Türk popunun kanayan yarası dünyaya açılmak. Biz sanıyoruz ki dünyaya açılmak şöyle bir şey: Kendi şarkılarımızı İngilizce söyleyeceğiz, modern “dıptıslı mıptıslı” bir sound yaratacağız ve sözleri anladığı ve dans edebildikleri için “gavurlar” bizim şarkılara bayılacak.
Ya da New York Central Park’ta Türk gününde “Hellowww New York” diyeceğiz, veya Almanya’daki gurbetçi kardeşlerimizle Hannover’de, Berlin’de, Hamburg’da coşacağız. Hayır o da güzel de, dünyaya açılmak o değil.
Çocuklara hafif müzik
Okan Bayülgen kızının doğumu sırasında fonda Led Zeppelin çalmış. Çocuğun ilk duyduğu insan sesi Robert Plant’in sesi olmuş. Takdir edilesi bir zevk. Ama başlangıç için biraz ağır. Geçenlerde Babylon’un sezon açılışında karşılaştığım Pozitif’in kurmaylarından (bu klişeyi de kullandım ya) Cem Yegül ise daha ilginç bir şey anlattı. 3,5 yaşındaki oğlu Bob Marley ve Bob Dylan dinliyormuş. “Blowing in the Wind”i ezbere söylüyormuş. Onun tercihlerini daha yerinde buldum doğrusu. “Bizim çocuk klasik müzikle uyuyor” diye böbürlenenlere inat alternatif bir dinleme önerisi sunuyorum. 0-5 yaş arası gönül rahatlığıyla dinletebilirsiniz. 1. Ratatat’ın tüm albümleri. 2. Kings of Convenience’ın tüm albümleri. 3. İlle de Bülent Ortaçgil.
Ve bir ölçü Air (deliksiz uyku garantisi).
İki “Dayı” arasındaki 8 fark
Biri Hüseyin Karadayı. Türkçe şarkılara “dıptıs” dediğimiz altyapılar yazan bir DJ’imiz. Kirli sakallı, çok cool ve DJ olduğundan elbette hep kulaklıkla dolaşan biri... Soner Sarıkabadayı ise bir muamma. Web sitesinde “Şarkı yazan, inandığına inanan biri” şeklinde tanımlamış kendisini. Albümler geçen hafta aynı anda geldi. İkisini yan yana koydum ve “dayı”ları karşılaştırdım.
Sarıkabadayı ellerini iki yana açıyor.
Karadayı da ellerini iki yana açıyor.
Sarıkabadayı buzun üstüne oturuyor.
Karadayı yatağı tercih ediyor.
Karadayı Türkçe’de “X” kullanımını Sexy Şey isimli şarkıyla (Ege Çubukçu) başlatmış.
Sarıkabadayı Buz isimli
çalışmasında olaya “soğuk” yaklaşmış.
Karadayı kulaklıklarını
yatakta bile çıkartmıyor.
Sarıkabadayı kulaklık kullanmıyor.
Karadayı dans ettirmeye oynuyor.
Sarıkabadayı ağlatmaya.
Karadayı’nın göğsünde “ice” (buz) yazıyor.
Sarıkabadayı’nın arkasında.
Karadayı’nın albümünün adı “Fresh”.
Sarıkabadayı’nınki “Buz”.
Karadayı (albümün içinde) mont giyiyor.
Sarıkabadayı ceket.
Ertuğrul Özkök’ün sevdiği grubun albümü çıktı!
O grup Arctic Monkeys. Ertuğrul Özkök geçen pazar Beatles’tan bahsettiği bir yazı yazdı. Bu yazıda genç kuşak İngiliz gruplardan Arctic Monkeys’den de İngiltere’nin yeni alameti farikası olarak söz etti. Haksız değil. Çünkü Arctic Monkeys internette keşfedilip ilk albümü yoğun talep üzerine yayımlandığında o kadar çok satmıştı ki Beatles’a ait olan ilk hafta satış rekorunu kırmıştı. Grubun yeni albümü ise Türkiye’de yeni yayımlandı. “Humbug” EMI etiketiyle raflarda. Bilginize...