Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Rusya’da seçimleri Putin oldukça yüksek bir oy oranıyla kazandı. Putin seçim propagandası sırasında, yeniden devlet başkanı olursa, silah sanayinin güçlenmesi için yeni projeler uygulayacağını söylemişti.
Daha fazla silah üretmek demek, daha çok kullanmak demektir. Silahlar fareleri öldürmek için kullanılmayacağına göre, daha fazla sayıda insan ölecek demektir.
İsveç, Suudi Arabistan ile yaptığı bir anlaşma ile hem çöle füze tesisi kuruyor hem de silah üretimine yardımcı oluyor. Suudiler herhalde füzelerin yönünü aya çevirmeyecekler. Yönü masum insanların da öleceği, sakat kalacağı diğer başka ülkeler olacak.
ABD, savunma bütçesini her yıl arttırıyor. Her yıl daha öldürücü silahlar yapıyor. Bu silahlar fareler üzerinde denenmediğine göre, kobay olarak insanlar kullanılıyor demektir.
İsrail nükleer silahların, Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkeleri ile İran’da olmasını istemiyor. Kendisi dışındaki ülkelerin buna sahip olduğunda, Ortadoğu’nun bir nükleer çatışmanın alanı olacağını söylüyor. Bunu engellemek için çatışmadan kaçınmayacağını ilan ediyor. Engelleyecek olanlar yılanlar olmayacağına göre, demek ki yine insanlar ölecek.
Geçenlerde gazetelerde bir haber; “Suriye’de biyolojik silah var.”
Suriye’de var da sizde yok mu peki?
Silah Suriye’de olduğu zaman mi kabahat oluyor?
Suriye’deki var sayılan biyolojik silahlar, Irak’ta işgalden önce varsayılan kitle imha silahlarını hatırlatıyor. Varsayılanlar yüzünden bir milyon Iraklı hayatını kaybetti, üniter Irak üçe bölündü. “Belki de vardır” tahmini üzerinden önümüzdeki günlerde de Suriye’de çok insan ölecek demek.
Bu arada, İran’ın nükleer silah yapma konusunu atlamayalım. Aynen Suriye gibi, hedefteki bu ülkeye, operasyon muhtemelen bu yıl yapılacak. Olan halka olacak. Milyonlarca insan ölecek, sakat ya da evsiz barksız kalacak.
Meselenin biyolojik ya da nükleer silahlar bulundurmak değil, daha fazla silah üretmek için daha fazla enerjiye sahip olma sevdasının olduğu petrol üreten ülkelerdeki halklar tarafından belki de hiçbir zaman anlaşılamayacak.
Görünüşte hep “demokrasi getiriyoruz” söylemi olacak ancak bir türlü gelemeyen demokrasinin bedelini masum insanlar canlarıyla ödeyecek.
Halbuki hepimizin bir başı iki eli, iki gözü, iki bacağı yok mu? Bu dünya herkese yeter de artar da. Bunun için dünyanın savaşa değil barışa, silaha değil gıdaya gereksinimi var. Dünyadaki enerji de, gıda da, toprak da, su da herkesi doyurur.
Yeter ki bir tutam barış olsun.