Başkan'ın uçağı

Erman Toroğlu sütununda anlattı... Fenerbahçe - Diyarbakır maçından sonra, naklen yayını yapan Show TV'nin 4 elemanı Fenerbahçe'nin özel uçağına biniyor. Aziz Yıldırım muhabir Deniz'i uçakta istemiyor. O iniyor. Rıdvan Dilmen, Melih Şendil ve Uğur da inmek istiyor. Hostes "İnerseniz birinizin bomba koyduğu kuşkusuyla herkesi indiririz" diyor. Suratlar asılıyor... Falan filan... Demek ki neymiş:
Gazeteci, kulüp başkanının uçağına binmemeliymiş.
Hem "tarafsızlık" ilkesi onu gerektirir... Hem gazetecinin onuru...

Yaşayanlar kapar ölenlerin gözlerini, ölenler açar yaşayanların gözlerini.


Silahlı militanları büyük ölçüde Kandil Dağı'nda yuvalanmış olan PKK düşük yoğunluklu savaş başlatacağını açıkladı. Türkiye Kandil Dağı'na operasyon yapamıyor, çünkü bölge ABD denetiminde. Bir başka deyişle PKK Amerikan himayesinde. Kendi yurttaşını PKK'dan koruyamayan Ankara ne mi yapıyor? Amerikan askerlerini koruma telaşıyla Irak'a asker göndermenin hesaplarını....
"Hükümet ne yapmalı?" sorumuza CHP İstanbul milletvekili Onur Öymen şu yanıtı veriyor:
"Hükümet, Amerika'ya şunu demeli: 'Sen, 11 Eylül saldırısından sonra, hiçbir ayrım yapmaksızın yeryüzünün neresinde olursa olsun bütün terörist örgütleri yok edeceğim diye dünyaya söz vermiştin ve bunlar arasında PKK da vardı. Kuzey Irak'ı denetimin altına alır almaz burada yuvalanmış Halkın Mücahitleri'ni derhal silahsızlandırarak etkisiz hale getirdin ama hâlâ bir tek PKK'lının bile kılına dokunmadın. Bunu ya sen yap ya da benim yapmama izin ver, yoksa seninle hiçbir şey görüşmem, hiçbir pazarlığa da girmem.' Ama Amerika'ya karşı boynu kıldan ince olduğu için bunu diyemiyor."
***
PKK'nın savaş kararı tabii ki en çok ABD'ye yarayacak. ABD, eğer Irak'a asker gönderirsek PKK'yı dizginleme sözü verecek. Eğer göndermez ise PKK belası başımıza sarılacak. Özetle; PKK bize karşı ABD maşası olarak kullanılacak.

Ana babanın üç aylık çocuklarına "Kahve" ismini taktığını gören dostları şaşırmış:
- Neden çocuğa bu adı verdiniz?
Baba sebebini izah etmiş:
- Geceleri insanı uyutmuyor da onun için...

Kendi anırtısından hoşlanmayan eşek yoktur...


Türkiye doğal kaynaklar yönünden olduğu gibi uzman yönünden de zengin bir ülke. Örneğin deprem sonraları televizyonlar deprem uzmanlarına telefon açıyor:
- Efendim bu nasıl deprem; öncü mü, artçı mı?
- Ne? Deprem mi oldu, nerede, kaç büyüklükte?
- Efendim Sandıklı'da, 5,1 büyüklüğünde...
- Yok, bu öncü değil.. Artçı da değil... Bağımsız bu bağımsız...
Savaş uzmanlarımız var... Mesela Muhammet El Hakim'e sabotaj düzenleniyor.
- Sizce kim yaptı?
Irak'ta failler aranır, kuşkular Saddamcılardan Mossad'a kadar uzanırken bizim uzman oturduğu yerden kamuoyunu aydınlatıyor:
- Şiiler arasında hesaplaşma...
Süreyya dişiyle tırnağıyla zirveye ulaşıp şampiyonluğa mı koşuyor?
Uzman ve otoriteler mantar gibi bitiyor, derhal duruma el koyuyor:
- Sprintleri zayıf. Reglini ayarlayamıyor. Beni dinlemediği için ikinci oldu. Beni dinlerse şampiyon olur.
Bu sonuncu uzman eğer kendisine yüksek ilgi gösterilmezse akla gelmedik taktikler uygular. Sporcunun ve antrenörün motivasyonunu bozar, anasından emdiği sütü burnundan getirir. Nitekim getirmeye başladı da... Süreyya'nın ve hocasının en büyük rakibi Rus atletler değil, artık bu uzman.