İki yıl öncesine kadar hep sadece sıcak ülkeleri tercih ettim, Akdeniz Havzası, İpek Yolu rotaları, Atlantik ötesi keşif yolları, yeni bulunan kıtalar.. Meğerse Kuzey Avrupa’nın karlar ile kaplı hali ne kadar güzelmiş.. Bunu bu sene yaptığımız Finlandiya - Lapland turu ile anladım...
Finlandiya’nın kültürü ve etnik yapısı Ruslara, Sibirya halklarına ve Türklere daha yakın. Bununla birlikte yüzyıllar boyunca İsveçlilerin etkisinde yaşamış olan ülke günümüzde bir İskandinav ülkesi olarak kabul ediliyor.
Yüzölçümü yaklaşık Türkiye'nin yarısı kadar olan Finlandiya’nın nüfusu çok az, sadece beş milyon civarında. Buna rağmen Finliler az nüfuslarına ve kısıtlı doğal kaynakları ile dünyanın en zengin ve medeni ülkelerinden birini yaratmayı başarmışlar.
Finliler Nordik kültürden çok etkilenmişler. Gelenekleri ve mitolojileri İsveç etkisinde şekillenmiş. Hristiyanlığı da İsveç etkisinde Kuzey Haçlı Seferleri sırasında kabul etmişler. 19. yüzyıl başında İsveç'ten bağımsızlıklarını kazandıktan sonra gerçekleştirdikleri kalkınma hamleleri Atatürk' e ilham kaynağı olmuş. Atatürk Finlandiya seyahati sırasında ülkeden çok etkilenen Rus yazar Grigoriy Petrov'un kaleme aldığı Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabın Türkiye’de okullarda okutulması için tavsiyede bulunmuş.
Ülkenin tamamı binlerce ova, göl ve adadan oluşuyor. Bu topraklar Buzul Çağı sonrasında buzların erimesi ile yükselerek ortaya çıkmış ve bu süreç devam ediyor. Yüksek dağlar yok, sadece Rusya sınırına yakın bölgelerde orta yükseklikte tepeler bulunuyor. Bu arada not etmeliyim ki Finlandiya’da “dağ” tabir edilen Korvatunturi Tepeleri çocukların sevgilisi Noel Baba’nın evi olarak kabul ediliyor.
Avrupa'nın en kuzeyinde bulunan Finlandiya' nın özellikleri tahmin edebileceğimizden çok fazla. Örneğin Fince'nin güzel Türkçemiz ile aynı dil ailesinden olduğunu okumak beni çok etkiledi ve merakımı artırdı. Fince, adını sıklıkla duyduğumuz Ural-Altay dil ailesinin Ural grubuna, Türkçemiz ise Altay grubuna dahil sayılıyor.. Yoksa yerel halk Samiler ile uzaktan da olsa akraba olmayalım?
Finlandiya’nın iklimi bize göre biraz soğuk. Yazın ülkenin en güneyinde bulunan başkent Helsinki’de sıcaklık 20C ‘yi geçmiyor. Kışın ise ülke tamamen karlar ile kaplı. Hatta kıyıları çevreleyen Bothnia Körfezi ve Finlandiya Körfezi tamamen donuyor ve ulaşım sadece buzkıran gemileri ile sağlanabiliyor. Bu dönemde ülkenin kuzeyinde Kuzey Kutup Dairesi içinde yer alan Lapland’ta hava sıcaklığı -20 ye kadar düşebiliyor.
Yaşam, zor iklim şartları ve az gün ışığı ile uyumlu şekillenmiş. İnsanlar binlerce yıl bu bölgede ren geyiği ve husky köpekleri yetiştirmiş, ulaşımı onların çektiği kızaklar ile sağlamışlar. Orman ürünlerini işlemiş, somon ve ringa balığı avlamış, buzdan yapılmış igloo adı verilen evlerde yaşamışlar. Bu yaşam biçimi, Ren geyiklerinin ya da Husky’lerin çektiği kızaklar ile gezmek ve igloo otelde kalmak gibi bizim bölgede katıldığımız aktivitelerin de ilham kaynağı olmuş.
Kuzey Kutbu’na yakın bir konumda bulunmak, havanın soğuk olması nedeni ile bir dezavantaj olarak görülebilir. Oysa ki zümrüt yeşili renkte Kuzey Işıkları (Aurora Borealis), yaz gündönümünde geceyarısı güneşi, kış gündönümünde güneşin ufukta kısa bir süre görünüp batması, ayrıca kışın en kısa ve soğuk günlerinde aydınlığın geri döneceğine dair inancımızı tazeleyen tombul ve neşeli Noel Baba’nın burada yaşadığını düşünmek içimizi ısıtıyor.
Lapland'ın başkenti Rovaniemi, Kemi yakınlarında Bothnia Körfezi' ne dökülen Kemioki nehri kıyısında kurulu. Bu Bölgenin yerlisi Sami'ler buraya şehir diyor fakat bizim ölçülerimize göre kasaba demek daha doğru olur. Nüfusu altmışbine yakın olan Rovaniemi Finlandiya' daki en önemli turizm merkezlerinden biri.
Şehir merkezine on dakika mesafede 1950li yıllarda burayı ziyaret eden Eleonor Roosvelt’in önerisi ile Noel Baba köyü kurulmuş. Ayrıca yakın çevrede donmuş gölde yüzmeye gidebilir, kar motosikleti safarisine çıkabilir, yerli halkın kutsal saydığı Kuzey Işıkları'nı görebiliriz.
Fin mutfağı da başlı başına bir deneyim. Yemeklerde somon başta olmak üzere balık çeşitleri, ren geyiği eti ve orman meyveleri tercih ediliyor. Yemek kültüründe Rus etkisi oldukça belirgin. Ayrıca Finlandiya dünyanın en fazla kahve tüketen ülkelerinden biri.
Finlandiya’yı daha yakından tanımak ve uzaktan da olsa akrabamız sayılan Finliler ile tanışmak isterseniz yazın beyaz geceler dönemi olan haziran ayı, kışın ise aralık ve ocak ayları en uygun dönemler. Sömestre tatili boyunca da çok çeşitli program ve fiyat seçenekleri ile turlar düzenleniyor.
Gelenekler ile modernliği, insani değerler ve beşeri düzeni harmanlanayı başarmış Beyaz Zambaklar Ülkesi Finlandiya’nın güler yüzlü ve neşeli insanları ile tanışmak isterseniz mart ayı ortasına kadar devam eden turları ya da Türk Hava Yolları uçuşu ile Rovaniemi’ye direk uçmayı ve kendi keşif programınızı yapmayı seçebilirsiniz..
"Yüzünüzdeki gülümseme, insanlara kalbinizin yerinde olduğunu anlatmak için bir ışık yakmaktır."