Otomotiv üreticileri ve firmaları, teknoloji yatırımlarını sürdürürken, siber saldırılarla da meşgul olmaya başladı. Otomotive yönelik siber saldırıların şirketlere büyük zarar yazması söz konusu
Son yıllarda elektrikli araçlara geçişten çip tedariki, lojistik, Ukrayna savaşı gibi farklı sorunlarla boğuşan otomotiv endüstrisi, bir yandan otonom ve ağ bağlantılı araç teknolojilerine yoğunlaşırken diğer yandan da siber saldırılara karşı koymaya çalışıyor.
2030 yılına kadar 125 milyondan fazla elektrikli aracın yollara çıkması öngörülürken hem yolcuların hem de otomotiv ağının güvenliği konusu otomotiv endüstrisinin çok da uluorta konuşulmayan ancak çok kritik önemdeki gündem maddelerinden biri.
Dünyanın en büyük otomotiv şirketleri, siber suçluların yakın markajına girerken, ilerleyen teknolojilere bağlı olarak hayata geçirilen uygulamalardaki güvenlik zafiyetleri de saldırılara zemin hazırlıyor. Nitekim ilk kez Formula 1 araçlarının tüm verilerini izleyen “telemetri” sistemlerinde ortaya çıkan bu tehlike, son birkaç yıldır daha geniş çaplı vakalarla kendisini hissettiriyor. Otomotiv endüstrisine yapılan siber saldırıların 2024’e kadar 505 milyar dolarlık bir zarara yol açabileceği öngörülüyor.
Kapı açıldı
Otomotiv elektronik sistemlerinin, iletişim ağlarının, kontrol algoritmalarının, yazılımların, kullanıcıların ve temel verilerin kötü niyetli saldırılara, yetkisiz erişime veya manipülasyona açık olduğunu hatırlatan İnfrasis Siber Mühendislik Genel Müdürü Can Sobutay, “Otomobiller şimdi tekerlekler üzerinde bir tür veri ağı haline geldi. Ancak, yeni teknolojik gelişmelerle birlikte yeni ağ açıkları ve riskleri de söz konusu” diyor. Sobutay, “Bağlı, elektrikli ve yüksek düzeyde otonom araçlar arasında, bu yeniliklerin sunduğu yeni siber tehditler var. Önümüzdeki 10 yıl ve sonrasında küresel taşımacılığı; siber güvenlik sorununu en fazla ciddiye alan otomotiv devleri şekillendirecek. Ayrıca otomotiv siber güvenliği, önce güvenlik sorunu ve belki de rekabet avantajı olarak düşünülebilir” diye konuştu.
Otomotiv üretim sistemlerindeki güvenlik risklerine de değinen Sobutay, operasyonel teknoloji ekipmanlarını çağdaşlaştırmaya ve endüstriyel ağlarını internete bağlamaya çalışan otomotiv kuruluşlarının sayısının gün geçtikçe arttığını, bu durumun da güvenlik açıklarına neden olabileceğini söyledi. Sobutay, bu gelişmelerin siber suçluların teknoloji ağlarına saldırması ve bu ağlarda hareket etmesi için adeta bir kapı açtığını belirtti.
Uzaktan erişim konusunun da bu tür saldırılar açısından kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Sobutay, “Bu kapsamda kuruluşlar uzaktan erişim araçlarının güvenliğinin kontrolüne öncelik vermeli” diye konuştu.
Fabrikadaki çalışma bile durmuştu
Geçen ay global bir markanın işlettiği çevrimiçi platform, araç sahiplerinin müşteri bilgilerini açığa çıkaran bir kimlik doldurma saldırısına uğradı. Mart ayında da siber saldırganların, yine global farklı bir markanın araç motorlarını uzaktan çalıştırmasına ve yakın mesafeden kilidini açmasına izin veren bir güvenlik açığına sahip olduğunu açıklandı. Bu sorun markanın 9 modelini etkiledi. Kimi markalar fidye yazılım saldırısına maruz kalırken, kimi markaların Ar-Ge verileri de siber saldırganların hedefi oldu. Ayrıca geçtiğimiz aylarda global bir markanın yerel bir tedarikçisinin kullandığı sistem siber saldırıya uğradı ve saldırının ardından Japonya’daki fabrikanın durdurulmasına karar verildi.
‘EB110 mavili’ Bugatti Centodieci
Dünyanın en çok konuşulan otomobillerini geliştiren Bugatti, 10 adet üretmeyi planladığı “Centodieci” modelinin ilkini bantlarından indirdi. Araç, markanın efsanesi olarak kabul edilen “EB110”un rengi olan ve onunla adıyla anılan “”EB110 mavisi”ne boyanmış. Ettore Bugatti’nin 110 yıl önce yarattığı markaya ve markanın yakın tarihine göndermeler taşıyan Bugatti Chiron temelli Centodieci’lerin tamamı şimdiden satılmış. 16 haftada tamamlanabilen aracın iç mekânında da özel dokunuşlar göze çarpıyor. Nitekim özellikle koltukları, farklı kabartma desenlere sahip. Markanın 8.0 lt W16 motoru, Centodieci’ye 1.600 PS güç veriyor ve 0-100 km/s hızlanmasını 2.4 saniyede tamamlıyor. Araç 380 km/s hız yapabilirken, fiyatının 2 milyon dolardan fazla olduğu belirtiliyor.
S-Cross da hibritlenip geldi
Özellikle SUV ve arazi araçları konusunda öne çıkan markalardan olan Suzuki’nin, yenilenen SUV modeli “S-Cross” Türkiye’de satışa sunuldu. Yeni bir görünüme kavuşan S-Cross’un 4x2 versiyonu 759 bin TL, 4x4 versiyonu da 819 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunulan yeni S-Cross, yenilenirken boyutları açısından da büyümüş.
Yeni S-Cross, yüksek torka sahip 1.4 lt Boosterjet turbo benzinli motorla donatılmış. Yakıt verimliliğini daha da üst düzeyde sunabilmek için 48V hafif hibrit sistemle donatılan yeni S-Cross, normal sürüş koşullarında, elektromotorla içten yanmalı motoru destekleyerek yakıt tüketimini düşürüyor. Güç gerektiğinde de sistem torku yani çekiş gücünü artırıyor.
Yeni S-Cross, farklı sistemleri bünyesinde barındıran Suzuki Güvenlik Desteği’ne sahip. Şerit Takip ve İhlal Uyarısı, Yalpalama Uyarısı, Kör Nokta Uyarısı, Geri Manevra Trafik Uyarı Sistemi, Acil Fren Sinyali gibi uyarı sistemlerinin yanı sıra Suzuki Güvenlik Desteği’nde “Çift Sensörlü Fren Destek Sistemi”, dur-kalk özellikli “Adaptif Hız Sabitleme”, “360 çevre görüş sistemi” de bulunuyor.
Striemo kullanıcısını düşürmüyor
Farklı alanlarda, farklı projeler çıkaran Japon üretici Honda, yeni ticari girişimi “Striemo Inc.” aracılığıyla “Striemo’ adında tek kişilik, üç tekerlekli bir elektrikli mikro ulaşım aracı geliştirdi. Elektrikli scooter tarzı bir araç olan “Striemo”, onlardan farklı olarak kullanıcının dengesini korumasını kolaylaştırıyor. Orijinal denge destek mekanizmasına sahip Striemo, bu yıl bitmeden Japonya’da, 2023’te de Avrupa’da satışa çıkacak.