Hilmi Gültay

Hilmi Gültay

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Değerli dostlarım, Türk Polis Teşkilatı’nın 167’nci kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Ancak, bizlerin güvenliğinden sorumlu olup malımızı ve canımızı emanet ettiğimiz Türk Polisi de bayram yapıyor mu? Bence hayır!
Çünkü düşlerinde; hep aynı sorunlar ile gerçekleşmesini sadece isteyebildikleri fakat söyleyemedikleri dilekleri var.
İşte sizlere birkaç örnek...
* Polis disiplin tüzüğü AB yasalarına uyumlu olmalı.
* Haftalık görev süresi ILO sözleşmesi gereği 40 saat olmalı.
* Üniversite mezunu polis, birinci derece kadro almalı.
* Fazla mesai ücreti, diğer devlet memurlarında olduğu gibi ödenmeli.
* Meslekte ihtisaslaşma getirilmeli.
* Polis çocuklarına, polis okulu sınavlarında ek puan verilmeli.
Neredeyse her yıl yazdığım bu sorunlar düzeltilmeden üzerine yenileri ekleniyor.
Teşkilatın 167’nci yılı kutlamaları sürerken emniyet mensuplarının, dile getiremediği bazı güncel ve acil çözüm bekleyen dileklerini sizlerle paylaşmak istedim;
* Siyasiler her yıl kutlama haftası öncesi; (Polisimize zam yapılmalı sloganıyla) söylemlerine başlıyorlar. Basında zam duyuruları manşet oluveriyor. Ardından geçen günlerde yine unutuluveriyor. Peki, Neden?
* Bu yıl ocak ayında büroda görev yapanlarla, yani polis memuru ile Sivil memur arasında ücret eşitliği sağlandı. Fakat cadde ile sokakta görev yapan ve çalışma şartları ağır, mesaisi de belirsiz olan polis memuru açısından adaletsizlik devam ediyor.
* Birçok kamu ve devlet kurum ve kuruluşlarının: teftiş kurulunda çalışanların maaşlarında iyileştirme yapıldı. Emniyet teşkilatında ise böyle bir uygulamanın neden olmadığı merak konusu.
* Emniyet Hizmetleri Tazminatı, personel emekli olduğunda kesiliyor. Maaşları çok azalan emekliler bu tazminatın bir kısmının emekli maaşlarına yansıtılmasını istiyorlar.
Bildiğim veya dinlediğim bazı klasik sorunları hatırlatmak istedim. Çünkü görev süresi on iki saat olan fakat eve dönüş zamanı belirsiz olan polisimiz mutlu olur ise, inanın bizler daha huzurlu olacağız.
Bir polis ailenin çocuğu olarak 1950’li yıllarda, gri-füme renkli üniformalarıyla hatırlarım kanun koruyucularımızı. Toplumda gördükleri saygı, ilgi ve güven duygusu çocukluğumda beni etkilediği kadar gurur kaynağım da olmuştur. Oysa bu günlerde gördüklerime bazen inanamıyorum.
Polis memurundan en üst rütbeli üniformalı polis olan Emniyet Genel Müdürü’ne kadar her kademedeki değerli polislerimiz; onurlu mesleğiniz ve karşılıksız görev anlayışınız nedeniyle bizlere her zaman bayram sevinci ve huzuru yaşatan sizlersiniz...
Kutsal göreviniz ve bayramınız nedeniyle sizleri; ülkemin tüm insanları adına kutluyorum.