Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyadaki arazilerin üçte biri, endüstriyel tarım nedeniyle aşırı derecede aşındı. Verimsizleşen topraklar yüzünden milyonlarca insan açlık, yoksulluk ve çatışma riskiyle karşı karşıya.

Her yıl 24 milyar ton verimli toprak ve 15 milyar ağaç kaybediliyor. Şayet önlem alınmazsa, bu durum, Sudan ve Çad örneklerinde olduğu gibi çatışma riskini artıracak. Bu riskin artmaması için çare, yoğun tarımdan vazgeçmek.

Bir yandan bunlar olurken, diğer yandan ülkelerin küresel çapta araziler için yarışı artıyor.

Haberin Devamı

Yukarıda yazılanlar, ne bir tarımcının ne de herhangi bir ülkenin herhangi bir tarım kuruluşu ya da odasının tespitleri. Bunlar, bizzat Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dile getiriliyor. Bunlar geçen hafta kamuoyuyla paylaşılan ‘The Global Land Outlook’ (Küresel Arazi Görünümü) isimli çalışmada saptanan veriler.

Çalışmada kentleşme, iklim değişikliği, erozyon ve orman kaybının birbirleriyle ilişkileri, haritalarla ortaya konmuş.

Dünyada küresel silahlanmaya yılda milyarlarca dolar para harcanırken, ne hikmetse ülkeler bu tür raporlara ilgi göstermiyor.

Gelecekte tarımı en çok etkileyecek faktörlerden biri olan ‘küresel iklim değişikliği’ne karşı alınacak olan önlemlerin yazıldığı ‘Paris İklim Anlaşması’, Çin ile Obama döneminde ABD tarafından onaylanmıştı, yeni ABD Başkanı Trump ise bunu yerle bir etti. Bence bu tür konular bir kişiye bırakılmayacak kadar önemli.

Gıda güvenliği önemli

Türkiye’ye gelince... TEMA Vakfı’nın bildirdiğine göre, Türkiye’de erozyonla taşınan toprak miktarı yılda 743 milyon ton. Her yıl, Türkiye’nin üzerindeki 0,8 milimetrelik toprak tabakası yok oluyor. Her 12 yılda, 1 santimetre üst toprak katmanı kaybediliyor. Bir santimetre toprağın oluşma süresi ise ortalama 400 yıl.

Ziraat Mühendisleri Odası’nın çeşitli şubeleri tarafından yapılan açıklamalardan da, Türkiye’de son 10 yılda 2,78 milyon hektarlık tarım arazisinin üretim dışı kaldığını, 30 yılda nüfusun iki kata çıkmasına rağmen, tarımsal arazilerin 28,5 milyon hektardan 24 milyon hektara düştüğünü öğreniyoruz.

Haberin Devamı

İnşaat yapılarak ranta kurban giden, hidroelektrik, jeotermal ve kömürle çalışan termik santraller, taş ocakları, maden ocakları, sanayi tesisleri yüzünden verimsizleşen, kente göç nedeniyle de boş kalan tarlalar ve bahçeler de bu rakamın içinde bulunuyor. Bunu okuyanlar, sanayileşmeye karşı olduğumu sakın düşünmesinler. Bir ülkenin konut, sanayi tesisleri, maden ocakları ve enerji santrallerine tabii ki gereksinimi bulunuyor. Ancak, bunların tarım alanlarına zarar vermeyecek şekilde kurulması, o ülkenin gıda güvenliğini yitirmemesi adına çok daha önemli.