Bu konuyu fotoğraflarıyla birlikte aktaran yazar Gürol Tulunay, “Kaldırımlar gerçek sahiplerine bırakılmalı, bakımları sık sık yapılmalı ve işgal edenlere de asla göz yumulmamalı” diyor
“Size birkaç kaldırım ve sokak fotoğrafını yazımla birlikte sergiledim. Uzun pandemi sürecinde alışveriş için kısa çıkışlarım oluyor. Ancak yolumun üstünde ilginç bir şey görürsem onu çekiyorum. Kapı önüne çıkarılmayan mal, satılmayacakmış gibi görülür. Ancak, belli bir yaşın üstünde olanlar, yani bizler, çocuklar ve çocuk arabalarıyla, tekerlekli sandalyeleriyle ve koltuk değnekleriyle ve baston kullananlar için kaldırımlar elzemdir. Ayrıca; kaldırımlarda görme engelliler için yapıştırılan veya vidalanan sarı noktalı çizgileri de dikkatinize sunuyorum. Çok kaza olmakta. İzmirli yazar Yaşar Ürük kaldırımdaki görme engelliler için konulan ve bakımı yapılmayan o sarı bantlara takılarak düşmüş. Ayağının takılması sonucu vücudunda kırıklar olduğunu ve platin takıldığını ameliyat olduğunu siz de biliyorsunuz. Kaldırımlara döşenen sarı bantların bakımı da yapılmış olsaydı benzer kazalar yaşanmayacaktı” diye başladığı tespitlerini şöyle sürdürüyor:
‘Bu kadar da olur mu?’
“Hele kaldırımda bisiklet ve motor kullananlar yok mu, onlara hiç akıl sır erdiremiyorum. Aynı zamanda da bu kaldırımların iniş ve çıkış yapılan yatay yollarının ivedilikle elden geçirilmesi gerekiyor. İmkânım olsa, bu kaldırımları yapanları bir tekerlekli sandalyeye bindirip ‘Hadi buradan çık ve in’ demek isterim. Ne yazık ki bu saydığım insanlar ve kaldırımları kullanması zorunlu olanlar hiç düşünülmüyor. Yapıldıktan sonra hiç kontrol edilmiyor. Unutmayın ki, bir gün bu duruma bu işin sorumluları da düşebilir. Kaldırımların acil olarak ele alınması ve satış yapan işyerlerinin durumuna bir çare bulunması gerekiyor. Bunun için yasalar size yeterli gücü de veriyor. Zabıta ekiplerinin bunu sıkça kontrol etmeleri, bozuk yerleri ilgili birimlere bildirmeleri ve işgalcilere caydırıcı cezalar yazarak ele almaları gerekiyor. Fotoğrafları incelerseniz, siz de ‘Bu kadar da olur mu?’ dersiniz. Fevzi Paşa Bulvarı ile bağlantılı tüm sokaklarda işyeri işletenlerin ne derece yayılmacı olduğunu görün. Bir zamanlar gittiğim bir kentte boş kaldırımları görünce, belediye başkanına sormuştum. O da bana, ‘Mecliste karar aldık. Kaldırıma hiçbir suretle bir tabure dahi konmayacak dedik. Cezasının da bir hafta kapatma olacağını duyurduk. Tekrarında da, kapatmanın 15 gün olacağını ilan ettik. İşyeri sahiplerinin de anlayışlı davranması sonucu altı ay geçti, kimsenin işyerini kapatmadık’ demişti. Demek ki istenirse ve etkin tedbirler alınırsa, İzmir’e yakışmayan bu görüntüler yaşanmaz. Gelelim Yaşar Bey’in başına gelen olaya... Bir bastonlu veya tekerlekli sandalye kullanan ya da görme engelli bir vatandaşın başına gelse aynı sıkıntılar yaşanır. Onun için kaldırımlar gerçek sahiplerine bırakılmalı ve en önemlisi de bakımları sık sık yapılmalıdır.” Yazar Tulunay’ın bu uyarısının korona salgını nedeniyle dikkatlerden kaçtığını düşünüyor, İzmir’e yakışmayan bu konuyu Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un dikkatine sunuyorum.