Okuyucular tarımdaki kooperatifleşme ile ilgili neden sürekli olarak yazılar yazdığımı belki merak ediyorlardır.
Konu, Türkiye’de anlaşılır olana dek de bu konuda yazmaya devam edeceğim.
Uzun lafa gerek yok, sadece bir örnekle tarımdaki örgütlenmenin ne kadar önemli olduğunu anlatayım.
Koope-ratifleşme oranı ,zenginlik ve refahın olduğu Yeni Zelanda’da yüzde 100, AB ülkelerinde yüzde 85, ABD’de yüzde 75 iken, fakirlik ve iç karışıklıkların olduğu Ortadoğu’da ortalama yüzde 1...
Ne kadar anlamlı bir istatistik değil mi?
Türkiye’ye baktığımızda ise oranın sadece yüzde 15 gibi düşük bir rakama tekabül ettiğini görüyoruz.
Halbuki tarıma uygun iklim-toprak yapısı, tarımsal ürün çeşitliliği ve genç nüfus Türkiye tarımının güçlü yönlerini oluşturuyor.
Bunların yanı sıra zayıf yanlarının en başında da, üreticilerin kooperatif ya da birlikler şeklinde örgütlenememiş olması geliyor.
Türkiye’de, büyüklüğü 1-50 dekar arasında arazisi veya 1-10 baş arasında hayvanı olan ailelerin oranı yüzde 70’e tekabül geliyor.
Yani oldukça parçalı bir yapıyla karşı karşıya bulunuyoruz.
Böyle olunca da dekar veya hayvan başına verimlilik oldukça düşük oluyor.
O zaman küçüklerin birleştirilerek bu sorunların aşılması tek seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
İşte bu yapı da kooperatifler.
Bu nedenle kooperatifleşme devletin öncelikli politikası olmalı.
Çiftçilere verilen desteklemelerde ağırlık, kooperatif ya da birliklere üye olanlardan yana olmalı ki örgütlü yapılar özendirilsin.
Köylülerin kooperatifleşmesi konusunda devlet gerekli maddi ve manevi desteği de vermeli.
Yeni kurulacak olanlar birçok ürünü bünyesine alan ilçe bazlı ve kurulduğu ilçede tek olmalı, köylerdekiler de ilçe merkezleriyle birleştirilmeli.
Ancak bunların denetlemeleri sıkı yapılmalı, bakanlık kooperatifleri, kooperatifler de üreticiyi denetlemeli.
Geçenlerde kooperatifçilikle ilgili olarak görüştüğüm Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişmesi için ayrı bir bakanlık oluşturulması gerektiğini, bunun adının da “Kooperatif Bakanlığı” olması gerektiğini ifade etti.
Kooperatiflerin bir kısmının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına diğer kısmının da Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı olduğunu, bu nedenle oluşan kafa karışıklığının kurulacak olan bu yeni bakanlık eliyle giderilebileceğini sözlerine ekledi.
Bu yeni bir tartışma konusu ve bence de tartışılmaya değer.
Bana sorarsanız, bu fikrin oldukça gerçekçi geldiğini söyleyebilirim.