Bu sözler Küçükpark ve çevresinde yaşayan vatandaşlara ait. Küçükpark ve çevresinde yaşayıp da isyan etme noktasına gelen okurlarımız başlıkta aktardığımız sözleri söylüyor ve şikayetlerini şöyle dile getiriyorlar: “Yıllardır öyle bir tahammül sınırı gösterdik ki, tükendik artık! Lütfen; Küçükpark’ı barlardan, mafyadan, trafik karmaşasından, daracık sokaklardaki otomobil ve motorsiklet yarışlarından, sokak çocuklarının tutarsız davranışlarından, hemen her gece çıkan kavgalardan, yayalara ait kaldırımlara mekan sahiplerinin koydukları masa-sandalye ve tabela işgallerinden, dayanılmaz araba ve müzik gürültüsünden, araçlarımıza park yeri bulamamaktan, ne oldukları ve ne yaptıkları belli olmayan bazı insanların (!) Küçükpark’ı kendi mekanları bilip üzerimize yönelttiklerı sözlü tacizlerinden, yumruklu, bıçaklı-silahlı saldırılarından ve baz istasyonlarından kurtarın.”
Yeter artık!Arayan okurlarımız bunları sıradıktan sonra son söz olarak da şunları söylüyorlar: “Bornova’nın üst düzey yöneticilerine sesleniyoruz; burada yaşananları benimsiyor musunuz? Benimsemiyorsanız, üzülerek ifade ediyoruz ama aklımıza iki şey geliyor. Birincisi, birileri buradaki mekan sahiplerinden nemalanıyor, ikincisi ise işletme sahiplerinden korkuyorsunuz. Biz bu semtte yaşayanlar olarak, halen verilmekte olan içki ruhsatlı mekanlardan, bina sütunları kesilerek ve kırılarak mekan büyüten, haraç kesen işyeri sahiplerinden, en önemlisi de sağlığımızı tehdit eden ve her geçen gün çoğalan ‘baz istasyonlarından’ kurtulmak istiyoruz. Bu mekanların acilen Küçükpark ve Bornova dışına taşınmasını istiyoruz. Semtimiz Bornova’nın en nezih kenti iken, ne yazık ki şu anda yaşanılmaz bir yer oldu. Küçükpark sahipsiz kalmamalı ve biz evlerimizde ve sokaklarımızda huzur içinde yaşamak istiyoruz. Yeter artık!”
Yeni projenin tarihi dokuyla ilgisi yokBu sözler İzmirli Handan Kılıçaslan’a ait. Okurumuz, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Temmuz 2011 dergisinde Kemeraltı balıkçılar çarşısının meydan projesini gördüm. Görür görmez de şaşkına döndüm. Bu planın Kemeraltı’nın tarihi dokusuna uygun bir proje olmadığına kanaat getirdim. Çünkü fazla modern. Halbuki bunun yerine, çarşının tarihi dokusunu yansıtan görünümlü bir meydanın yapılması, Türkiye’nin en büyük tarihi çarşısı imajını bütünler. Ayrıca turistik değerini korumasını da sağlar. Aksi takdirde burası ‘alalade’ bir alışveriş merkezinden farklı olmayacak ve hiçbir cazibesi kalmayacaktır. Turistler buraya tarihi değerleri nedeniyle geliyorlar. Sıradan bir ‘Outlet’ görüntüsü yerine o çevreye uygun bir proje geliştirilmeli. Ayrıca, Arap Hanı’nın da AVM’ye çevrileceğini duydum. Bu haberler çok üzücü. Bu planlar tekrar gözden geçirilmeli. Aksi takdirde Kemeraltı’nın tarihi değeri yok olacağını düşünüyorum” diyor.
