Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Süleyman Demirel Hürriyet'te diyor ki:
"Bu Türkiye için tarihi bir fırsattır. Hiç düşünmeden Irak'a asker gönderilmelidir."
Üç beş sayfa çevirin. Irak'ta bir hafta kalıp dönen Yalçın Doğan anlatıyor:
- Bağdat - Necef - Ramadi Bölgesi, herkesin dilindeki "süngü üçgeni". Cinayet, terör ve soygunların en yoğun olduğu bölge. Kızılhaç'a bile saldırı var.
Türkiye askeri, işte, bu bölgeye, süngü üçgenine gönderilmek isteniyor. öngörülen mevki bu. Irak'ın en belalı üçgeni.
Bana göre, yanlış!.. En sıkıntılı bölge olmasa bile, Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi, başlı başına yanlış!..
Yalçın Doğan Türkiye'nin bir tabur askerle Irak'ı zapturapt altına alacağını düşünen masa başı stratejistlerinin akıl etmediği çok basit bir noktaya değiniyor. "ABD askeri için bataklık olan bir yer Türk askeri için neden bataklık olmasın."
Bekâra karı boşamak, çocuksuz babaya cepheye asker göndermek kolay gelir...

Sevgili okurlar kısa bir yaz tatili için izninizi rica ediyoruz...
Tekrar görüşmek üzere...

Bayrampaşa'da Civan adlı ata binen Tayyip Erdoğan, atın huysuzlanması sonucu yere düşmüş.
Helal olsun Civan'a; muhalefet nasıl yapılırmış cümle âleme gösterdi...


Hükümetin PKK KADEK'i dağdan indirmek için TBMM'den geçirdiği "topluma kazandırma yasası" gerçekten PKK'yı dağdan indirir mi?
Yalçın Bayer'in sutununda dün yer alan değerlendirmeye göre 2 - 4 bin arası militandan 150 kişi ya iner ya inmez... Bu arada Hizbullah, Sivas sanıkları İBDA-C, Uğur Mumcu katilleri ve diğer İslamcı teröristler aftan yararlanacak ki... Galiba AKP'nin esas kazancı da bu olacak...
Pankart asmak, örgüt üyeliği gibi suçlardan F tiplerinde yatanlara ise bir gün bile ceza indirimi yok. AKP'nin adalet anlayışına da diyecek yok!

Başbakanı sırtından atan atı ben tanıdım.
Siyaha boyanmış İmar Bankası atı!.


THY yetkililerinden bir açıklama aldık. Şöyle:
29.07.2003 tarihli "Açık Pencere" köşenizde yer alan "THY'nin eziyeti" başlıklı yazınıza ilişkin olarak öncelikle yaşanan aksaklıklardan dolayı üzüntülerimizi belirtmek isteriz.
Söz konusu aksaklık ve sıkıntı konusunda ilgili bölüm ve personelimizle bir araya gelinerek durum değerlendirmesi yapıldığını ve gereken önlemlerin alınacağını bilgilerinize iletiriz...
Her zaman Ortaklığımıza gösterdiğiniz hassasiyete teşekkür eder, geçmişte olduğu gibi gelecekte de bunun devamını dilediğimizi belirtmek isteriz.

Tam da taban fiyatlarının açıklanacağı günlerde Fiskobirlik'e depolarındaki binlerce ton fındığı sattırıp fiyatların düşmesini sağlamak... Böylece üreticiyi perişan etme pahasına spekülasyon yapıp köşeyi dönmek...
AKP Genel Başkan Yardımcıları Nurettin Canikli'yle İdris Naim Şahin'in, Genel Başkanları Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Cüneyt Zapsu'ya yönelttikleri bu suçlamaya dün yer vermiştik. Gelin, bugün de eski Ordu milletvekili Ertuğrul Günay'ın bu konuda söylediklerine kulak verelim.
"Fiskobirlik'e baskı yapılarak satılan fındıklar Hazine'nin fındıkları... Hazine'ye bu telkini yapan da Cüneyt Zapsu... Bir yandan bu olay diğer yandan bir AKP milletvekilinin önceki gün gazetelerde yer alan, fındığa kimse yüksek fiyat beklemesin, şeklindeki demeci... Bu iki olayın üst üste gelmesi tesadüf değil, bilinçli bir oyunun parçaları... Amaç, üreticinin son direnişini de kırıp elindeki ürünü yok pahasına kapatmak... Oysa Recep Tayyip Erdoğan 3 Kasım seçimleri öncesinde Ordu'ya geldiğinde, fındık üreticilerine, elinizde kalan ürünü sakın satmayın, biz iktidara gelir gelmez 2 milyon liradan satın alacağız demiş, ayrıca da 2003 yılı taban fiyatlarını nisan ayında açıklayacağı sözünü vermişti. Bu sözlerinin hiçbirini tutmadıkları yetmezmiş gibi şimdi de bunları yapıyorlar. Ama fındık üreticileri bunlara hak ettikleri cevabı elbet verecektir."

İnanılması güç olay İzmirli okurumuz Ercan Düz'ün başına gelmiş. Dinliyoruz.
"Önceki gün Gazi Bulvarı'nda yürüyordum, düzgün giyimli, gençten biri yanıma yaklaştı, elindeki saati göstererek;
- Abi dedi, yeni çaldım, çok iyi bir saat, istersen sana uygun bir fiyatla satarım.
Gencin yüzüne baktım, hiç de şaka yapar gibi bir hali yoktu. Ertesi gün bu olayı bir arkadaşıma anlattım. Meğerse benzer bir olay onun da başına gelmiş. Alsancak'taki Amerikan PX mağazasının karşısında biri önüne çıkmış. Elindeki poşeti işaret ederek, abi demiş, hakiki Adidas eşofman, yeni çaldım, alır mısın?"