Hilmi Gültay

Hilmi Gültay

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEĞERLİ trafik dostları... Sabah trafiği tüm illerimizde olduğu gibi İzmir’de de yoğun. Özellikle Karşıyaka’dan Konak istikametine gidiyorsanız, yandınız. Sabahın erken saatlerinde yola çıkmalısınız. İşte bir pazartesi sabahı, geciktim ve yoğun trafiğe takıldım.
Çok ilginçtir, Alaybey’i geçtiğimde köprü rampası tıkalı değildi. Daha doğrusu bu araç yoğunluğuna rağmen trafik akıyordu. İşte bu düşünceler çerçevesinde Naldöken Köprüsü üst noktasına geldim. Bu nokta ise ştadyumun şeref tribünü gibiydi. Buradan geniş bir alanı ve tüm araç hareketlerini rahatça gözlemleyebilirsiniz.
Hayretler içinde kaldım! Çünkü, köprü inişinde, beyaz şapkası ve beyaz eldivenleriyle zarif ve tempolu hareketler sergileyen biri dikkat zekiyordu. Araçların içindeki hareketlenmeler de gözden kaçmıyordu. Önce kendimi bir klasik müzik konserinde sandım. Çünkü uzaktan benzetebildiğim kadarıyla bu ‘maestro’nun anlamlı ve ahenkli el hareketleri beni büyülemişti. Köprü inişinde görüntüler biraz daha netleşti.
Kahramanımızın bulunduğu nokta; üç şerit Çiğli, iki şerit Karşıyaka ve bir şerit de Soğukkuyu istikametinden gelen altı şeridin kesişme noktası... İlginç ve bakmaya doyamadığım hareketleri altı ayrı şeritten gelen sürücülerle yolcular hayranlıkla izliyorlardı. Çünkü şef, bir eliyle araçların şeritlerinde ilerlemelerini ve devam etmelerini; diğer eliyle de emniyet kemeri takmalarını hatırlatıyordu.
Yüzünde gülümseme ve kararlılık eksik olmayan bu şef; Komiser Mustafa Sarı‘dan başkası değildi. Komiserim; anlamlı ve zarif hareketleriyle bir orkestra şefini andırırken, orkestranın kulaklarımıza hoş gelen müziğini sanki trafiğe aktarıyordu.
Bir an; ülkemizin her köşesinde yapılan hız, emniyet kemeri, alkol gibi trafik denetimleri, hatta ağaç altlarına gizlenip ‘plakaya ceza yazan’ trafikçilerimiz geldi aklıma. Komiser Mustafa Sarı’nın güleryüzü ve telkin ettiği güvenin yanında; o görüntüler çok soğuk, çok itici geldi. Onun, bu ‘halkla ilişkilerci’ tavrının, ‘trafik sağlığı’ açısından çok daha faydalı olduğunu düşündüm. Haksız mıyım?