Tatil bitti, köpekler terk edilmeye başladı“Her yıl, okullar kapandığında karne hediyesi olarak hevesle alınan yüz binlerce hayvan, tatil yörelerine götürülüp sezon sonunda, oralarda açlığa ve ölüme terk ediliyor.” Bu sözler Haytap İzmir Temsilcisi Esin Önder’e ait. Aynı zamanda DOHAYDER İLETİŞİM SORUMLUSU ve Gaziemir Doğayı ve Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı olan Esin Önder bakın ne diyor: “Geçenlerde Çeşme Barınağı’ndaydım. Onlarca tasma ile terk edilmiş bir çok can gördüm. Bazısı zincirle bağlanmış, bazısı teller arkasındaydı. Bakışlarıyla sanki hepsi yalvarıyorlardı. İnsanını yüreği dayanacak gibi değildi. Ayrıca yaşlandı, kızgınlığa geldi ve hamile diye terk edilenler vardı. Daha mı hastalandı tedavi masraflarını veremiyorum diye de terk ediliyorlar. Benim yetkililerden isteklerim şöyle: En az 5 sene yurt dışından hayvan edilmesin. Petshoplarda hayvan satışına izin verilmesin. Üretim yerleri kapatılsın. Barınaklardaki hayvanların sahiplenilmesi özendirilsin. Eş zamanlı tüm şehirlerde sahipli veya sahipsiz tüm hayvanlar kısırlaştırılsın. Sahipli hayvanlara ‘CİP’ takılarak terk edilmesi önlensin.”
Rampalı kaldırım önüne araç park ettirilmesin12 Eylül 2011 Pazartesi günkü köşemizde gazeteci ve yazar dostumuz Hasan Tahsin Kocabaş’ın tespit ettiği bir sorunu “Buradaki araçlar niçin çekilmiyor?” başlığı ile aktardım. Hasan Tahsin, bir soruna daha parmak başmış, aynen aktarıyorum: “Geçen gün de Bornova’da engelliler için yapılmış bir rampalı kaldırımın önüne park etmiş bir minibüs gördüm. İkiz çocuğu olan bir hanım geldi ve takıldı çocuk arabasıyla. Aracın şoförü bir hiddetlendi ki dayanamadım. Bana da şarladı ama sonra kayboldu. Kadıncağızın halini görmeliydiniz. Koca caddede inanın onbeş dakika bekledim aracın başında ve bir polis otosu geçer diye. Asayiş polisleri çok da, trafikçi yoktu. Neredeler ve ne yaparlar bilmiyorum ama ‘yakında’ kafaya takacağım.”
Baz istasyonuna kim izin verdiKarşıyaka Yalı Mahallesi 6410 Sokak sakinlerinden Hakan Erişen, “Bu sokağa yeni taşındım. Ancak, apartmanımızın tam karşısında bulunan binanın çatısına devasa bir ‘Baz istasyonu’ kuruldu. Baz istasyonunun çevresi konutlarla dolu. Yüzlerce insan yaşıyor burada. Bu konudaki şikayetimizi kaymakamlığa ve belediyemize ilettik. Ancak kimse ilgilenmedi. Biz bu baz istasyonunun kaldırılmasını istiyoruz” diyor.
Fırının dumanı bizi zehirliyorKarşıyaka Nergiz Mahallesi sakinleri semtlerindeki fırının dumanından şikayetçi. Okurlarımız, “1828 Sokak’taki fırın odun ve kömür yakarak ürün elde ediyor. İyi de gece saat 04.00’ten sonra çıkan bu dumanlar pencerelerimiz açık olduğu için evlerimizin içine kadar giriyor ve bizi zehirliyor. Fırın sahiplerini bacalarını yükseltmeleri ve filtre taktırmaları konusunda uyardık. Bizi dikkate almadılar. Belediyemiz el koysun” dediler.
Sokağımız ne zaman asfaltlanacakKarşıyaka Bahçelievler 1851 Sokak sakinlerinden Yasemin Baysal, “Sokağımız, 23 Ağustos haftasında başlayan ‘Superonline’ çalışması nedeniyle geçilmez durumdadır. Geçen hafta çalışma durdu ve çukurların üzeri toprakla kapatıldı. Trafik akışı devam ediyor ama tangur tungur gidiyor. Trafik tek yönlü olarak işliyor ve ne yazık ki toz içinde kalıyoruz. Yolumuzun bir an önce asfaltlanmasını istiyoruz” diye dert yanıyor.