Hilmi Gültay

Hilmi Gültay

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Değerli trafik dostları, İzmir-Çeşme ve Aydın otoyollarında Hızlı Geçiş Sistemi yani (HGS) hizmete giriyor. Ancak Ekim ayından sonra hizmete girebileceği belirtilen bu uygulama, ilk olarak İzmir’de uygulanacakmış. Yani Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın Milletvekili seçildiği şehirde... Bu sistemin avantajı ise, pahalı olan OGS ile gişelerde duraklamaya sebep olan KGS’nin olumsuzluklarını yani özellikle İzmir’de çok görülen otoyol gişelerindeki ölümleri önleyecekmiş! Karayollarında hizmet veren altıyüz civarındaki KGS gişelerinin bir yıl içersinde tümü HGS’ye dönüşeceği belirtiliyor.
Bence buraya kadar her şey güzel. Böyle bir hizmet önce insan yaşamına saygı anlamına geldiği için sevindim. Peki, böylelikle otoyollarda ve gişelerde sayısı gittikçe artan, tedbirsizlik nedeni olan ölümler bitecek mi?
Çünkü, geçen bir yıl içersinde (Narlıdere ve Aydın çıkışı) otoyol gişelerinde üç vatandaşımız hayatını kaybetti. Sebep ise KGS bileti alabilmek idi?
Oysa bu konuda görev ihmali olduğu söylenen görevliler bu ölümleri kabul etmiyorlar. Trafik kazalarında olduğu gibi olay yerinde yaralı olup, yolda veya hastanedeki ölümleri nedense kendi üzerlerine almıyorlar. İşte sizlere bir yıl içersindeki gişelerde bilet nedeniyle kaybettiğimiz masum insanlar ve isimleri;
İzmir-Çeşme otoyolu Narlıdere gişelerinde;
1- Sedat Teger; bilet almaya çalışırken süratle geçen bir aracın çarpması ile hayatını kaybetti.
2- Ali Sünger; yine aynı yerde bir başka kazada fakat yine süratli geçen bir aracın çarpması ile hayatını kaybetti.
İzmir-Aydın otoyolu;
3- Hüseyin Erdinç; Torbalı gişelerinde görevli olup yine süratli geçen bir aracın çarpmasıyla hayatını kaybetti.
Böyle aynı senaryo ile gerçekleşen ölümlere karşı tedbirlerin göstermelik veya hiç olmadığı kanısındayım. Çünkü Narlıdere gişelerinde, ortaya tel örgü çekilmiş olduğu halde, aracını karşıya bırakan ve koşarak bilet almaya geçen yayalar var. İşte bu yayalar otoyola girecek ve çıkmakta olan araçlar için de tehlike oluşturuyor. Beni defalarca durdurup, belgelerimi isteyen otoyol polisinin burada park eden ve karşıya geçenleri uyarmaması dikkat çekici.
Diğer taraftan Karayolları yetkilileri de bunları gördüğü halde neden ses çıkarmıyor? Oysa resim çekmek için fotoğraf makinemi çıkardığımda, “Yasak hemşerim” demek için hemen koşup yanıma gelen görevliler oluyor. Bilet için canını tehlikeye atanlara ise ses yok.

Alaçatı’nın sahibi hala yok
Senelerdir köşemde yazdığım, Otoyol ve Çeşme ölümlü trafik kazalarına çözüm için hiçbir kurum ve yetkili cevap vermedi. Hatta önceki hafta “sahibini arıyorum” diye seslendiğim Alaçatı ölüm kavşağının sorumluluğunun dahi üstlenen olmadı.
Çünkü onlar ölüme yolculuk yapan günahsız insanlara el sallamayı tercih ediyorlar. Bu kazalar sonrası neden hatalı veya kusurlu olan yol ile kavşak düzenlemeleri yapılmıyor ve denetimlere hız verilmiyor? İşte size bir örnek: Nice canları alan Alaçatı Çamlık yolda yaptığımız düzenleme sonrası yıllardır hiçbir kaza olmadı. Üstelik bu yolda hız sınırını İl Trafik Komisyonunda denetim görevlilerinin isteği üzerine yükselttik.
Tek umudum Ulaştırma Bakanımızın, böylesi güzel hizmetlerin daha faydalı olabilmesi için denetim görevi için vereceği talimatlardır.