Asmalımescit ve Şişhane’de hareket bereket üst düzeyde. “Kulüp” eksikti, artık o da var
Geçen hafta 11.11’e gittim. Hani şu Tepebaşı’nda yeni açılan kulüp. Malum Asmalımescit coşuyor, hatta kalabalık Şişhane’ye doğru uzuyor ya... O kalabalığa bir tane de “club” lazım düşüncesinden hareketle olacak, Dinamo DJ’lerinden Tangun (Tangun Gençer) ve “Sezen Aksu’nun oğlu” ön tanımlamasından sanırım hayat boyu kurtulmasına izin vermeyeceğimiz Mithat Can burada 11.11’i açtı bir süre önce.
Değerli DJ dostumuz Ali Şahinbaş’ın (Fuchs) çaldığı pazar günü cümbür cemaat toplandık gittik. Gözlemlerim şöyle:
-Biz “DJ’in arkadaşı” olarak girdik ama hissiyatım o ki içeri kafayı sokmadan hayli kıvrandırırlar adamı burada.
-Dostlar dedi ki burası basında yanlış tanıtıldı. Aslında çok klas bir gece kulübü, hepsi bu. Bu müzikten ve eğlence tarzından anlayanlar gelecek. İyi de dostlar milletin burayla ilgili algısı “Şekerim İstinye Park’a gidelim sonra da Mithat Can’ın yeri varmış oraya” düzeyinde. Kabahat kimde bilmem. Bende olmadığı kesin.
-Girişte önce bir lounge bölümü ardından da gece kulübü kısmı var mekanın. Çok çok klas döşenmiş. Michael Jackson ile kardeşi Janet Jackson’ın “Scream” şarkısının klibi vardır ya. Uzay gemisinde, her yer beyaz falan... Aynen öyle.
-Hoparlörlerin Airbus A 330 motoru gibi dizaynı var. Sesi de öyle çıkıyor.
-“Club” hadisesine yeni girecek değerli ünlüler varsa söyleyeyim: Kulüp konseptinde slow dans yok. Öyle Ümit Besen’deki gibi değil. Burada ritimler hızlı, gürültü çok. Konuşmak falan yok. Herkes kendi başına dans edecek... “Ben etmem ben arkadaş. Ağır adamım” diyorsanız buraya gelmeyin. Ya da gelince kenarda sıkılacağınızı hesaba katın. Ümit Besen’de göbek atan ağır abileri gördük. Burada da dansın usulü böyle.
-Eskiden meşhur bir el figürü vardı. El kafaya yakın duruyor ve kendi ekseninde bir sağa bir sola dönüyor sizinle birlikte. O şahane hareketi yapanı pek görmedim.
-Ümit Besen’deki ses düzeyi 11.11’den daha yüksek.
-Duvarın kenarındaki çıkıntıya dayanıp pisti izliyorsanız; a) Sıkıcıyım eğlenmeye değil izlemeye geldim; b) Acayip cool birisiyim tarzım böyle; diyorsunuz. Hangisini söylediğiniz hemen anlaşılıyor, merak etmeyin.
-10 yıl önceki kulüplerde duman eksik olmazdı. Tam şarkının patlamasına yakın duman verilirdi. Burada onu görmedim.
-Kulüp ortumı önce çok acayip, sonra giderek rahatlatıcı geliyor. Bir süre sonra sanki hep buraların çocuğuymuşsunuz gibi oluyor. Ümit Besen’de de böyle hissemiştim.
-Mithat Can’ı görmedim ama
Fuchs ile Cervus şahane çaldı. Ortamı bayağı bir coyturdular.
-Bir duble viski 40 TL. Ayıptır.
-Burada içeceğiniz en güzel içkilerden biri Satsuma Dream. İçine dondurma da koyuyorlar. Benden tavsiye, viski kadar kazık da değil.
-Şaka maka 11.11 şehrin en şahane kulübü olmaya aday. Toplam bir saat kalsam da sinyalleri aldım. Bekleyelim ve görelim.
“Clubbing” nostaljisi: Evet, kırmızı Puma’ları görelim...
1998’de ilk J&B Techno Festival yapılmış. Rave partilerin yeni keşfedildiği yıllar: “Flaş flaş... 24 saat devam eden çılgın eğlence!” manşetleri atılıyor. Her ana haberde bir parti haberi.
Amsterdam’a “Müze gezmeye gitmiyoruz” sloganıyla düzenlenen turlar. Türkiye’de kırmızı ve muhtelif Puma satışları tavan yapmış. Nişantaşı Göksu Pasajı’nda esnaf talebi karşılamak için perişan oluyor. Turuncu gözlük, renkli atlet, piercing...