Mersin birçok rengi içinde barındıran, farklı etnik kimliklere, farklı dünya görüşlerine sahip birçok insanın yaşadığı bir kent. Eğer bu farklılığı bir zenginlik olarak görürseniz, Mersin’in ne kadar kıymetli topraklarda yer aldığını anlayabilirsiniz. Birçok medeniyetlere ev sahipliği kent aynı zamanda ‘Güneşin kenti’ olarak tanımlanıyor. Mersin, ülkemizin bitkisel üretim değeri en yüksek üçüncü ili durumunda. Ülkemizde üretilen muz, limon, yeni dünya, yafa portakal, king mandalina gibi ürünlerin yarısından fazlası Mersin’de üretiliyor. Çilek, soya, keçi boynuzu, sivri biber, iç mekan süs bitkileri gibi ürünlerin de yüzde 20’sinden fazlasının üretimi de Mersin’de gerçekleştiriliyor. Mersin bakliyat ve narenciye ihracatında ülke genelinde ilk sırada. Narenciye Mersin tarımının can damarıdır. “Rize için çay, Ordu ile Giresun için fındık ve Malatya için kayısı ne ise, Mersin için narenciye O’dur.”
Diğerlerinden farklı
Festivaller şehirlerin dışarıya açılan pencereleridir. Ülkemizde çok çeşitli meyve festivalleri yapılmaktadır. Bunlardan bazıları; Tekirdağ’da (Süleymanpaşa) kiraz, Manisa (Salihli), İzmir (Selçuk) ve Bursa’da (Nilüfer) şeftali, Denizli’de (Çivril) elma, Adana ve Diyarbakır’da karpuz, İzmir (Urla) ve Balıkesir’de (Bandırma) kavun festivalleridir. Mersin Narenciye Festivali’ni ise tüm bu festivallerden farklı yapan önemli bir özelliği bulunmaktadır. Türkiye’de, ürünün kendisinin süsleme aracı olarak kullanıldığı ilk meyve festivalidir.
Öncelikle bu güzel festival için destek olan başta Mersin Valisi Ali İhsan Su, Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu ve Mersin Narenciye Festivali İcra Kurulu Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve tüm kurum, kuruluşlara teşekkürler…