İstanbul’a kadın kaptanlar aranıyor!

Her gün milyonlarca insanın hayatına dokunan İstanbul, dinamik yapısıyla yeniliklere ev sahipliği etmeye devam ediyor. Bu değişimin en güzel örneklerinden biri, direksiyon başında daha fazla kadın şoförün görülmesi. İstanbul’un karmaşık ve yoğun ulaşım ağı, kadınların da emeğiyle şekilleniyor.

İETT Genel Müdürü İrfan Demet ile yaptığım kısa bir sohbette öğrendiğim gelişmeler çok umut vericiydi. İETT, bünyesinde görev alan 163 kadın şoförle toplumsal eşitlik adına önemli bir adım atmış durumda. Dahası, bu kadınlar yalnızca otobüs direksiyonunda değil, sahada denetimci amir olarak da aktif roller üstleniyor. Genel Müdür, kadın çalışan sayısını artırmayı hedeflediklerini ve bu doğrultuda yeni başvurular beklediklerini belirtiyor; ancak yeterli başvuru alamadıklarını da ekliyor.

Buradan tüm kadınlara seslenmek istiyorum: İstanbul’un yollarında iz bırakmak ve toplumsal eşitliğin bir parçası olmak istiyorsanız İETT ailesine katılmak için cesaretle adım atabilirsiniz. Kadınların direksiyon başındaki varlığı, sadece toplumsal eşitlik açısından değil, İstanbul’un modern vizyonuna katkı sağlamak adına da büyük bir adım olur.

Boğaz’da balıkçılık sorunu

Diğer yandan İstanbul Boğazı, müsilaj tehlikesinin yanı sıra balıkçılık faaliyetleriyle de tehdit altında. Dünyanın birçok ülkesinde sığ sularda avlanmak yasakken, Boğaz’daki balıkçılar kuralları hiçe sayarak ağlarını neredeyse kaldırımlara atacak kadar ileri gidiyor. Bu durum, karadan amatör balıkçılık yapanları da olumsuz etkiliyor. Özellikle Sarıyer Çayırbaşı’da, Sahil Güvenlik Komutanlığı önünde bırakılan ağlar, ekiplerin botlarını bile çıkaramaz hale getirmiş durumda. Ne yazık ki, bu durum karşısında yetkililer sessiz kalıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hareketsizliği, Boğaz’daki balık popülasyonunu ciddi şekilde tehlikeye atıyor. Eğer önlem alınmazsa yakında Boğaz’da balık bulmak imkânsız hale gelecek. Yetkililere, bu soruna derhal müdahale etmeleri için bir kez daha çağrıda bulunuyorum.

Metruk yapılar yıkılıyor

Kent estetiği ve güvenliği açısından bir diğer önemli sorun ise metruk yapılar. Terk edilmiş bu binalar, yalnızca çevre kirliliği yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda çocuklar ve çevredeki vatandaşlar için ciddi tehlike oluşturuyor. Kartal Belediyesi, bu yapıları tespit ederek 36 binadan 13’ünü yıkmayı başardı. Bu adım, mahallelerdeki tehlikeleri ortadan kaldırmak ve yaşam kalitesini artırmak adına önemli bir başlangıç.

Direk var ışık yok!

Son olarak, Sarıyer’de Koç Üniversitesi öğrencilerinin aydınlatma konusundaki haklı şikâyetlerine değinmek istiyorum. Rumeli Feneri Caddesi’ndeki birçok aydınlatma direği aylardır çalışmıyor. Özellikle geceleri öğrenciler ve bölge halkı için bu durum ciddi bir güvenlik riski oluşturuyor. Boğaziçi Elektrik Dağıtım Şirketi’nin bu sorunu bir an önce çözmesi büyük önem taşıyor.

Adım atalım

İstanbul her geçen gün değişiyor ve gelişiyor. Kadın şoförlerden metruk yapıların yıkımına, aydınlatma sorunlarından çevre felaketlerine kadar pek çok konu gündemde. Ancak bu sorunların çözümü için hem bireyler hem de yetkililer sorumluluk almalı. Küçük dokunuşların büyük değişimler yaratacağına inanıyorum. Gelin birlikte daha güzel bir İstanbul için adım atalım.

Sağlıcakla kalın…