Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Melih AŞIK

DYP milletvekilleri Nafiz Kurt ve Ömer Barutçu, üyesi bulundukları bir yapı kooperatifiyle ilgili söylentileri yanıtlamak için TBMM'de basın toplantısı yaptılar. Ömer Barutçu sözü geçen kooperatife üye olduğunu bile hatırlamadığını söyleyince gazeteciler sordu:
- Sözkonusu kooperatife üye olduğunuzu bile hatırlamadığınızı, ancak bugünkü haberden sonra hatırladığınızı söylediniz. Nasıl üye olmuştunuz acaba?..
- 25 yıl kadar önceydi, Odalar Birliği'nde memur olarak çalışıyordum. Gümrük memurları bir kooperatif kurmuşlar, Oda Başkanımızı da buraya üye yapmışlar. Oda Başkanım da benim bilgim dışında beni üye yapmış. Hatta ilk aidatımı da o ödemiş...
- Peki sonraki aidatlarınızı kim ödemiş?
- İnanın bilmiyorum. Çok cüz'i bir miktar olduğu için birileri ödemiş olsa gerek...
- Bizim içimizde de kooperatiflere üye olanlar var ama, hiçbirimizin aidatını başkası ödemiyor. Sizinkini niye ödesinler ki?
- Bilemiyorum ki? Herhalde miktar küçük olduğu için birileri ödemiştir!..
- Bu zamanda böyle birileri hala nasıl var olabiliyor?
- Demek ki oluyor!..
Nasıl cevap?.. Çok inandırıcı değil mi?..

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 1990 öncesi muhalefetteyken sık sık tekrarladığı bir slogan vardı:
- Tepki gösteren toplum istiyorum, haksızlıklara tepki göstermekten çekinmeyin...
Bırakın yankı yapacak bir tepkiyi... Bir basit bildiri okumak için toplanıyorlar Beyazıt Meydanı'na... Öğrenci velileri, parti temsilcileri, sendikacılar... Polisin kapıları tutup içeri kuş uçurmadığı üniversiteye satırların, bıçakların, palaların nasıl sokulduğunu soracaklar... Çocuklarının neden dövüldüğü sorusuna yanıt arayacaklar... Polis oparlöründen "bildiri okuyamazsınız dağılın" talimatı geliyor önce... Peşinden dayak... Gözaltılar... Yaşlı genç, çoluk çocuk ayırmadan üstelik... Aynı saatlerde Sultanahmet'te sağcı öğretmenler yürüyüş yapıyor. Radikal'de Celal Başlangıç'ın yazdığına göre bu gösteri de izinsiz... Fakat o gösteriye polis müdahale etmiyor.. Tam tersine adeta yürüyüşe katılarak göstericilerle birlikte Milli Eğitim Müdürlüğüne yürüyor. Beyazıt'ta itilip kakılanlar polis yetkililerine Sultanahmet'teki mitinge gösterilen toleransı anımsatıyorlar. Aldıkları yanıt:
- O zaman siz de gidin orada eylem yapın...
Bu çifte standarda, bu adaletsizliğe, bir zamanlar tepki isteyen Cumhurbaşkanının tepkisi mi? Malum.. Dün dündü bugün bugündür...
Demokrasi dediğiniz nedir ki zaten? Süleyman Bey, Mesut Bey, Bülent Bey gibi beyleri iktidar koltuğuna oturtan sistem... Bir kez koltuğa oturdular mı, altlarındakinin kuklası olmak bile üzmüyor onları.

TBMM Tören Salonu'nda 20 kadar öğretmen Meclis Başkanı Hikmet Çetin' in kendilerini kabulünü bekliyor... İçlerinde biri ilk bakışta dikkati çekiyor... Arkadaşımız Fahrettin Fidan yanına yaklaşıp soruyor:
- Sizi tanıyabilir miyiz hocam?
- Adım Refet Angın. 82 yaşındayım. 62 yıllık öğretmenim. Daha önemlisi Atatürk'ün öğretmen yaptığı bir kişiyim. Halen Milli Eğitim Bakanlığı'nda danışman olarak görev yapıyorum.
- Atatürk sizi nasıl öğretmen yaptı efendim, anlatır mısınız?
- 1927 yılında Gelibolu'da ilkokul 5. sınıf öğrencisiydim. Büyük Atatürk okumakta olduğum ilkokulu ziyaret etmişti. Orada kendisine, "Ben ileride öğretmen olmak istiyorum" dedim.
- Sonra?
- Bana yardımcı oldu. İlkokuldan sonra Edirne Öğretmen Okulu'na gittim, Ankara Öğretmen Okulu'nu bitirerek öğretmenliğe başladım. Bu kez de aday öğretmen olarak Ata'nın karşısına çıktım. Beni hatırlayıp hatırlamadığını sordum...
-Hatırladı mı?
- İnanmayacaksınız ama evet. "Sen" dedi, "6 yıl önce Gelibolu'da karşıma çıkıp, öğretmen olmak istediğini söyleyen çocuk değil misin?.."
- Bugün öğretmenlerin en büyük şikayetlerinden biri, maaşlarının çok düşük olması... Sizin zamanınızda durum nasıldı?
- 1936 yılında çiçeği burnunda bir öğretmendim ve ilk maaşım 68 lira idi. O tarihte 10 lira verebilen, güzel bir ev kiralayabiliyordu. Etin kilosu 30 kuruştu. Size daha ilgincini söyleyeyim; ayda 1 lira para vererek evimde çalıştırdığım bir hizmetçim bile vardı.
Evinde hizmetçi çalıştırabilen öğretmenden, neredeyse evlerde hizmetçilik yapacak duruma düşürülen öğretmene!..
Seni bu duruma düşürenlere inat... Öğretmenler Günün kutlu olsun öğretmenim!..





Yazara EmailM.Asik@milliyet.com.tr