Vatandaşlık numarasını vermek zorunda mıyız?
“Telefon bankacılığı, internet alışverişi ve GSM hattı alımı ile kargo teslimatlarında kişiye ait TC numaramızın istenmesi nedeniyle korku içindeyiz” diyen okurlarımız, yetkililerin bu uygulamaya çözüm getirmesini istiyor.
İzmirli okurumuz Ş.A. bir kargo şirketine verdiği kimlik numarası yüzünden yaşadığı dolandırıcılık olayından, yasal yollarla 2 yıl mücadele ettikten sonra kurtulduğunu anlattı. Sonra da sözlerine, “Koronavirüs salgını nedeniyle tüm ödemelerimizi internet üzerinden yapmak zorunda kaldık. Ayrıca kargo şirketlerinden posta veya mal teslimatı yapan çalışanlar, telefonları ile kimlik fotoğrafını çekiyor veya vatandaşlık numarasını almadan ürünü teslim etmiyor. Bu çalışanlar, ne derece dürüst, bilmiyoruz. Yarın bu kişilerin, işten çıkarıldığında veya çalışırken birilerine bu bilgileri vermedikleri ne malum?” vurgularını yaptı ve yetkililere şöyle seslendi:
‘Kim sorumlu olacak?’
“Ben, avukatım sayesinde kurtuldum. Birçok kişi bu konuda dertli. Koronavirüs nedeniyle hepimiz şu anda internet kanalıyla bankalarımıza para gönderiyor, havale, alışveriş ve ödeme yapıyoruz. Hepsine de kimlik bilgilerimizi veriyoruz. Kişinin özel kimlik bilgilerinin kendi bilgisi dışında kullanılmasının kişilik haklarına aykırı olduğu, yasalarda belirtiliyor. Ancak, bu bilgiler ne yazık ki bir şekilde birileri tarafından ele geçirilerek benim yaşadığım olay gibi sıkıntılara neden oluyor. Çevremde birçok kişinin başına benzer olaylar gelmiş. Geçen gün İstanbul’da üretim yapan bir firma aradı ve kimlik bilgilerimi sıralayarak doğruluğunu sorguladıktan sonra bir ürün tanıtımı yaptı. Bana yüzde 50 indirimle satış yapacaklarını söyledi. İndirimden yararlanmam için belli bir para göndermemi istedi. ‘Bu bilgileri nereden aldınız?’ diye sorduğumda telefonu kapattı ve aradığımızda da açmadı. Yasalarda bu konuda ikilem var ve böyle durumlarda vatandaşa kim sahip çıkacak, kim sorumlu olacak? Kanun yapıcılar ile uygulayıcıların bu konuda kalıcı çözüm getirmelerini istiyoruz.”
‘Ürün kötü çıktı’
Milliyet okuru Manisalı S.E. de bakın ne yaşamış: “Uluslararası marka olan bir firmanın internette spor ayakkabılarının fotoğraflarını ve indirimli fiyatını da görünce, ihtiyacım da vardı kapıdan ödemeli sipariş verdim. Bir hafta sonra bir kargo şirketiyle ürün geldi. Kargo şirketinin elemanına ödememi yaptım. Paketi açtığımda gözlerime inanamadım. Merdiven altı, üçüncü sınıf bir ürün çıktı. İnternete tekrar girdim, aradım. Ne mümkün, silinmiş ve şirket(!) yok olmuştu. Ne yapacağımı bilemedim. Kalitesiz, taklit ve üçüncü sınıf, çok kötü bir malzemeyle yapılan ürün elimde kaldı. Size fotoğrafını da gönderiyorum. Lütfen okurlarınızı uyarın. Aman dikkat etsinler ve benim düştüğüm hataya düşmesinler.”