Küllerinden doğacak

O... Hamal babanın oğlu olarak barakada dünyaya gözlerini açtı.

Kendini bildiğinde sokakta ticarete başladı.

Gazoz, simit sattı.

Erişkinliğe adım attığı dönemde...

İşportayla yaşam kavgasına girdi.

Yeteneği ve diliyle bütünleşen çalışma azmiyle seyyar satıcılığına başladı.

Sabah tezgâhtarlık, akşam işportacılık.

Hiç boş durmadı, ailenin ekmeğe ihtiyacı vardı.

***

Transfer edilen ilk tezgâhtar oldu.

Gazocağının vazgeçilemediği günlerde, tüpgazı tanıttı, bayiliğini aldı.

Kapı kapı dolaşarak tüpgazlı ocakları taksitle kadınlara verdi.

Rahmetli Vehbi Koç’un takdirini kazandı, teşvik gördü.

İzmir’in gecekondu semti Gültepe’de ilk dükkânını açtı.

***

Numan Özdil...

Askerden dönünce İzmir’de ilk taksitli satışları yaygınlaştırdı..

Şehirleri dolaşarak fabrikalardan topladığı malları keseye uygun taksitle sattı.

Çeksiz, senetsiz, basit bir sözleşmeyle.

Gazeteye verdiği ilanla yüzden fazla amatör pazarlamacıyı yanında topladı.

Gazete ilanı şöyleydi:

“Ayda 1 milyon lira kazanmak ister misiniz?”

Emeklisi, öğretmeni, ev kadını, öğrencisi, hatta memurlar kuyruk oluşturdu.

Beyaz eşya, tencere, tava...

Mobilya...

Halı, battaniye, züccaciye satışında çığır yarattı.

Malı alan, aybaşında gelip taksidini ödüyordu.

İzmir’in Alsancak ve Hatay semtlerinde zincir mağazalar açtı.

***

70’li yılların sonu... 80’li, 90’lı yıllarda...

Özdil mağazalarının binlerce müşterisi vardı.

Slogan olmuştu; “Özdil’e gittin mi?”

Satan da alan da memnundu.

Ardından İzmir’in televizyonunu kurdu; Kanal 1...

Almanya’dan getirdiği basit teknolojiyle aynı anda çok sayıda televizyonu vitrinde oynatınca, yer yerinden oynadı.

Ve radyoyu ekledi. Kanal 101. İlk ve tek yayıncılıkla bir anda ismini daha da parlattı, iyi para kazandı.

Ulusal basınla rekabet ediyordu.

Siyasi parti liderleri, bakanlar en önemli açıklamaları İzmir’e gelerek Kanal 1 aracılığıyla duyuruyordu.

Ve gelişmenin devamı olarak...

Elektronik eşyalar, otomobil satıcılığı ve bakım servisleri.

Artık şirketler topluluğunun ve milyon dolarların sahibiydi.

***

2000’li yılların başında...

EGS olarak bilinen Ege Giyim Sanayicileri holdingin büyük hissedarı oldu.

İzmir’deki sermaye sahipleriyle çok ortaklı banka, leasing, inşaat, gayrimenkul ortaklığı, factoring, dış ticaret, tekstile aynı anda el attı.

TV’sini, kazandığını sermaye olarak buraya kaydırdı, ancak.....

Ülkedeki o meşhur ekonomik kriz, paranın değerini kaybetmesi, dövizin inanılmaz fırlaması ve yönetimdeki yanlışlıklar falan...

Çöküşü getirdi.

Kazandıkları tek tek silinmeye başladı.

***

İzmir’in unutulmayan işadamı, bugün 73 yaşında.

Güzelbahçe’de torunlarıyla birlikte börekçi dükkânı işletiyor.

Hayat felsefesi; paylaşmayı bileceksin, inandığına sahip çıkacaksın ve çalışacaksın.

Hala koşturuyor, zirveden düşmenin ezikliğini yaşamıyor.

Aksine daha çok hırslı, daha çok azimli.

Her zamanki gibi sevecen, güleç yüzlü.

***

“Bundan sonra ne yapacaksınız?” diye sordum.

Televizyon diliyle yanıtladı:

“Birazdan... Az sonra...”

Numan Özdil, küllerinden doğarak ikinci bahara hazırlanıyor.

***

Roman gibi bir hayat...

Film gibi olaylar.

Fakirliğin dibi, zirvenin zenginliği dün yaşanmış bitmiş.

Bundan sonrası önemli.

Bekleyip, göreceğiz Numan Özdil’i.