Kıbrıs enginarına dikkat!

Kıbrıs’ta ‘yeşillenme hastalığı’na neden olan ‘psillidi’ böceğinin tespit edilmesi, adadan ülkemize gelen tarım ürünleri için ciddi bir tehdit doğurdu. Tarım zehiri fosfin kalıntısı olup olmadığı da soru işareti.

Gıdalardaki riskler söz konusu olduğunda ‘Ne yiyeceğiz?’ sorusuna yanıt vermek her ne kadar zor olsa da araştırmalar, sera yerine açık alanda yetiştirilen, uzun depolama süresi olmayan, doğal şartlarda yetiştirilen taze meyve sebzenin, diğerlerine oranla çok daha sağlıklı olduğunu gösteriyor. Bunun bir örneğini de şu an enginarda yaşıyoruz.

Enginar, normalde nisan ayında tezgahlara geliyor. Ama Kıbrıs enginarı bölgenin ikliminden dolayı şubat itibarıyla hasat edilip satışa sunuluyor. O yüzden bizim pazarlara ilk gelen enginar da KKTC’de yetiştirilen enginarlar oluyor. Elbette bu enginarlar da eğer tarım zehiri kalıntısı içermiyorlarsa bizim Ege enginarları kadar sağlıklıdır. Ama bu yıl özel bir durum söz konusu.

Kıbrıs’ta ‘yeşillenme hastalığı’na neden olan ‘psillidi’ böceğinin tespit edilmesi, adadan ülkemize gelen tarım ürünleri için ciddi bir tehdit doğurdu. Hastalığı yayan böceklerin ürünlerle taşınması ihtimaline karşı Türkiye, havalimanlarına dahi yansıyan bir dizi önleme imza attı. Adana Havalimanı’na yolcu beraberinde getirilen meyve-sebze ve çiçeklerden yayılma olmaması için böcek tuzakları asıldı. Önlemlerden bir diğeri de adadan ithal edilen enginarın, fosfin içeren gazla ilaçlanması oldu. Bu kapsamda adadan gelen enginarlar, konteynerlerde bir süre fosfinli karbondioksite maruz bırakıldı. Bu işlemin ardından ürünlerin bazı yapısal değişikliklere uğradığına yönelik tespitler var. Enginarların iç kısımlarında derin siyah lekeler oluştuğu ve çürümeye benzeyen bu lekelerin hemen tüm ürünlerde gözlendiği belirtiliyor. En önemlisi de kalıntı elbette. Ürünlerde fosfin kalıntısı olup olmadığına dair herhangi bir kontrol yapılmadan enginarların pazarlara dağıldığı ifade ediliyor. Gaz hâlinde uygulanan fosfinin kalıntı riskinin yok denecek kadar az olduğunu söylense de enginar yemek için bir müddet daha beklemek en sağlıklı seçenek gibi duruyor.

Tebliğsiz sirke küpüne zarar

Zeytinyağında sahtecilik yapıldığına aşinayız. Tereyağını, balı da biliyorduk ama sirkenin bile tağşişe uğradığını yeni öğrendik. Meğer sirkelerin bir bölümü doğal fermantasyon değil, kimyasal asetik asitle yapılıyormuş. Her 10 sirkenin 1’inde tağşiş tespit eden Çukurova Üniversitesi Merkezi Araştırma Laboratuvarı’nın Müdürü Prof. Dr. Serkan Selli, elma ve üzüm sirkelerinde neredeyse hiç elma ve üzüm kullanılmayan numunelerle karşılaştıklarını açıklamış.

Gıda Mühendisleri Odası, sirkeye dair ürün tebliği bulunmaması nedeniyle bakanlığa bağlı laboratuvarda sirke analizi yapılamadığını duyurdu. Yani sirke zaten denetimsiz bir alanda üretiliyormuş. Sentetik sirkenin bu besin değerini sağlamayacağına ve uygun olmayan türde sentetik asetik asidin sağlığa zarar verebileceğine’ dikkat çeken oda, sirkede analizi mümkün kılan bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirtiyor.