Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

On ay kadar önce, şu soruyu sordum bu sütunda:

“Soma’daki facianın acı tabloları gözümüzün önündeyken şimdi bunun üstüne, Bartın’ın felaket sahneleri ekleniyor. Bunu önlemenin yolu yok mudur?”

Kömür madenciliğimiz, artık hemen hemen tamamen elektrik üretmek amacıyla yapılıyor. Ülkemiz kömürden elektrik elde etmede dünya ortalamasında: elektriğimizin yüzde 20’si kömürden geliyor. Bu oranı ne kadar arttırırsak, doğal gaza verdiğimiz döviz miktarı da o kadar azalacak. Ancak dünyanın en tehlikeli madencilik alanı olan kömür madenciliğine verdiğimiz kurbanların sayısı da o kadar artacak.

Haberin Devamı

Son 45 yılda grizu patlaması, su baskını ve diğer maden faciaları sonucu 980 maden işçimizi şehit verdik. Son on yılda trafik kazalarında 53 bin kurban verdiğimizi hatırlayarak bu sayıyı önemsemeyecekler olacaktır. Ancak maden facialarının toplumsal vicdanımızda açtığı derin izler, bir ölçüde bu faciaların medyada aldığı dramatik sunumdan, bir ölçüde önlenebilir olduğu halde önlenememesinden kaynaklanıyor.

Bunun bir de son yıllarda kazandığı yeni boyut var: Kömür madenciliğinin sebep olduğu çevre tahribatı ve bunun yarattığı sosyal tepki var. Geçen haftaya şekil veren sosyal ve siyasi olayların başında bu tepki geliyor.

Muğla’nın Milas ilçesinde Yeniköy ve Kemerköy ‘de 1987 ve 1998’de faaliyete geçmiş olan termik santrallerde kullanılan linyit kömürünün çıkartıldığı Akbelen’de belirli aralıklarla yapılan bir alanda ağaç örtüsünün kaldırılması işlemi, bu yıl ciddi bir muhalefetle karşılaştı. 36 yıldır süren bu işlem, HDP ve Yeşil Sol Parti ile bazı dernekler, STK’lar ve son olarak da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmasıyla bu tepki, ciddi bir boyuta ulaştı.

Kömürden elektrik üretiminin dünya çapında durdurulması ve küresel bir moratoryum ilan edilmesi şu anda, hele Rusya-Ukrayna savaşının sebep olduğu enerji bunalımı sürerken, mümkün değil. Akbelen’deki iki santralin, Ege’nin elektriğinin yarıdan fazlasını ürettiği, bu sayede ülkeye yılda bir milyar dolar doğal gaz tasarrufu sağladığı dikkate alınır ve bölge halkının CHP lideri dahil, konuyu yeni bir boyuta taşıma eğilimi gösteren dernek faaliyetleri karşı tepkisi de hatırlanırsa, sorulabilecek tek meşru soru şudur:

Haberin Devamı

Bu orman örtüsünün kaldırılması işine nasıl son verilebilir?

İki santralin bugün sahibi olan firmaların bu soruya verdiği cevap açıktır:

Altındaki kömürün çıkartılması, ağaçlar kesilmeden mümkün değildir. Ancak kesilen her ağaç için, her iki firma da Orman Genel Müdürlüğü’nün gösterdiği yerde, en az 20 ağaç yetiştirmek zorundadır. Firmalar dikilen fidan sayısının resmi zorunluğun kat-kat üstünde olduğunu, 78 hektar alanda kesilen kızıl çam ağaçlarının yerine şu ana kadar 200 hektardan fazla başta zeytin olmak üzere meyve ağaçları ve akasya dikilmiş bulunuyor.

Türkiye’nin de katılacağı küresel moratoryum kararı alınıncaya kadar yapılacak olan en yararlı iş, çevre-enerji-sanayi dengesini dikkatle korumak ve bu meseleyi siyasal istismar konu yapmamaktır.