Hilmi Gültay

Hilmi Gültay

ege@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Değerli trafik dostları; “LPG’li araçların vize işlemlerinde istenen gaz sızdırmazlık raporu 2012 yılı itibarıyla Zorunlu Evrak Listesinden çıkarıldı” haberi neredeyse paniğe dönüştü. Çünkü Ulaştırma Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgenin teknik izahı olmayınca açıklama ortalığı karıştırdı.
Oysa, ülkemizdeki otomobil üretici veya ithalatçı firmaların fabrika çıkışlı LPG’li araç satışları sürekli artış göstermektedir.
Kafa karıştıran bu zorunlu evrak listesi nedir; ne işe yarar?
Trafiğe çıkmak için araç tescil işlemleri yaptırılan ve plaka alan araçların, trafik yasası gereği belirlenen sürelerde fenni muayeneleri yani araç vize işlemleri yaptırılmak zorunludur.
Vize işlemi ise; aracın trafikte hareket halinde iken, tehlike yaratabilecek ekipmanları veya diğer unsurlarının kontrol edilmesidir. Bu kontrol sonucu; aracın rotlarının bozuk olması veya lastiklerin kabak olması gibi tehlike yaratabilecek eksikler veya olumsuzluklar, önemi nedeniyle “Ağır Kusur” olarak değerlendirilir. Ve eksiklerin tamamlanması için araç geri gönderilir. Çünkü, bu tür kusur ve eksikler hayati önem taşırlar.
İşte böylesi hayati önem taşıyan ve vize işleminde af edilemez kusurları içeren denetim listesine zorunlu evrak listesi denilmektedir. Ve eksik olan bir madde için dahi vize işlemi yapılmayıp, arızanın giderilmesi istenir. Çünkü bu eksiklerin her biri ağır kusurdur.
Ancak bunun dışında hayati tehlike taşımadığı fakat ihmal edildiğinde tehlike yaratacağı bilinen konular ise Hafif Kusur olarak belirlenir. Fakat aracın vize işlemi yapılsa dahi ihmal edildiğinde tehlike yaratabileceği sürücüye hatırlatılır. Yani Hafif Kusurlar; araç sahibini bilgilendirme notu olup ceza uygulanmaz.
İşte Kıyamet burada kopuyor; LPG’li araçlarda gaz kaçağı tespiti için yapılan Sızdırmazlık Testi nin vize işlemlerinde sanki Hafif Kusur olduğu kabul edildiği söyleniyor. Oysa... Hayır!
Bence burada bir ifade eksikliği var. Çünkü, sızdırmazlık işlemi bir ağır kusur olarak kabul edilmiş ve böyle işlem görmektedir. Aksi ise düşünülemez ve uygulanamaz.
Özelleştirilmiş ve sıkı denetime tabi tutulduğu bilinen ve Tüv-Türk adıyla bilinen Resmi Görev ve Yetkili kılınan bu Vize istasyonlarında; sızdırmazlık denetimi zaten yapılmaktaymış.
Çünkü, vize için gelen LPG’li araçlar önce açık sahada özel test cihazlarıyla gaz kaçağı kontrolu yapıldıktan sonra uygun ise kapalı alana alınıyorlarmış.
Ve gaz kaçağına karşı diğer tüm özel tespit işlem ve kontrolleri araç kanala alınarak yapılıyormuş. Üstelik imal tarihi kontrol edilen depo ömrünün on yıllık zamanı dahi denetim listesinde yer alıyormuş.
İşte vize denetiminde bu işlemlerin rutin olarak zaten yapıldığı ve eksiklerin ağır kusur olarak alındığı belirtilmektedir.
Ancak aracına ilk kez LPG taktıran araç sahiplerinin önce Makine Mühendisleri Odası tarafından verilecek İmalat ve Uygunluk Projesi almaları şarttır. Yine bu sürücülerin LPG vizesi için gerekli tüm testlerini Makine Mühendisleri Odası denetiminde ve Yetkili kılınan Sızdırmazlık İstasyonlarında yaptırabilecekleri de belirtilmektedir.
Sonuç olarak; LPG sızdırmazlık test denetimlerinin her iki resmi ve yetkili kurumda yaptırılabilineceği söylenmektedir.
Fakat sızdırmazlık testinde kaçak tespit edilen araç kesinlikle vize alamaz; çünkü, bu hata bir Ağır Kusur olarak kabul edilir.
İnanıyorum ki; böylesi inandırıcı bir açıklama ile kurumlar arası ilişkiler ve vatandaşlar arasındaki hoşnutsuzluk, korku çözülecektir.
Üstelik LGP’li araç sayısının artmakta olması nedeniyle, bu konuda denetimlerin üst seviyede olacağı ve ucuz denilen Merdiven altı üretimlerin kaldırılacağı bilgileri ve çalışmaları gizlenemez.
Ancak LPG satış istasyonlarında ise her pompa üzerinde yazılan talimatlara uyulması ve müşteri isteği doğrultusunda davranılmaması yönünde bu denetimlerin de acilen yapılması gerekiyor.