İzmirlilerin şikayet ettiği konuların başında trafik sıkışıklığı birinci sırayı almaya başladı. Bu konuda oldukça dertli olan İzmirliler, sabah ve akşam saatlerinde İzmir merkeze girmenin ve çıkmanın sorun haline geldiğini dile getirdiler.
Okurumuz Mehmet Ali Aktemur, “Eskiden merkeze (Konak) gelmek istediğinizde sadece sabah saatlerinde trafik yoğunluğu yaşanırdı ki, bu kadar çile çekmezdik. Bir iki yıldır hem sabah, hem de akşam saatlerinde bu sıkıntıyı yaşamaya başladık. Karşıyaka ve Bornova ile Narlıdere, Balçova, Karabağlar ve Gaziemir istikametlerinden kent içine girmek ve bu istikametlere gitmek istediğinizde sabah ve akşam saatlerinde trafik sıkışıklığı yüzünden saatlerce yollarda kalıyoruz. Özellikle Bornova ve Karşıyaka üzerinden gelip Alsancak, Çankaya ve Konak merkez ile Göztepe, Güzelyalı ve Balçova’ya gidecek olanlar ile bu güzergahlardan dönüş yapan sürücüler trafik içinde sıkışıp kalıyorlar” diye dert yandı.
YENİ ŞAKRANLI ÇİFTÇİLER SESLENİYOR
ZEYTİN AĞAÇLARINI KESTİRMEYECEĞİZ
Aliağa’ya bağlı Yeni Şakran’da halk huzursuz. Nedeni ise, İzmir -İstanbul Otoyolu’nun Yeni Şakran beldesinin zeytin ağaçlarıyla kaplı önemli bir bölgesinden geçecek olması. Yeni Şakranlı çiftçiler, geçimlerini zeytinden sağladıklarını belirten okurlarımız tepkilerini şöyle dile getirdiler:
20 YIL ÖNCE BAŞLATILDI
İzmir -İstanbul arası şu anda 550 kilometre ve 8 saat sürüyor. Proje tamamlandığında 377 kilometresi otoyol, 44 kilometresi de bağlantı yollardan olmak üzere toplam 421 kilometreden oluşacak ve bu mesafa 4 saatte alınabilecek. Bu otoyolun projesi ilk kez 1990’lı yılların başında gündeme geldi. Ancak 1999 Marmara Depremi’nden sonra yaşanan olumsuzluklar nedeniyle ihale iptal edildi. İhale 9 Nisan 2009’da yeniden gerçekleştirildi. Projede, 18 bin 212 metre uzunluğunda 30 viyadük, 7 bin 395 metre boyunda dört tünel, 209 köprü, 18 gişe alanı, beş otoyol bakım işletme merkezi, yedi servis alanı yer alacak.
Bu çukur onarılmayı bekliyor
13 Eylül 2010 Pazartesi günü “Burada daha kaç kişi sakatlansın?” başlığıyla Alsancak Hocazade Cami’nin köşesindeki bu çukurları Büyükşehir Belediyesi yetkililerine aktarmıştık. 65 numaralı binanın tam önündeki çukur şikayetini Süleyman Yazıcı aktarmıştı. İhbar yapılalı 2 ay 6 gün oldu.
Okurumuz çukurun yeni bir fotoğrafını yine göndermiş. Bakın ne diyor:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi ya Milliyet Gazetesi okumuyor. Ya da bürokratları ihbarlara aldırış etmiyor. Olan Başkan Kocaoğlu’na oluyor. Lütfen bir kez daha belirtin, bu çukurda her gün birileri düşüyor ve çukurda biriken pis su da insanların üstünü başını rezil ediyor.”
Büyükşehir bürokratlarının gözünden kaçtığına göre ben de konuyu bu kez Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun dikkatine sunuyorum.
Yüksek gerilim hattı yetmedi, baz kuruldu
Çiğli Evka-2 sakinleri adına arayan Bilal Taş, “Çocuk parkının üstünden yüksek gerilim hattı geçiyor, bu yetmezmiş gibi hemen yanına aylar önce bir baz istasyonu kuruldu. Gerek baz istasyonun gerekse yüksek gerilim hattının bırakın çocuklara tüm insanlara zararı olduğu biliniyor. Haydi yüksek gerilim hattını geçirdiniz, peki baz istasyonu da ne oluyor? Bunlara kim göz yumuyor ve nasıl izin veriliyor?” diye soruyor.
Pınarbaşı’nda korsan otopark hegemonyası
Selim Ergüven, bayram tatilinde gittiği Bornova Pınarbaşı’ndaki restoranların bulunduğu yerde korsan otoparkçılardan dert yanıyor, şöyle diyor: “Pınarbaşı’ndaki restoranların önü, yani cadde ve bağlantılı sokaklar ne yazık ki otopark çetelerinin elinde. Araç park etmek için ya onların istediği ücreti vereceksiniz, ya da tartışıp dayak yiyeceksiniz. Pınarbaşı’nda aracımızı park edemediğimiz için geri döndük.”
Hiç kimse trafik kuralına uymuyor
Urla İskele sakinleri bakın ne istediler: “Urla İskele ile Çeşmealtı arasındaki Gelinkaya mevkii bayram tatili nedeniyle yoğunluk yaşadı. Trafik karma karışıktı. Ayrıca kimse kurallara uymadı. Trafiğin en yoğun yaşandığı bu bölgeye niçin trafik levhaları ve lambaları konulmuyor. Hasarlı ve yaralanmalı kazalar yaşanıyor. Yöneticilerin özellikle tatil günleri ve hafta sonları burada önlem almalarını istiyoruz.”
Kara fırın, taş kömürü yakıyor
Dikili Bademli Köyü sakinlerinin bu şikayetini aylar önce dile getirmiştik. On gün önce okurumuz Türkan Çamlıbel yine aradı, “Taş kömürü yakan fırın yüzünden nefes alamıyoruz. Fırıncıyı uyardığımızda da, ‘Odun yakıyorum’ diyor ama ne yazık ki kalitesiz taş kömürünü yakmaya devam ediyor. Kara fırın diye reklam yapan ama hiçbir alakasının olmadığı bu fırının ya uyarılmasını ya da kapatılmasını istiyoruz” diyor.
SORUNUNA SAHİP ÇIK
Sokağınızdaki, mahallenizdeki, kentinizdeki aksaklıkları ve yaşamınızda karşılaştığınız sorunları sorumlulara duyurmak, şikayetlerinizi onlara iletmek ve çözüm bulmalarını sağlamak istiyorsanız, 0555 253 52 52 numaralı telefonumu 24 saat arayabilir; ayrıca elektronik posta adresime iletebilirsiniz.