Gazetecilikte bir haberi, bir olayı yazabilmek için belgelere dayandırmak, kaynağından doğrulatmak esastır.
Ancak bazen şartlar sizi farklı yollara sürükleyebilir.
Kapalı kapılar ardında konuşulan, kaynağına ulaştığınız halde doğrulatamadığınız bazı gelişmelerle karşı karşıya kalabilirsiniz.
İşte o zaman da mantığınıza ve önsezilerinize güvenmek zorunda kalırsınız...
Bir gazeteci için son derece zor bir durumdur bu aslında.
Bu satırları kaleme alırken, böyle bir durum ile karşı karşıyayım.
Anlaşılacağı gibi yazının konusu kulislerde dillendirilen bir konu.
İddia şu;
CHP İzmir İl Kongresi öncesinde, partinin önemli yöneticilerinden biri Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na “çok gizli” kayıtı bir rapor sunmuş.
Rapor, bir anlamda partili belediyeler için karne niteliğinde...
Pek çok belediye için sıradan yorumlar ortaya koyulurken, 3 belediye için önemli iddialara yer verilmiş.
O raporu hazırlayan kişi, adını ettiği 3 belediyede önemli yolsuzlukların yaşandığına dikkat çekmiş ve bu yolsuzluklarla ilgili bazı bilgi ve belgeleri de ekleyerek şöyle bir yorum yapmış:
“Bu belediye başkanları ile ilgili iddiaların yerel seçimler öncesinde deşifre edilmesi durumunda CHP büyük zarar görecektir. Bu belediyelere yapılabilecek bir operasyon, İzmir Büyükşehir Belediyesi davasındaki haklılığımıza da gölge düşürecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, temiz belediyecilik imajımızı korumak ve sağlamlaştırmak adına söz konusu 3 belediye başkanının partimizden ihraç edilmesinin partimize daha yararlı olacağı inancındayım...”
Son derece önemli iddiaların yer aldığı ve radikal önerilerle dolu dosyayı alan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun o an ne tepki verdiği belli değil.
Ancak iddia edilen o ki, CHP Genel Başkanı, iddiaları araştırması için o dosyayı İzmir’de çok güvendiği bir dostuna iletmiş. Söylenenlere göre rapora konu olan belediyeler ve belediye başkanları konusunda CHP Genel Başkanı’nın talimatıyla ve “çok gizli” kaydıyla bir araştırma başlamış bile.
Araştırma sonuçlandığında bu belediyelerle ilgili iddialar doğrulatılırsa Kılıçdaroğlu ne gibi bir tavır takınır bilemem.
Günlerdir bende olan bu bilginin gerçek olup olmadığını doğrulatmak için, 3 başkanın CHP’den ihracını isteyen “o şahıs” ile görüştüm.
Parti ile ilgili konularda, özellikle de böylesine hassas bir konuda adının geçmesini istemediğini söyledi.
Üsteledim.
Yanıt yine aynı oldu;
“Şu an için adımın siyasi bir konuda kullanılmasını istemiyorum...”
Haberin kaynağı, izin vermeyince ne yazık ki adını yazma şansım kalmadı.
İhracı istenen isimleri de, raporun varlığını ve içeriğini doğrulatamadığım için yazmıyorum.
Yapacak bir şey yok...
Hep birlikte bekleyip göreceğiz...