Eren Aka

Eren Aka

eren.aka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye’yi ve dünyayı sarsan Kahramanmaraş merkezli deprem faciasının üzerinden tam iki yıl geçti. O günlerde hepimizin dilinde aynı cümle vardı: “Bu felaket bir daha yaşanmasın” diyorduk, içimiz burkularak… 

Peki, gerçekten ders aldık mı? 

İki yıl önce, depremin vurduğu 10 ile tek tek gitmiştim. Yıkılmış şehirleri, çaresiz insanları, enkaz başında gözyaşları içinde bekleyenleri görmüş; Hatay’dayken ilk izlenimlerimde “Hayalet şehir gibiydi” diye yazmıştım. Her taraf zifiri karanlıktı, yollar yarılmış, binaların enkazı sağa sola savrulmuştu. Telefon, internet, elektrik, su, yemek ve tuvalet yoktu. O anları, o görüntüleri unutmak mümkün değil. 

Haberin Devamı

Depremden sonra yakınlarını arayan insanların telaşını, yardıma koşan gönüllülerin yolda nasıl saatlerce beklediğini, benzinin bile zor bulunduğu akaryakıt istasyonlarını hatırlıyorum. Antakya’ya girmek neredeyse imkânsızdı. “Yolları kapatan araçlar yüzünden onlarca ambulans sadece sirenlerini çalıyordu. Gidebilecekleri bir yol yoktu!” 

Bunları düşündükçe, içimde bir korku beliriyor. Merak ediyorum bugünlerde bir deprem yaşansa yine aynı çaresizliği mi yaşayacağız? 

Ege’de deprem alarmı! 

Şimdi ise Ege’de deprem fırtınası esiyor. Santorini Adası boşaltılıyor, uzmanlar bölgede büyük bir hareketlilik olduğunu söylüyor. Ege’deki sismik hareketlilik, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerimizin olası bir depreme hazırlığı ne durumda gerçekten bilmek istiyorum. 

İki yıl önce Kahramanmaraş’a girdiğimde gözlerime inanamamıştım. O zamanlar “Şehre girdiğinizde ayakta kalan sadece üç bina vardı. Onlar da hasarlıydı. Biri Büyükşehir Belediye binası, diğeri Valilik binası, üçüncüsü de Mado Dondurmacısı…” diye yazmıştım. Eğer bugün bir deprem olursa hangi binaların ayakta kalacağına emin miyiz? Bence değiliz! 

Kentsel dönüşüm gerçekten hızlandı mı? İstanbul’da, İzmir’de, Bursa’da, Balıkesir’de yaşayan milyonlarca insan, olası bir depreme ne kadar hazırlıklı? Yoksa yine büyük bir felaket yaşanınca mı harekete geçeceğiz? 

Haberin Devamı

En büyük tehlike unutmak! 

Deprem sadece yıkımla kayıplarla gözyaşlarıyla gelmiyor. Deprem, unuttuğumuz her şeyin bedelini bize ödettiriyor. Hatay’da, Gaziantep’te, Adıyaman’da, Kahramanmaraş’ta insanların nasıl enkazın başında çaresizce beklediğini, bir kazma, bir kürek için nasıl çırpındığını unutmayalım. 

Adıyaman’da bir AFAD görevlisi bana şunları söylemişti: “Buraya hep kıyafet geliyor. Ama bizim hiltiye, jeneratöre, demir kesme makasına ihtiyacımız var.” Bugün ihtiyaçlarımızı doğru belirledik mi? Afet hazırlık planlarımız var mı? Deprem çantamız hazır mı? 

Hatay’da, Adıyaman’da, Gaziantep’te yaşadıklarımızı tekrar yaşamamak için sadece enkaz kaldırmak yetmez. Deprem olmadan önce, yıkılmadan önce, kaybetmeden önce harekete geçmeliyiz. 

Alınan önlemler yeterli mi? 

Depremin ardından hem merkezi hükümet hem de yerel yönetimler çeşitli önlemler aldı. AFAD, lojistik merkezlerini artırdı, arama kurtarma ekiplerini güçlendirdi. Yeni yapı denetim yönetmelikleri getirildi, riskli binaların tespitine hız verildi. Ancak sahada hâlâ eksikler var. 

Haberin Devamı

Yerel yönetimler, özellikle büyük şehirlerde kentsel dönüşümü hızlandırmaya çalışıyor. İstanbul’da ve İzmir’de bazı ilçelerde riskli binaların tespiti sürüyor. Yeni sosyal konut projeleri ve rezerv alanlar oluşturuluyor. Fakat dönüşüm süreçleri hala yavaş ilerliyor, vatandaşlarla yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle bazı bölgelerde süreç aksıyor. 

Ayrıca afet toplanma alanları yeterli mi? En son yaptığımız kontrollerde birçok yerde bu alanların ya AVM’lere ya da rezidanslara dönüştüğünü gördük. Deprem anında insanların güvenle sığınabileceği yerler gerçekten hazır mı? 

Deprem eğitimleri yaygınlaştırıldı, kamu spotları artırıldı ama halkın bilinç düzeyi hala yeterli değil. Birçoğumuz deprem çantası bile hazırlamadık. 

Bugün, üzerinden iki yıl geçti. Sorum şu: Gerçekten hazır mıyız? 

Çünkü deprem unutmaz. Ama biz unutursak, bedeli çok ağır olur. 

Sağlıcakla kalın…