Karlı kış günleri... Cebimde harçlıklarımdan biriktirdiğim üç beş kuruş, İstiklal Caddesi’nde yürüyorum. Tepebaşı’ndaki kitap fuarına geldiğimde, ellerim buz kesmiş ama bir heyecan bir heyecan... Sevdiğim yazarları göreceğim, kitaplarını imzalatacağım, birazı peşin parayla, annemle babamdan gizlediğim senetler imzalayarak bir sürü kitap alacağım... Nasıl güzel günlerdi onlar... Ben o giyinip süslenip ‘Beyoğlu’na çıkan’ kuşağa yetişemedim ama kalbi küt küt atarak kitap fuarının yolunu tutan şanslı insanlardan biri oldum. Sonra bir sanat dergisinde kitap tanıtımları yazarak başladığım gazetecilik dönemi... İleride Milliyet Sanat’a uzanacak... Bu kez haberlerini yaptım fuarın... Sonra o, Beylikdüzü’ne taşındı. Büyüdü, uluslararası boyut kazandı. Gelişimini mutlulukla izledim. Frankfurt’tan Galler’e çok sayıda kitap fuarı gördüm... Gezdim, yazdım... Ama hiçbiri o Tepebaşı’ndaki fuarın özlemini gidermedi.
Bu yılın sonuna doğru Demirören Holding İş Geliştirme Yöneticisi Ali Köseoğlu ile Demirören İstiklal’deki etkinlik ve fuar alanı Social İstanbul için sanat ve edebiyat projeleri üzerine yaptığımız bir toplantıda bu özlemimden bahsettim. Meğer Ali Bey de aynı özlemi paylaşanlardanmış. “Niye o Tepebaşı’ndaki kitap fuarı ruhunu yeniden Beyoğlu’na taşımayalım ki?” diye sordum. Bir çift parlayan gözle karşılık geldi ve sonrası da... Önce Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ile bir toplantı yaptık. Kenan Bey, projemizi, Beyoğlu’na kitap üzerinden kan getirme çabamızı sevdi. Bizi destekledi. Kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır. Bu yıl Milliyet Sanat dergisinin 45. yaşını kutlaması vesilesiyle, etkinliğe Türkiye’nin bu en köklü sanat dergisinin adını vererek yola çıktık. Ali Köseoğlu başkanlığındaki Social İstanbul ekibi, Milliyet Gazetesi Reklam Grubu Başkan Yardımcısı Hande Ataol ve çalışma arkadaşları, Milliyet Sanat dergisi editörleri ve elbette Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı... Olağanüstü bir sinerjiyle aylar süren bir çalışma... Projenin en önemli ayaklarından biri de Milliyet Sanat’ın 45 yılını anlatan bir sergi yapma fikriydi. Hocaların hocası, Türkiye’de plastik sanatların duayen ismi, Baksı mucizesine imzasını atan Prof. Hüsamettin Koçan, dar zamanda sergiyi düzenlemeyi kabul etti. Bayburt’ta kar kış dinlemeden projeyi oluşturdu. Sonra bizzat Social İstanbul’a gelip, serginin matematiğini anlattı. Kuruluş aşamalarını programladı. Türkiye’nin sanat belleğini Milliyet Sanat’ın 45 yıllık kapakları ve sayfaları üzerinden anlatan çok özel bir sergi hazırladı. Kitap, Koçan’ın dehasında sanatla buluştu.
Ve dün, Milliyet Sanat Kitap Günleri Social İstanbul’da başladı. Türkiye’nin önde gelen yayınevleri, herhangi bir kitap fuarına katılmanın ötesinde bir anlam taşıyan, Beyoğlu’nu canlandırmak gibi sosyal sorumluluk yanı ağır basan bu projeye destek verdiler. Bir büyük teşekkür de onlara...
“Beyoğlu’nu Araplar bastı, ah nerede o eski Beyoğlu” diye ağlamak işin kolay yanı... Biz, onu yeniden canlandırmak için karılan harca bir avuç çimento kattık. Sıra sizde. Gazetecilikte sıfır sayı diye bir tabir vardır. İlk sayının iddiasını taşır ama hazırlıktır yine de... Gelin ve sıfır sayımızı okuyun. Ki ilk sayı gelsin seneye, ikincisi sonra, üçüncüsü ve devamları... Sizin çocuklarınız da kitap için Beyoğlu’na koşmanın tadını çıkarsın...