Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Dünyanın gözü geçen hafta Morca Mağarası’ndaydı. ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin indiği Morca’nın keşfinin maceralı bir öyküsü var. Üstelik Morca, yeni bakteri türlerinin bulunması ve endemik kerevit türünün dünya literatürüne girmesiyle de dikkatleri çekiyor.

Türkiye’nin en derin 3’üncü mağarası Mersin’deki Morca Mağarası, geçen hafta hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündemindeydi. Mağarada araştırma yapan ABD’li mağaracı Mark Dickey’nin, 1.000 metrede mide kanaması geçirmesi sonrasında başlatılan kurtarma çalışmaları, herkes tarafından ilgiyle izlendi. Bu derinlikte ilk kez böyle bir kurtarma operasyonuna imza atıldı. 9 gün süren çaba sonunda Dickey, sedyeyle sıfır noktasına taşınarak sağ salim mağaradan çıkarıldı.

Haberin Devamı

Tabii birçok kesim, ABD’li mağara araştırmacısının neden Morca’da olduğunu sorgulamaya başladı. Oysaki mağaralar barındırdıkları gizemlerle hem dünya mağaracıları hem de bilim insanları için öteden beri önemli bir çekim noktası. Çünkü yaşam, sadece dünya yüzeyiyle sınırlı değil! Yerin yüzlerce metre altında dış etkenlerden uzak oluşan ekosistem, yeni keşifler için eşsiz fırsatlar barındırıyor. Mesela Morca’da bulunan kerevit türü, yakın zamanda, endemik bir tür olarak dünya literatürüne kazandırıldı. Yine geçen ay mağaradan alınan örneklerin incelenmesi sonucu, yeni bakteri türünün keşfedildiğini öğrendik. Biyoteknolojik potansiyeli araştırılan bu bakteri, belki de yeni bir antibiyotiğin kaynağı olacak. Bu açıdan mağaralar büyük bir zenginlik. Ve biz çok şanslıyız. 40 binden fazla mağaranın bulunduğu tahmin edilen ülkemizde, keşfedilmeyi bekleyen daha yüzlerce mağara var.

Morca nasıl keşfedildi?

Zaten Morca’nın keşfi de yakın zamanda gerçekleşmiş. Anadolu Speleoloji (Mağara Bilim) Grubu kurucularından Ender Usuloğlu, bölgedeki Çukurpınar Mağarası’nı araştırdığı sırada, kestirme bir yolu kullanırken Morca’yı fark etmiş. Taş atıp derinlik denemesi yaptıktan birkaç yıl sonra da 2004’te İranlı mağaracılarla birlikte Morca’ya girmişler ve mağaranın keşfi o günden bu yana farklı ekiplerin turlarıyla sürüyormuş. 57 yaşındaki Ender Usuloğlu, son inişte Mark’ın yanında bulunan isimlerden. Kendisiyle konuştuğumda kamptaki malzemeyi toplayıp dönüşe hazırlanıyordu. Aşağıda yaşananları bir de ondan dinledim. Yaşanan hastalığa karşın, bu derinlikte bir mağarada bilimsel araştırma yapılabilmesine katkı sağladığı için mutlu olduğunu anlatıyor Usuloğlu. Türkiye’nin mağara açısından çok zengin bir coğrafya olduğuna işaret eden Usuloğlu, “Mağaradan alınan örneklerden biri olan tatlı su kerevitleri endemik çıktı. Yeni bir bakteri türü üzerinde de araştırma yapılıyor. Akademisyenlerimizin yeni keşiflere yönelik makaleler yayınlaması Türkiye’nin zenginliğidir” diyor.

Haberin Devamı

Kurtarmada kullanılan harita

Morca’yı en iyi bilen mağaracılardan Ümit Günhan da, kurtarma operasyonuna katılan isimlerden biri. Jeomorfolog olduğu için Morca’nın haritalamasını o yapıyor. Kurtarma çalışmasında kullanılan harita da ona aitmiş. Koluna Morca dövmesi yaptıracak kadar mağaraya aşina olan Günhan, Mark’ın hastalığının yeni kolların araştırılması esnasında gerçekleştiğini anlattı. Mağaradaki farklı derinlikleri kendilerinin isimlendirdiklerini belirten Günhan, “Morca’nın ismi de girişteki mor renkli kireç taşı oluşumlarından geliyor. Aşağıda su tarafından aşındırılmış taşların oluşturduğu plaja benzer bir bölge var, oraya da Morca plajı diyoruz. Daha aşağıda Desperado Salonu var mesela. Çok çamurlu bir bölge ve mağaranın orada bittiğini düşündüğümüz için ‘umutsuzluk’ anlamında bu ismi koymuştuk. Sonra ilerleyince 1000 metrede kamp alanı oluşturduk ve oraya ‘Umut Kampı’ adını verdik. Mark da tam o noktada tedavi edildi ve gerçekten de orası, herkes için umut oldu. Biz mağaracılar mağarayı keşfetmek için yeni kollar ararken, topladığımız örnekleri de bilim insanlarıyla paylaşıyoruz. Bunlar akademik çalışmalara dönüşüyor. Diğer yandan Morca’yı uluslararası arenada tanıtmak önemli bir turistik değer” diyor.

Haberin Devamı

Morca’nın gizemi

Yaşananları anlattı

Ender Usuloğlu, Mark’ın 1100 metrenin altında baca tırmanışı yaparken rahatsızlandığını söylüyor, sonrasında yaşananları ise şöyle anlatıyor: “Ben 1000 metre kampında dinlenirken apar topar geldiler. Mark’ın sağlığı bozulmuş, kustuğunda kan gelmiş. Sadece benim yanımda mide için antiasit ilacı vardı ona başlattık. Sonra biraz sıcak su içti yine kustu, taze kan geldi. İyice bitkinleşince aklıma kuru üzümlerden serum benzeri bir şeyler yapmak geldi. Çünkü enerji için şekere ihtiyacı vardı. Yanımdaki kuru üzümleri sıcak suda kaynatıp serumvari bir şey yaptık. İçirdik, yatıp dinlendi. Sabah ikinci kez kusup kan görünce kız arkadaşı Jessica ve Rumen arkadaşımızın eksi 500 kampına çıkarak yardım istemesine karar verdik. Ondan sonra da kurtarma çalışması başladı. Müthiş bir azim ve emek harcandı. Arkadaşlarımız eksi 1000 metreyi âdeta su yoluna çevirdi gidip gelerek. Uluslararası destek kadar AFAD ve UMKE’nin çabası da çok önemliydi.”

Morca’nın gizemi