Değerli trafik dostları, trafik denilince ilk aklımıza gelen korkutucu ölümlü kazalar değil mi? Üstelik bu istenmeyen kazalar ve beraberinde ölümler gittikçe artmaktadır. Üzücü olanı ise AB uyum yasaları dediğimiz uygulamaların trafikte hiçbir önleyici ve insan canını değerli kılacak tedbir getirmeyişidir. AB uygulamalarının ülkemizdeki yan etkileri de vardır. Örnek olarak, trafik cezalarının azlığı ve peşin ödemelere yapılan indirim gibi nice komedi uygulamayı sayabiliriz.
Bu uygulamaların en can alıcısı ise; trafik kazalarının oluş şeklinin tutanak ile tespitinde kazaya karışan her iki sürücünün yazılı anlaşma uygulamasıdır. Yani ‘Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’dır. Çünkü, trafikte maddi dolandırıcılık ve milli servetin zarar görmesine sebep olankötü bir uygulamadır.
Zira kötü niyetliler için cezai hiçbir şart ve denetimi yoktur.
Önce; Kaza Tespit Tutanağı denilen ve kazaya karışan her iki sürücü yani hem haklı ve hem suçlu taraflarca birlikte ve sözde gerçekleri ifade eden bir anlaşma düzenlenir. Ve her iki taraf el sıkışarak olay yerinden ayrılır. Yani alan da satan da memnun.
Oysa bu tutanağı sakin olduğunuz bir an elinize alsanız ve defalarca okusanız dahi, ne kadar zor doldurulacağını anlarsınız. Örneğin dokuzuncu maddede; kaza oluşunu ve yerinin taslağını çizmeniz isteniyor. Ardından gelen maddede ise: her iki sürücünün kaza hakkındaki görüşlerini yazmaları talep ediliyor.
Kaza yeri tespit krokisinin çizimi ve bu konuda görüşlerin belirtilmesi trafik bilgisi ve tarafsızlık isteyen çok önemli ve zor bir konudur. Çünkü, gereğinde açıklayıcı bilgi isteyen ve kaza sonrası taraflarca tartışma yaratacak bir konu olduğundan ancak trafik bilirkişisi niteliğine haiz kişilerce düzenlenmelidir. İşte bu nedenledir ki; yeni göreve başlayan Trafik Polisleri aldıkları kurslarda en çok bu tür rapor düzenlerken zorlanmaktadır.
Yani bu iş özel eğitim ister. Trafik kazasına karışan sürücülerin çok büyük bölümünün böyle bir tutanak düzenleyebileceğine ve suçlu taraf kendisi olsa dahi altını imzalayacağına inanmıyorum.
Eğer böyle davranışlar ve hoş görülü sürücülerle çok sık karşılaşıyor olsak her saat başı bir insanımızı kaybettiğimiz ölümlü kazalar olmaz. Zira trafik saygı ister, hoşgörü ve sabır ister!
Oysa bu tür Trafik kazalarına karışan sürücülerden en az birisinin alkollü olduğu artık bilinmekte. Her zorlukta kabullenme yönünü seçen halkımız artık böylesi haksızlıkları sineye çekiyor. Ve bunun adına medeni bir davranış diyor.
* * *
Ülkemizde her konudaki sigorta bedelellerinin diğer ülkelere göre çok daha yüksek olmasının sebebini hiç düşündünüz mü?
Çünkü ülkemizde sigorta şirketleri mutlaka bir açık yol bulunarak kandırılıyor ve zarara uğratılıyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde sigorta müfettişleri olup, sakıncalı gördükleri konuları inceliyor ve rapor düzenliyorlar. Bu rapor gereği kasıt görülür ise sigortalıya ücret ödenmediği gibi özel mahkemelerde yargılanıyor.
Ne yazık ki ülkemizde bilinçli olsun veya olmasın sürücülerimizin çoğunluğu anlaşmalı bu kaza tutanağı uygulamasına güvenerek; gerek alkollü olara, gerekse kural tanımaz tavırlarıyla üstelik rahatça araç kullanmaya devam ediyorlar. Trafik yasalarımızdaki boşluklar onları korumayı sürdürdükçe, hiç kuşkunuz olmasın; aynen devam edeceklerdir.
Son günlerin bu yönde yeni uygulaması ise; kaza sonrası anlaşamayan iki alkollü veya suçlu ahbap çavuş, olayı fazla uzatmadan olay yerinden ayrılıyor. Ertesi gün ise en yakın Polis Karakoluna müracaat ile (gece aracıma çarpan belirsiz kişilerden şikayetçiyim) müracaatı onlara yine de sigortadan gerekli ücreti almalarını sağlıyor.
Bence ne olursa olun ve trafik polisini arayın. Çünkü yok olan ülkemin milli serveti olup, kaybolan ise Ülkem insanının geçmişte olmayan böylesi yanlış uygulama ve duygularıdır.