“Şehirler marka olmaz, şehirlerin markası olur” diyen Selçuk Dinçer, “Bu okulun Kemeraltı gibi marka olan tarihi bir merkezde yaşama geçirilmesi uygun olur” diyor.
Festival Direktörü Selçuk Dinçer, “13 yıl önce kukla festivalini İzmir’de yapmaya karar verdiğimizde yerel yönetimlerden bir yetkili bana büyük bir samimiyetle, ‘İzmir’de böyle işler olmaz, batarsınız’ demişti. İlk yıl, 2007’de 5 grupla başladık, toplam 10 etkinlik yaptık. Adına festival demek haksızlık olur, bir etkinlikti. Hiçbir yerde duyurmadık, haber yapmadık. Kendi aramızda yapalım derken beklemediğimiz, müthiş bir ilgi oldu. O gün ‘Tamam, bu iş olur’ dedim ve bu yıl 14’üncüsünü düzenledik ama Kovid-19 nedeniyle ertelendi” dedi. Kent yöneticilerine seslenen Selçuk Dinçer, şu vurguları yaptı:
“Neden birçok ülkede olduğu gibi İzmir’de de, içinde bir kukla tiyatrosunu, müzesini, kütüphanesini, atölyesini ve enstitü mantığında bir okulu barındıran bir kukla merkezi olmasın? Yalnızca o mu? Batı’da insanlar modern kuklayı biliyor, tanıyor ve çok seviyor. Türkiye’de bir kukla okuluna çok ihtiyaç var ve ilk kukla okulu bence İzmir’de açılmalı. İzmir, kuklanın modern yüzünü, düzenlediğimiz kukla festivalleri sayesinde tanıdı. Kukla dünyada büyük bir hızla devinen, her geçen gün kendisini farklılaştıran, geliştiren bir sanat dalı oldu. Kukla dendiğinde modern kuklayı tanımayan insanların aklına geleneksel gölge oyunu ‘Hacivat ve Karagöz’ geliyor, ama hiç de öyle değil, bunu bir tiyatro sanatçısı olarak söylüyorum. Bugün Fransa’da, İspanya’da modern kukla yapan özel tiyatroların sayısı, bildiğimiz konvansiyonel anlamda tiyatro yapan, drama tiyatrosu yapan toplulukların ve tiyatroların sayısını geçti. İnsanlar, Batı’da kukla sanatını çok iyi tanıyor. Şehirler marka olmaz, şehirlerin markaları olur. Hele hele İzmir’in markası Kemeraltı gibi tarihi bir alanda bu çok daha uygun olur. Tarihi mekân, uluslararası tanıtımına olduğu kadar, kent turizmine ve kültürüne de çok büyük katkı sağlar.”
‘Yerel yönetimler desteklemeli’
İzmir’in en temel gereksinimlerinden birinin de uluslararası kültür ve sanat festivalleri olduğuna dikkat çeken Selçuk Dinçer, şu saptamaları yaptı: “Festivaller kentlerin malıdır, kentin ve kentlinin sahiplenmesi gerekir. Ki, İzmir bu sanat dalına sahip çıktı, çok teşekkür ediyoruz. İzmir Uluslararası Kukla Günleri, kentin markalarından biri oldu. Bu festivali çok küçük bir bütçeyle düzenliyoruz; bu da bizi yoruyor. Organizasyonu el birliğiyle yapmak istiyoruz. Ancak bu işleri, sanatı, kültürü ve onlar adına yapılacak her türlü etkinliği, yerel yönetimlerin desteklemesi gerekiyor.”