Hilmi Gültay

Hilmi Gültay

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DEĞERLİ trafik dostları...
Trafik tescil kaydı yapılmayan ve plakası olmayan hiçbir araç trafiğe çıkamaz. Uymayan sürücülere ceza yazılır, araç trafikten men edilir. Üzücüdür ki, ilgili kanunun bu durumu düzenleyen maddesi, sadece duyarlı sürücüler için geçerli olmaya başladı.
Son zamanlarda, arka plakaları olmayan öyle çok araç görüyorum ki... Şaşırıyorum. Trafik polisi durdurduğunda, cevap hazır: Farkında değilim, düşmüş herhalde! Bu kural tanımazların sayısı her geçen gün artıyor. Bu gibi sorumsuzlar, motosiklet sürücüleri arasından da çıkıyor. Araçlarının arka çamurluğu kalkık oluyor, ve eğer varsa plaka da yere bakar duruma getiriliyor. Amaç, besbelli, plakanın görünmemesi! Çünkü, yaptıkları hız ihlalleri tespit edilsin istemiyorlar.
Bunun yanı sıra, hem kent merkezinde hem de ilçelerde birçok plakasız motosiklet, deyim yerindeyse cirit atıyor. Üstelik bugünlerde bir de ‘elektrikli motosiklet’ sorunu başladı. Gazetelerdeki reklamları okuyorsunuzdur. “Ruhsat-ehliyet istemez” diyorlar. Bir yetkili de çıkıp, “Bunlar eğlence amaçlı, bir nevi ‘oyuncak.’ Motorlu taşıt trafiğine açık yollarda kullanılması yasak” demiyor. Evet... Gerçek bu. Üyesi olduğum İzmir İl Trafik Komisyonu, bu konuda karar almış, Emniyet Genel Müdürlüğü‘ne de onaylatmıştır.
Bu elektrikli oyuncaklarda; plaka yok, ehliyet yok, ruhsat yok... Dolayısıyla trafik cezası yok, vergi yok. En üzücüsü de bunlara ‘DUR’ diyecek bir yetkili yok.
Birkaç gündür güzetelerde okuyor, televizyon haberlerinde izliyoruz. Sivil giyimli bayan trafik polislerinin, ‘cep telefonuyla konuşan sürücülere’ göz açtırmadığı belirtiliyor. Acaba, Karayolları Trafik Kanunu, sadece ‘cep telefonlu sürücüler’ konusunu mu kapsıyor?
Buradan, başta Vali Cahit Kıraç olmak üzere, İl Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz‘a ve bünyesindeki ‘trafik zabıtası’ nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘na sesleniyorum. Sayın yetkililer; ‘plaka bulundurmamak’ suç değil midir?
Cevabınız ‘Evet’ ise (ki öyle olmalı), o zaman bunca kanunsuzluk, emrinizdeki personelin gözleri önünde nasıl gerçekleşebiliyor?