapatırken bizim İncirlik'i ABD askerlerine açmamız büyük zayıflık..."
Hatta fiyasko...
Ne yaparsınız ki "tam bağımlılığın" bedeli de bu...
Üstelik "vereceklerimiz" bu kadarla bitmiyor. Kıbrıs'ta taviz, Cargill gibi Amerikan şirketlerine kolaylık sağlanması vs. sırada......
Karşılığında ABD ne veriyor? AKP'ye koltuk desteği...
ABD ve AKP bu alışverişte kârlı... Kimin zararlı çıktığı ise ortada...

Mercedes kamyonlarının radyo reklamında "yolların profesyoneli" lakabını taşıyan şoför şöyle övünüyor:
"Diğerlerinin 50 ile giremediği virajı 100 ile alırsın..."
Tam trafik kazası rekortmeni bir ülkeye yakışan reklam doğrusu...